Akdeniz’de bir dönem korku salmıştı, zehirli istilacı tür yok olmaya başladı 

Türkiye’nin önemli turizm bölgelerinden Mersin’de, önceki yıllara kadar sürekli artış gösteren uzun dikenlere sahip zehirli deniz kestanelerinin yoğunluğu son dönemlerde bir anda düştü. Geçmiş yıllarda 18 metrekarelik bir birim alanda yapılan ilk dalışta 34, ikinci dalışta 37 adet tespit edilen deniz kestaneleri, bu yıl 500 metrekarelik alanda bire kadar düştü. Öte yandan, zehirli aslan balığı popülasyonunda da ciddi oranda azalma olduğu belirtildi.

Akdeniz’de bir dönem korku salmıştı, zehirli istilacı tür yok olmaya başladı 


321 kilometre Akdeniz'e kıyısı olan Mersin'de doğal ve yapay resiflerde popülasyon kuran istilacı zehirli uzun dikenli deniz kestanesinin türler arası rekabet ilişkilerinin belirlenmesi amacıyla 4 yıl önce proje başlatıldı. Bu çerçevede Mersin Üniversitesi (MEÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Proje Koordinatörü Prof. Dr. Deniz Ayas ile birlikte oluşturulan ekip birçok çalışma gerçekleştirdi. Geçtiğimiz yıllarda yapılan çalışmalarda istilacı tür dikenli deniz kestanesinin yayılım hızı yüzde 108 olarak belirlenmişti. 18 metrelik dar alanda ilkinde 34, ikincisinde 37 adet çıkan dikenli kestaneler, bu sene 500 metrekarelik alanda yapılan çalışmada 1'e kadar düştü. Yapılan çalışmayla yayılım hızı neredeyse yok denecek az olması dikkat çekti. Popülasyonu geçmiş yıllarda ciddi oranda artan zehirli aslanbalığının artık eskisi kadar çok olmadığı, bunun deniz kestanesiyle alakalı olabileceği kaydedildi.

 

"ŞU ANDA BİR YA DA İKİ DENİZ KESTANESİYLE KARŞILAŞIYORUZ"

 

Dikenli deniz kestanesiyle ilgili çalışmaların devam ettiğini belirten Prof. Dr. Deniz Ayas, Kızkalesi'nden Aydıncık'a kadar geçmişte yoğun şekilde istilacı türün olduğuna vurgu yaptı. Prof. Dr. Ayas," Toplanma baskısı ve çevresel stres nedeniyle artık uzun dikenli deniz kestanesi eskisi kadar yok" dedi.

  Deniz kestanelerinin yokluğunun ekosistem açısından sorun oluşturduğuna değinen Prof. Dr. Ayas, "Uzun dikenli deniz kestaneleri Akdeniz'de roller üstlenmişti. Otçul beslenme gösterdiği için kayalar üzerindeki yosunları temizleyerek birçok sünger ve mercan için kayalar üzerinde yerleşim alanı açıyordu. Uzun dikenli kestanelerin yoğun bulunduğu kayalık dip habitatlarının daha renkli bir hale dönüşmeye başladığını gözlemlemiştik. Bu türün yok olması ya da azalmasını olumlu olarak değerlendirmiyoruz. Uzun dikenli kestaneler Akdeniz'e ilk geldiğinde sayıları çok arttı, ancak sonrasında önemli fonksiyonel roller üstlenmişti. Bu anlamda azalmasının nedenlerini de inceliyoruz" diye konuştu.

Kalıntı olarak nerelerde varlar diye saha taramasını da yaptıklarının altını çizen Ayas, daha önce birim alanda 30'dan fazla, şu anda ise ya bir ya da iki deniz kestanesi gözlemlediklerini söyledi. 

  

"ASLAN BALIĞI, DENİZ KESTANESİYLE BAĞLI OLARAK AZALMIŞ OLABİLİR" 

 

Akdeniz'de dalışlar yaparak biyo çeşitliliği incelediklerini aktaran biyoloji öğretmeni ve dalış eğitmeni Dr. Ertuğrul Çete, aslan balığı üzerine tez hazırladığını ve 2014-2016 yılları arasında oldukça fazla olduğunu, son 2 yıldır ise ciddi bir azalma yaşandığını kaydetti. Aslan balığının zehirli olması nedeniyle önem arz ettiğini belirten Çete, "Aslan balıkları, uzun dikenli deniz kestanelerinde yaşayan kardinal balıklarıyla besleniyordu. Uzun dikenli deniz kestanesinin azalmasına bağlı olarak azalmış olabilir. Neden azaldığını inceliyoruz. Dalışlarımıza devam ederek onları takip ediyoruz. İlk yaptığımız dalışlarda çok yoğun aslan balığı ve deniz kestanesine rastlarken, şu anda büyük alanlarda bir tane görürsek fotoğraflıyoruz" şeklinde konuştu. (İHA)