SANAL ORTAMLAR VE TOPLUM ŞEKİLLENMESİ
Teknoloji dünyanın her yerinde her şeyin belirleyicisi oldu demek ne kadar mutlak gerçeklik sayılamaz olsa da hayatın içerisinde her şeyi ile artarak yer aldığı ve alacağı o kadar mutlak sayılır görünüyor.
Yaşamın teknik işlerini kolaylaştıran ve de fazlaca hızlandıran etkileri yanında sosyal ,arkadaşlık, dostluk ve hatta aile ilişkilerinin teknolojide yaşanan bu hızlı gelişimle sanallığa boğulma ivmesi duygusal dünyalarımızda da o oranda değişimler yaşatıyor/yaşatacağa benziyor.
Dolayısıyla teknolojinin bu anlamda yarattığı/yaratacağı bir çok öngörülemezliklerin olması ne kadar kaçınılmaz ise ülkenin hukuk, eğitim ve bunların neticesi olan ekonomik yapısının bozulmasıyla ortaya çıkabilecekler o kadar öngörülebilinir.
Hele de burada konu çocuklarımız ve gençlerimiz olursa öngörülebilirliğin kanallarını çoğaltmak gerekir.
Teknoloji üreten toplumların yarattığı ve büyük paralar kazandıkları sosyal platformlar kaynaklı olumsuzluklara dair öngörüler ile bunlara yönelik önlemleri hem üreten, daha çokta tüketen ülkelerin maksimum seviyeye çıkarmak zorunluluğu olmalıdır.
Türkiye’nin eğitim sisteminin üretimden uzak ve nüfusun yarısından fazlasının genç olduğu gerçeğini bilen dev teknoloji üreticileri için ülkemiz ideal pazar olma birinciliğini kaptırmıyor.
O nedenledir ki üretici ülkeler oyun, telefon, PS, bilgisayarlardan oluşan teknoloji fuarları ve bunları sergilemelerinin en göz alıcılı olanlarını ülkemizde gerçekleştiriyor. Bu şirketlerin temsilcileri ile de yapılan söyleşilerde “Türkiye’nin dinamik ve büyük bir pazar” olduğunun altını çiziyorlar
Üretici ülkelerin iştahını kabartan pazar olma halimiz ne yazık ki aynı oranda ailelerin en çok sorun yaşadıkları ve belası olan konuların başında geliyor.
Ailelerin sınır koymada zorlanmaları ya da koyamadıkları durumda sınırsız sosyal medya tüketeni olan gençlerimiz girdikleri sanal ortamlarda kendilerini var edebilme (sosyal ve ekonomik) ve daha çokta görünür olma duygularını buralarda yalan yanlış beslemeye çalışırken bu durum, çıkan sonuç bir anlam da ülkenin hukuk, eğitim ve ekonomik yansımalarının da bir çeşit göstergesi oluyor.
Örneğin geçen hafta bir sanal ortam ünlüsünün(fenomen) diğeri ile birbirlerini tehdit etme ile başlayan sözleri ardından öldüresiye yumruklamalarla devam eden düelloları ( videoyu baştan sona izledim bana kalırsa fenomenliği daha da pekiştirme için yapılmış), ve bu kanlı dövüşün kayda alınıp sosyal medyaya servisi ve viral olması çocukların benzerlerini ve daha da kötülerini yapabilecekleri bir Türkiye’de olduklarını gösteriyor.
Çünkü ülke gündeminden düşmeyen mafyalar ve bunların siyasal ve hukuksal ilişki ağının Türkiye gerçeğinde ki yerine ,ağırlığına ve de yarattığı sonuçlarına bakıldığında her gününü bu ilişkiler ağı ile öreyen bir ülkede tüm bu yaşananların hukuksal karşılığı “yok hükmünde”, eğitimsel karşılığı “hiçlik yaratma beraberinde umutsuzluk ve gelecek kaygısı çoğaltma” olunca ve bunların kaçınılmaz neticesi olan ekonomik çöküntü de duruma eşlik edince çocuk yaştan itibaren her türlü suça ,hele ki teknolojinin yarattığı erişimi son derece kolay ortamlarla ulaşma ve bulaşabilme olasılığı daha da artmış oluyor/olacak da görünüyor.
Öğretmenin önlük giymesine kafayı takanların önlüğün boyuna gösterdikleri ilgi alakanın????
Ve de
okullarda gençlerini iki konferansla koruduklarını(!?) sananların
teknolojinin yarattığı bu sanal ortamların zorbalığından nasıl korumaları gerektiğine yönelik teknik önlemler alma yanında tüketici olmalarından çıkarır çalışmalar yapmaları gerekmez mi?