Cumhuriyet Halk Partisinin Mersin mitingi kalabalıktı, coşkuluydu, heyecanlıydı.
Sadece bir miting değildi izlediğimiz.
Türkiye’nin özetiydi.
*
Miting alanı da tıpkı Türkiye gibi, toplumumuz gibi ikiye ayrılmıştı.
Birinci ve büyük kısımda, sokaktaki insan vardı.
Emekçiler.
Emekliler.
Asgari ücretliler.
Çiftçiler.
Öğrenciler.
İşsizler.
Okuyamamışlar.
Okumuş atanamamışlar.
Çalışmış emekli olamamışlar.
Milletin ortak malı olan hazineden geçinememişler.
Dışlanmışlar.
İtilip kakılmışlar.
Horlanmışlar.
Torpilsizler.
Ankara’da dayısızlar.
Dilekçesi parmaklılar.
Tenceresi kalaysızlar.
İşini bilmemişler.
Uyanık olamamışlar.
Gemisini yürütememişler.
Düz yolda yolunu şaşırmışlar.
Kimsesizler.
*
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in enfes özetiyle söylersek:
İtirazım var, diyenler…
Alanın bir yanındaydı.
*
İkinci ve daha küçük kısımda, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in konuştuğu platformun önünde, arkasında, sağında, solunda siyasetin profesyonelleri vardı.
Bir de yarı profesyonelleri…
Bir de yarı profesyonel adayları…
*
Bunların birçoğunun durumu çok iyi.
Birçoğunun durumu fena sayılmaz.
İçlerinde işini bilmişler var.
Arabasını dağdan aşırmışlar var.
Uyanıklar var.
Ankara’da dayısı olanlar var.
Sağlam yerden torpili olanlar var.
Dört ayağının üzerine düşmüşler var.
*
Meydandaki bu iki grubu polis bariyerleri ayırıyordu.
*
Bariyerin bir yanındakilerin gündeminde yoksulluk vardı.
Açlık korkusu.
Kira korkusu.
Gelecek yıllar kaygısı.
Gelecek yıl kaygısı.
Gelecek aya nasıl çıkacağız kaygısı.
Yarına ne yiyeceğiz kaygısı.
Akşama ne yiyeceğiz, ne pişireceğiz kaygısı.
*
Bariyerin diğer yanındakilerin gündeminde gelecek seçimler vardı.
Acaba parti içinde hangi gruba yakın dursaydı?
Belediye başkanlığı için o ekibe mi yakın durmak iyiydi yoksa bu PM üyesine mi?
Genel başkana mı daha yakın olmak iyiydi etkili milletvekiline mi?
Milletvekilliği adaylığı şansını artırmak için kimin yanında görülmeliydi?
Belediye meclisi üyeliğinin yolu Niğde’den mi geçerdi, Mersin’de mi geçerdi?
*
Bariyerin bir yanındakiler, sokaktaki insanlar, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i dinlediler, alkışladılar, umut aldılar mı almadılar mı bilinmez, bayraklarını sarıp sarmaladılar, evlerinin yolunu tuttular.
*
Bariyerin diğer yanındakiler, siyaset profesyonelleri ile siyaset yarı profesyonelleri genciyle, orta yaşlısıyla, veteranıyla bol bol fotoğraf çektirdiler.
Fotoğraflar sosyal medyaya atıldı.
Güzel sözler, sloganlar yazıldı.
Partinin ileri gelenlerine övgüler dizildi.
O övgüler partinin ileri gelenlerinin gözüne sokuldu.
Beklemeye geçildi.
*
Yarın bir seçim olsa…
Polis bariyerinin bir yanında saatlerce bekleyen emekçiler, emekliler, asgari ücretliler, çiftçiler, öğrenciler, işsizler, torpilsizler, Ankara’da dayısızlar, kimsesizler tereddüt etmeden, aday listesine bile bakmadan, sırf “itirazım var bu zalim kadere” dedikleri için oylarını CHP’ye verecek…
Yarın bir seçim olsa…
Polis bariyerinin diğer yanında olan işini bilmişler, arabasını dağdan aşırmışlar, uyanıklar, Ankara’da dayısı olanlar, sağlam yerden torpili olanlar, dört ayağının üzerine düşmüşler eğer listelerde kendileri yoksa CHP’ye oy vermeyecekler…
*
Sonra yine bir miting olacak…
Oy verenler, bir yanda…
Oy vermeyenler, diğer yanda…