Abidin Yağmur | Nazım | Güney Gazetesi Mersin
Abidin Yağmur

Nazım


1996 yılının ılık bir bahar günü.

Mersin İletişim Lisesinin kütüphanesinde, birkaç öğrenci, bir edebiyat öğretmeni, duvar gazetesi ile 3 aylık derginin toplantısını yapıyoruz.

Yazılar, şiirler, derlemeler…

Öğretmen pencerenin kenarında oturmuş, dışarıyı izliyor.

O zamanlar okulun yanında Forum Mersin yok. Bu kadar bina da yok haliyle. Tarlalar uzanıyor.

Biz birkaç öğrenci kafaya takmışız.

Nazım Hikmet’in bir şiiri de olacak dergide.

Şiirin başlığını okuyor, birkaç da dize okuyor arkadaş.

Öğretmene bakıyoruz…

Acaba kızacak mı, kızmayacak mı?

Benim ceket cebimde Ahmet Kaya kaseti çıktı diye müdür herkesi bir güzel azarlamış çünkü.

Nazım’a ne der?

*

Öğretmen gözlerini tarlalardan almadan, dalgınca konuşuyor.

Diyor ki…

“Hikmet Ran yazın bari. Adını tam yazıp da bu herifleri huylandırmayalım.”

*

O yıl dergi çıkardık. 

Nazım’ın şiirini koyabildik mi?

Hikmet Ran diye mi yazdık adını?

Yoksa son anda çıkardık mı?

Hatırlayamadım.

Ama duvar gazetesindeki şiirinin altına Hikmet Ran yazdığımızı ve sosyalist liseliler arasında bu yüzden iyi bir tartışma çıktığını hatırlıyorum.

*

Şimdi okullarda Nazım Hikmet şiirleri okutulur mu?

Çocuklar okul dergilerine büyük şairin şiirlerini rahatlıkla koyabilir mi?

Muhtemelen pek zorluk çıkarılmasa da türlü bahanelerle hâlâ sansürleniyor olmalı lazım.

*

Bugün bizim gazetede bir haber okuyacaksınız.

Akkuyu Nükleer Santralini yapan Rus devlet şirketi, Nazım Hikmet’in hayatının anlatıldığı tiyatro oyununu sergilemesi için Rusya’dan tiyatro grubu getirmiş.

Oyun Akkuyu NGS çalışanları için sergilenmiş.

*

Maksat ne?

Maksat hem Rusya’ya hem nükleer santrale olumlu bakılmasını sağlamak galiba.

Ne diyelim ki…

 



ARŞİV YAZILAR