Yasaklar Cenneti..!
Başlık abartılı olmadı sanırım!
Çünkü, Türkiye son yıllarda Yasaklar Cenneti’ne döndü.
Her şey yasak!
Adamına ve düşüncesine göre.
Öyle ki Bay Başkan yasaklar konusunda 12 Eylül Darbe dönemini bile geride bıraktı.
Dahası mumla arar olduk!
Nedir bu yasak furyası?
Nedir bu korku?
Tabi ki belli.
Bay Başkan ve ekibini “Kaybetme korkusu!” sardı.
Yolun sonu görünüyor!
Kaybedeceğini anlayan insan ne yapacağını şaşırır!
Deli Dumrul gibi olur.
Oraya buraya saldırır!
Halka korku duygusunu aşılar.
“Ben olmazsam batarsınız ha!” demeye getirir.
En kötüsü de halkı böler.
Benden ve benden olmayanlar, diye.
Dindar nesil yetiştireceğiz derken, bir bakmışsınız kindar nesil yetişmiş.
Halk birbirini jurnallemeye başlamış!
Zaten son günlerin trendi jurnalcilik!
İmamlar jurnalliyor!
Medya jurnalliyor!
Belediye başkanları jurnalliyor!
Bay Başkan emir veriyor!
Yargı tıpış tıpış gereğini yapıyor!
Yargı bağımsızlığı mı?
Geçmişte kaldı!
Tekrar gelir mi?
Mutlak gelecek!
Öncelikle HSK işini düzgün yapacak!
Emir kullarını değil, yargı bağımsızlığına inananları atayacak!
Sonrasında da Diyanet.
Din adamlarımızı iyi eğitmek gerek.
Bu iş İmam Hatip’le falan olmuyor.
Ancak ve ancak Müslümanlığı iyi bilmek/anlamakla olur!
Dinimizde hoşgörü vardır.
Paylaşım vardır!
Bağışlama vardır!
Kin, düşmanlık, ayrıştırma yoktur!
Linç hiç yoktur!
Bizimkiler ne yapıyor?
Şarkıcı kızımızı yanlış/yakışıksız söz söylediği iddiasıyla düpedüz linç ediyor!
Yetmiyor Bağımsız Yargımız(!) hemen cezaevine tıkıyor.
Sanki, bir yerlerden emir almış gibi.
Ben yargının emir aldığına inanmıyorum!
Desem de,
Bana inanmayın!
Vaziyet kötü!
Bindik bir alamete, gediyoz gıyamete..!
Allah sonunu hayır getirsin!
Sözün ÖZÜ;
Yasaklar Cenneti’nde yaşamak zordur!
Her şeyi yasaklayan kişiyi korku sarmıştır!
Çok iyi biliyorum.
Birisi kafasına yasak koyana kadar herkes özgür doğar. "Tam özgürlüğe sahip değiliz. Hayatta şunu kabul etmek zorundayız: Yasaklar, engeller ve sınırlar."
Özgürlükler hiçbir zaman sınırsız değildir.
Ama, yasaklar da!
Yurdum insanı daha çok özgürlüğü hak ediyor!
Geçinemiyorum/açım deme özgürlüğünü de,
Festival yapma özgürlüğünü de,
Yürüme özgürlüğünü de,
Protesto etme özgürlüğünü de.
Özgürlük demokrasinin olmazsa olmazıdır!
Yılmak yok mücadeleye devam!
Mutlaka bir gün özgürlükler gelecek.
Ama o gün, Cemal Süreyya’nın dediği gibi,
“Özgürlüğün geldiği gün, o gün ölmek yasak” olacak.
Yasalar uymak içindir, tamam.
Ancak, her yasağa uymak zorunda değilim!
Can Yücel’in mısralarındaki gibi;
Senin için yasak dediler.
Yasaklar çiğnenmek içindir dedim…
Senin için imkansız dediler.
Önemli olan…
İmkansızı başarmak dedim…
Son Söz;
Adalet aramaya devam!
Ama nasıl bir dünyada?
Onu da Can Yücel ne güzel yazmış.
Fakirin gayri meşru çocuğu olursa piç, zenginin olursa yasak aşkın meyvesi olur. Fakir, kız peşinde koşarsa sapık, zengin koşarsa playboy olur. Fakir toplanırsa çete, zengin toplanırsa toplantı olur. Fakir çalarsa hırsızlık, zengin çalarsa yolsuzluk olur.
Kavramların bile cepteki paraya göre değiştiği bir dünyada adalet arıyoruz.