İrem Yıldız | SEDEF HASTALARININ DİKKATİNE! | Güney Gazetesi Mersin
İrem Yıldız

SEDEF HASTALARININ DİKKATİNE!


Sedef hastalığı, kronik ve bulaşıcı olmayan, özellikle derinin maruz kaldığı iltihaplı reaksiyon oluşturan bir hastalıktır. Derinin dış katmanlarındaki gümüş rengi parlayan pul ve iltihaplanmış kızarık deri parçaları, sedef hastalığı için karakteristik özelliklerdir. İlk etapta sedef hastalığı kendini deride gösterse de eklemler, tendonlar veya tırnaklar gibi vücudun başka bölgeleri de etkilenebilmektedir. Sedef hastalığının başlangıcı, kalıtsal unsurları tetikleyen çevresel kışkırtıcı faktörlerin eylemini gerektirir. Bu faktörler (streptokok enfeksiyonları, yasaklı madde kullanımı, alkol, sigara, cilt travmaları, psikolojik stres, iklim, metabolik problemler, hormonlar, oksidatif stres, dengesiz beslenme gibi) sedef hastalığının tekrarlamasında önemli ölçüde rol oynamaktadır.

KIRMIZI ET VE SÜT: Kırmızı et ve süt ürünleri; araşidonik asit adı verilen çoklu doymamış bir yağ asidi içermektedir. Geçmişteki araştırmalar, araşidonik asit yan ürünlerinin sedef lezyonları oluşturmada rol oynayabileceğini göstermiştir.

GLUTEN: Sedef hastalığı olan kişilerin gluten duyarlılığında artış olduğu tespit edilmiştir. Sedef hastalığınız ve gluten duyarlılığınız varsa, gluten içeren gıdaları kesmeniz önemlidir. Kaçınılması gereken besinler; buğday, çavdar, arpa, makarna, erişte, soslar ve çeşniler, bira ve malt içecekler…

DOYMUŞ YAĞ VE TRANS YAĞ İÇEREN BESİNLER: Kırmızı et, süt ve süt ürünleri, kızarmış ürünler, margarin, fast food ve birçok işlenmiş atıştırmalıktaki doymuş ve trans yağların vücutta iltihaplanmayı tetiklediği bilinmektedir. Çalışmalar, vücuttaki aşırı yağ ile sedef hastalığının gelişimi ve sedef hastalığı semptomlarının kötüleşmesi arasında bir bağlantı olabileceğini düşündürmektedir.

RAFİNE KARBONHİDRAT İÇEREN BESİNLER: Beyaz ekmek, beyaz pirinç, makarna, hamur işleri ve bazı kahvaltılık tahıllar gibi rafine karbonhidratlar posadan ve kepekten arındırılmışlardır. Rafine karbonhidratlar kanınızda iltihaba yol açabilen maddeler olan gelişmiş glikasyon son ürünlerini artırarak sedef hastalığı semptomlarını alevlendirebilmektedir.

İLAVE ŞEKER İÇERİĞİ YÜKSEK BESİNLER: Meyveli soda, hazır meyve suları, şekerlemeler, unlu mamullerdeki ilave şekerler, meyvenin içerdiği doğal şekerden farklıdır. Çok fazla şeker eklenmiş besinler, sitokin adı verilen inflamatuar protein seviyelerinin artmasına yol açmaktadır. Bazı araştırmalar, aspartam gibi yapay tatlandırıcıların da kronik iltihaplanmaya yol açabileceğini ve böylelikle sedef semptomlarının alevlenebileceğini düşündürmektedir.

ALKOL: Karaciğeriniz alkolü metabolize edebilmek için kimyasallar üretir; bu da yoğun ve düzenli alkol tüketirseniz uzun süreli iltihaplanmaya neden olur. Alkol ayrıca bağırsaklarınızdaki iyi bakterilere zarar verir ve bu da bağırsaklarınızda iltihaplanmaya neden olabilmektedir. Otoimmün alevlenmeler, bağışıklık sisteminin sağlığı ile bağlantılıdır. Alkolün, bağışıklık sisteminin çeşitli yolları üzerindeki yıkıcı etkileri nedeniyle sedef hastalığını tetiklediğine inanılmaktadır.

MEYVE VE SEBZELER: Tüm iltihaplanmayı önleyici diyetler meyve ve sebzelerle doludur. Meyve ve sebzeler, oksidatif stresi ve iltihabı azaltan antioksidan bileşiklerden zengindir. Sedef hastalığının tedavisinde bağışıklığı güçlendirdikleri için meyve ve sebze tüketimi oldukça önemlidir.

YAĞLI BALIK: Yağlı balıklardaki omega-3, iltihaplanmayı önleyici etkiye sahiptir. Sedef hastasıysanız somon, sardalye, alabalık ve morina balıklarını tercih edebilirsiniz.

BESİN TAKVİYELERİ: Yapılan bir incelemede, besin takviyelerinin sedef hastalığındaki iltihabı azaltmaya yardımcı olabileceği gösterilmiştir. Balık yağı, D vitamini, B12 vitamini ve selenyum sedef hastalığındaki alevlenmelerin sıklığını ve şiddetini azaltabilmektedir.



ARŞİV YAZILAR