Hasan KÜÇÜK
KKTC 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Yenişehir Belediyesi, hayata geçirdiği ‘Yenişehir Söyleşileri’ kapsamında Mersinlilerle buluştu. Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen söyleşiye sivil toplum kuruluşlarının başkanları ve temsilcileri ile birlikte çok sayıda vatandaş katıldı. Söyleşi öncesi Derviş Eroğlu’nun biyografisinin anlatıldığı sinevizyon gösterimi yapıldı.
Açılış konuşmasını Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit yaptı. Davetlerini geri çevirmeyen Derviş Eroğlu’na teşekkür eden Özyiğit, Yeni Şehir Söyleşileri’nin Mersinliler için bir fırsat olduğunu söyledi. Özyiğit, söyleşilerle siyasal, kültürel, sanatsal ve ekonomi gibi alanlarında üst düzey görevlerde bulunan ve başarı yakalayan insanları Mersin’e getirmeye başladıklarını kaydetti.
KKTC eski Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ise söyleşiye hayat hikayesini ve siyasetteki dönemlerini anlatarak başladı.
“MERSİN’İN KIRRIS NEZDİNDE ÖNEMLİ BİR DEĞERİ VAR”
Mersin’in kendisi için anlamlı olduğunu ifade eden Eroğlu “Mersin denince aklıma 1974 Barış Harekâtı geliyor. Askerler gemilerle buradan Kıbrıs’a gelmişti. Mersin’in Kıbrıs halkı nezdinde önemli bir değeri vardır. Sizlerle buluşmaktan son derece mutluyum” şeklinde konuştu. Söyleşide Kıbrıs’ın yakın siyasi tarihi ile ilgili bilgiler veren Eroğlu, Kayserili olduğunu ve dedesinin Kayseri’den Kıbrıs’a Osmanlı zamanında gönderildiğini ifade etti. Eroğlu, “Kıbrıs Türkü Anadolu’dan Osmanlı’nın gönderdiği Türklerdir. Kıbrıs’ta Türk olmak kolay değil. Türklüğün ortaya çıkmaya çalışmasını daima engellediler. Ta ki 1974 Kıbrıs Harekâtına kadar, 1. ve 2. Barış Harekâtı ile Türklerin yaşayabileceği bir coğrafya yaratılmıştır. Ve daha sonra biz orada bir devlet kurduk. Anavatan Türkiye ile birlikte bu devlete sahip çıkmalıyız bize düşen görev bu devleti korumaktır. Kıbrıs Türklerinin Anavatan’a bir vefa borcu vardır. Kıbrıs Harekâtı bizleri toplu mezarlarının eşiğinden döndürdü. Partimde yetiştirdiğim tüm gençler bunu biliyor. Türkiyesiz KKTC olamaz, birbirimize ihtiyacımız var. Yaptığımız anlaşmalarla Türkiye’ye yetki verdik. Yeraltı zenginlikleri araması ve ortaya çıkarması için. Türkiye’yi Akdeniz’in dışına atmaya çalışıyorlar. Kuzey Kıbrıs’a Türklük mührü vuruldu ve bu mühür kalkmaz. Türkiye ve biz, güçlü ve birlikte olduğumuz sürece muzaffer olacağız” ifadelerini kullandı.
“KIBRIS’TA FEDERASYON ARTIK MÜMKÜN DEĞİLDİR”
Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği'nin desteğini arkasına alan Rum kesiminin, müzakere süreçlerinde sürekli masadan çekilen ve daha fazlasını isteyen taraf olduğunu anlatan Eroğlu şöyle devam etti: "Kıbrıs'ta federasyon olması artık mümkün değildir. Çünkü ben istedim diye olmaz, iki taraf da isteyecek. Şimdi dünyanın tanıdığı bir devlet, kendi deniz ve hava sahamızda İsrail, Mısır ve Yunanistan ile askeri tatbikatlar yapmaktalar. Dünyaya anlatmaya çalışıyoruz, dünya anlamıyor ama artık anlamaları lazım. Rumlara siz bu gücü verdikten sonra bizimle masaya oturup anlaşma yapmaz. Yapmazlar, gücü bizimle paylaşmazlar. Bize kalan alternatif, kurduğumuz devlete, anavatan Türkiye ile sahip çıkmak. Anavatan Türkiye, bugüne kadar yanımızdaydı, bugünden sonra da olacağından eminim."
"TÜRKİYE, İSTESEYDİ O GÜN KIBRIS'IN TÜMÜNÜ ALABİLİRDİ"
Eroğlu, Türkiye'nin hiç bir zaman Kıbrıs'ı işgal etme gibi bir hedefinin olmadığına dikkat çekerek, “Barış Harekatı’nda Türkiye, isteseydi o gün Kıbrıs'ın tümünü alabilirdi. Birçok yer boşalmıştı, bazı yerler Türkiye'nin emrine verilmiş gibiydi. Bir plan vardı, Atilla hattı vardı. Buralar o hattın dışında kaldığı için Türkiye ileriye gitmedi. Türkiye, Kıbrıs'ı ilhak etme düşüncesinde değildi. Hatta 1975'teki kurucu meclisteki meclis üyeleri, oy birliğiyle 'Türkiye arzu ederse biz ilhak edilmek istiyoruz' kararını aldılar. O zamanki Türkiye hükümeti ilhakı düşünmediğini, insanların huzur ve güven içerisinde yaşamalarından başka bir şey istemediğini söylemişti. Dolayısıyla Türkiye'nin aklında Kıbrıs'ı işgal etme gibi bir şey yoktu." ifadelerini kullandı.
“TOPLU MEZARLARIN EŞİĞİNDEN DÖNDÜK”
Eroğlu, Türkiye’nin Barış Harekatı'nı yapmasaydı karşı taraf Akritas Planı doğrultusunda önce Kıbrıs'taki tüm Rum komünistler temizlenecek sonra da bütün Türkler toplu mezarlara gömülecekti. Yani, 1974'teki harekât bizi toplu mezarların eşiğinden döndürdü" şeklinde konuştu.
Eroğlu, bir basın mensubunun KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Türkiye’ye yönelik sözlerinde arkasında kimlerin olabileceğine yönelik sorusuna, "Akıncı'nın yaptığı açıklamalar benimsemediğim, tasvip etmediğim açıklamalardır. İnsan aslını inkâr edemez. İnsanoğlu, nereden nereye, kimlerle geldiğini inkar etmemesi lazım. Nereden nereye kimlerle geldiğini bilmesi lazım” dedi.
“DIŞ DESTEKLERİNİ Mİ KAYBETMEYE BAŞLADI?”
Bu tür konuların seçim malzemesi yapılmaması gerektiğini anlatan Eroğlu şöyle konuştu: "Sayın Akıncı Cumhurbaşkanı adayı olduğu zaman dış dünyadan destekleri vardı. O zaman Türkiye ve Barış Harekâtı ile ilgili açıklama yapmamıştı. Bilmiyorum, şimdi dış desteklerini kaybetmeye mi başladı ya da kaybetti mi ki KKTC'deki bazı aşırı solcuların oylarını alabilmek için Türkiye'ye yönelik böyle söylenmemesi gereken sözler söylemeye başladı? Bu tamamen seçime yöneliktir. Her zaman, seçim için her şeyin mubah olmadığını söyleriz. Bazı şeyler vardır ki kutsaldır, anavatan ve KKTC kutsaldır. Anavatanda yaşayanlara ve Kıbrıs'ta yaşayan bizlere zarar verecek seçim malzemesi yaratmak son derece yanlıştır.”
“BU SÖZLER KIBRIS TÜRK HALKINI YARALAMIŞTIR”
Kıbrıs’ın da Türkiye gibi bir ülke olduğunu orada da insanlar çeşit çeşit düşünebileceğini ifade eden Eroğlu şöyle devam etti: “Nasıl Türkiye'de değişik düşünceler varsa, bizde de Barış Harekatı'nda canının nasıl kurtarıldığını unutanlar olabilir. Canımızı Türkiye'nin kurtardığını da unutabilir. 'Ben Rumlarla beraber yaşayayım' düşüncesinde olanların oylarını almak için bu sözleri söylemiştir. Bana göre bu son derece yanlıştır ve Kıbrıs Türk halkını yaralayan sözlerdir. Kıbrıslı Türkler arasında çok cüzi bir miktar bu sözlerden memnun olan, mutluluk duyan olabilir ama Kıbrıs Türkleri'nin geneli bu düşünce içerisinde olmadığı gibi kimin, kimlerle, nerelere geldiğini çok iyi bilmektedir. Kıbrıs Türk'ü, Türkiye ile varlığını sürdürecektir."
Söyleşinin ardından Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Eroğlu'na plaket takdim etti.