Mersin Üniversitesi İktisadi ve idari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Erkan Aktaş, Mersin’in 2024 ekonomi verilerini değerlendi. Aktaş, “GSYH’den aldığı payı artıran Mersin, Türkiye’nin en büyük ekonomileri arasında 7. sıraya yükseldi. Bu yükseliş sırasında 8Konya’yı (8. sıra) ve Adana’yı (9. sıra) geride bırakması, kentin uzun süredir devam eden çok yönlü ekonomik dönüşümünün görünür hâle geldiğini gösteriyor. GSYH listesinin ilk altı sırasında İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Bursa ve Antalya yer alırken, bu gruba en yakın il olarak Mersin’in gelmesi, kentin ekonomik ağırlığının ne kadar güçlendiğini açıkça ortaya koyuyor. Kişi başına GSYH açısından bakıldığında Mersin son yıllarda dikkat çekici bir sıçrama yaşamıştır. Özellikle 27. sıradan 21. sıraya yükselmesi, kentin yalnızca ekonomik büyüklüğünü artırmadığını; aynı zamanda yaratılan katma değerin toplumsal refaha daha güçlü biçimde yansımaya başladığını göstermektedir. Bu yükseliş, Mersin’in küresel bir aktör olma yolunda sosyal-ekonomik temellerini sağlamlaştırdığını ortaya koymaktadır” dedi.
“MERSİN LİMANI’NIN ULUSLARARASI KORİDORLARLA KURDUĞU İLİŞKİ, KENTİ YALNIZCA TÜRKİYE’NİN DEĞİL AKDENİZ TİCARETİNİN DE STRATEJİK NOKTALARINDAN BİRİ HÂLİNE GETİRİYOR”
Mersin’in başarısının yalnızca GSYH sıralamasıyla sınırlı olmadığı vurgulayan Aktaş, “Dış ticarette de Türkiye’nin 7. büyük ili olması Mersin’i doğrudan küresel bir ağa bağlayan en kritik göstergelerden biri. Mersin Limanı’nın uluslararası koridorlarla kurduğu ilişki, kenti yalnızca Türkiye’nin değil Akdeniz ticaretinin de stratejik noktalarından biri hâline getiriyor. Tarım sektöründe Mersin Türkiye’nin 5. sırasında yer alıyor. Verimlilik, örtü altı üretimi ve ürün çeşitliliği ile kentin tarımsal katma değeri hem bölgeye hem ülkeye yön veren bir nitelik taşıyor. İnşaat sektöründe Mersin 3. sırada. Bu yalnızca bir inşaat hareketi değil; nüfus artışının, yatırım cazibesinin ve ekonomik canlılığın doğrudan bir yansımasıdır. Hizmet sektöründe Mersin 7. sırada bulunuyor. Ticaret, lojistik, konaklama, depolama ve ulaştırma faaliyetlerinin birleşimi sayesinde Mersin’in hizmet ekonomisi ulusal ölçekte ciddi bir ağırlık kazanmıştır. Sanayide Mersin 17. sırada gibi görünse de bu veri çoğu zaman yanıltıcıdır. Mersin klasik bir imalat şehri değildir; ancak liman, dış ticaret, depolama ve gıda işleme ekseninde kurduğu sanayi modeli, sıralamada göründüğünden çok daha yüksek bir ekonomik etki yaratmaktadır” diye konuştu.

“MERSİN’İN GERÇEK POTANSİYELİ HENÜZ TAM OLARAK AÇIĞA ÇIKMADI”
Mersin’in en dikkat çekici yönlerinden birinin çok sektörlü yapısal avantajı olduğunu dile getiren Aktaş, kentin tarım, lojistik, turizm, hizmetler, dış ticaret, depolama ve gıda işleme gibi farklı alanlarda aynı anda güçlü bir görünüm sergileyen nadir illerden biri olduğunu söyledi. Aktaş, “Ekonomik yapısını tek bir sektöre bağımlı kılmayan bu çeşitlilik, Mersin’i gelecekte daha da ön plana çıkaracak stratejik bir avantajdır. Dahası, Mersin bu başarıyı çoğu eksik, geciken veya yarım kalan yatırımlara rağmen elde etti. Çukurova Havalimanı’nın yıllarca sürmesi, ana konteyner limanı projesinin kaçırılması, çevre yolu bağlantılarının tamamlanamaması ve lojistik köy yatırımlarının yavaş ilerlemesi gibi etkenlere karşın Mersin bugün Türkiye’nin ilk 7 ekonomisi içinde yer alıyorsa, bu durum kentin gerçek potansiyelinin henüz tam olarak açığa çıkmadığını göstermektedir” ifadelerini kullandı.
“SANAYİ YATIRIMLARI HIZLANDIĞINDA MERSİN, TÜRKİYE’NİN İLK 3 BÜYÜK EKONOMİSİNİ ZORLAYABİLECEK KAPASİTEYE SAHİPTİR”
Yatırımlar tamamlanırsa kentin daha güçlü bir ekonomiye sahip olacağına dikkat çeken Aktaş, “Lojistik altyapısı tamamlanan bir Mersin, Akdeniz’in en güçlü ticaret kapılarından biri hâline gelir. Havalimanı tam kapasite devreye girdiğinde turizm, hizmet ve tarımsal ihracat eş zamanlı bir sıçrama yaşar. Lojistik köy ve demiryolu bağlantıları tamamlandığında Mersin yalnızca Türkiye’nin değil Doğu Akdeniz’in lojistik merkezi olur. Sanayi yatırımları hızlandığında Mersin, mevcut tablosuyla değil, yapısal potansiyeliyle Türkiye’nin ilk 3 büyük ekonomisini zorlayabilecek kapasiteye sahiptir. Kısacası, Mersin bugün gördüğümüzden çok daha büyük bir potansiyele sahiptir; bugünkü performansı ise tam kapasite çalışan bir kentin değil, potansiyelinin yalnızca bir bölümünü kullanan bir kentin performansıdır” diye konuştu.
“MERSİN EKONOMİK YAPISINI TEK BİR DİREĞE DEĞİL, DÖRT-BEŞ FARKLI SAĞLAM SÜTUNA DAYANDIRIYOR”
Mersin’in ekonomisindeki çeşitliliğin geleceğin güvencesi olduğunu söyleyen Aktaş, “Mersin, GSYH’de 7. sırada, dış ticarette 7. sırada, tarımda 5. sırada, inşaatta 3. sırada, hizmetlerde 7. sırada, sanayide 17. sıradadır. Bu kadar geniş bir sektörel görünürlüğe sahip il saymak kolay değildir. Çünkü Mersin ekonomik yapısını tek bir direğe değil, dört-beş farklı sağlam sütuna dayandırıyor. Bu çeşitlilik yalnızca bugünün değil, geleceğin de güvencesidir. Mersin artık Türkiye’nin yükselen ekonomisi değil; Akdeniz’in yeni küresel aktörüdür. Ve yarım kalan yatırımlar tamamlandığında bu gerçek çok daha güçlü hissedilecektir” dedi. (Haber Merkezi)
