Kör göze parmak sokmak !
TDK deyiş olarak kabul etmiyor.
Ama, halk arasında çok kullanılır.
Kör göze parmak sokmak, sözü.
Anlamı, "Çok belli, göze batacak kadar ortada, bunu görmemek için kör olmak gerek." tir.
Son gülerde MIP’in limanı genişletme projesi gündemden düşmedi.
Geçen hafta temeli atılacaktı, Sayın Bakanın işi çıkınca ertelendi.
Temel atma töreni dün yapıldı.
Atatürk Parkı’nda eylem, Limanın içinde temel atma töreni!
Yüksel Kardeşim Haberci’deki köşesinde dün çok güzel yazmış olayı.
“Düğün ve Cenaze” başlığıyla.
Başlık bizim gazeteci taifesinin deyimiyle, “cuk oturmuş!”.
Ama kimin umurunda ki?
Sen-ben yazarız, üç-beş çevreci aktivist protesto eder.
O kadar.
Düğün-dernek devam eder.
Çünkü, son 19 yılda Türkiye’yi yönetenlerde ne haya kaldı ne de maya!
Duyarsızlık aldı başını gitti!
Eskiden bir evde cenaze varsa, o mahallede bırakın düğün yapmayı radyo bile açmazdı insanlar.
Şimdi ise tam tersi.
Mersin’in karşı çıkmasına rağmen kör göze parmak sokar, gibi temel atma töreni düzenleniyor.
Artık kimse halkı iplemiyor.
Bay Başkan iplemedikten sonra atamayla gelen bakanlar mı ipleyecek?
Veya iktidarın büyük destekçisi sermaye mi?
Yüksel Kardeşim yazısına,
“Ya Mersin Basını?
Anadolu medyası diye öğünürler işlerine gelince.
Şimdi mütareke medyasından farksızlar.” diye devam etmiş.
Geçti o eski günler, mazide kaldı!
Anadolu medyasına o kadar güvenme!
Gazeteci eskiden daktilonun tuşlarına basarak haberini yazarken mutlu olurdu.
Şimdiler de ise sahibinin istediğini yazıp, emeğinin karşılığını alınca mutlu oluyor!
Tabi ki mesleğine ihanet etmeyenler de varlıkla -yokluk arasında bocalayıp duruyor.
Ancak, her zaman dik duruyor.
Hem de aslanlar gibi.
* * *
Ulaştırma Bakanı MIP’in temel atma törenine katıldıktan sonra bir dizi ziyaret yaptı.
Ziyaret programına baktım,
Çukurova Havaalanı Şantiyesi.
Valilik ziyareti.
Sonra Cuma namazı.
Temel atma töreni.
AKP’yi ziyaret.
Program buraya kadar normal.
Sonrasında Akdeniz ve Toroslar Belediyesi’ni ziyaret etti.
Yani, Cumhur İttifakı belediyelerini.
Büyükşehir, Yenişehir ve Mezitli programda yok.
Muhabirlik yaptığım günler aklıma geldi.
Eskiden bir bakan veya başbakan geldiği zaman Valilikten sonra mutlak Büyükşehir Belediyesi’ni de ziyaret ederdi.
Hangi partiden olursa olsun fark etmezdi.
Siyasi nezaket gereğiydi bu.
Kentin sorunları ile ilgili bilgi alır ve de çözümü konusunda yardımcı olma sözü verirdi.
Bazılarının, “eski çamlar bardak oldu Ali Bey!” dediklerini duyar gibiyim.
Doğrudur.
Ne siyasette nezaket kaldı ne de ikili ilişkilerde.
Bu da Türkiye’deki siyasetin kokuştuğunun acı göstergelerinden biridir.
Sözün ÖZÜ;
Bakan bey geldi şaşalı bir törenle temeli attı.
Paranın pulun önemi yok.
Nasıl olsa bir koyup, üç değil on alıyorlar.!
Mersin’e ne kalıyor?
Onu söyletemezsiniz bana!
Önemli olan MIP’nin muradına ermesi.
Yakın bir süreçte rıhtım ve genişleme alanı inşaatı başlayacak.
Hem de Mersinlilerin itirazına karşın.
Türkiye’de en büyük kim?
Bay Başkan!
Bay Başkan koskoca Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nı Mersin’e gönderip temel attırıyorsa oturun oturduğunuz yerde!
Bu saatten sonra ağlamak sızlamak işe yaramaz.
Adamlar, kör göze parmak sokuyorsa vardır bir bildikleri!
Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevitine.
Unutmadan, kul hakkı yemeyelim!
Sayın Bakan Uluslararası Çukurova Bölgesel Havaalanı Şantiyesini de gezdi.
Havaalanı 2022’de açılacakmış.
Zaten biliyordum ama olsun.
Daha da önemlisi, “Mersinliler Atatürk Parkı’nın konforundan yararlanmaya devam edecek!” dedi.
Bakanın muştulaması daha önemli.
Thank you, dear minister…