Emek ve Demokrasi Platformundan Toros Tarım işçisine destek

Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, grevdeki Toros Gübre işçilerini grev çadırında ziyaret etti. Ziyarette grevdeki işçilerle dayanışma mesajı verildi.

Emek ve Demokrasi Platformundan Toros Tarım işçisine destek


İLKAY ADALIOĞLU

 

Petrol-İş’te örgütlü Toros Gübre işçilerinin ücret artışı ve sosyal hakların iyileştirilmesi amacıyla başlattığı grevde 56 gün geride kaldı. İşveren sendikası ile yetkili sendika Petrol-İş arasında uzlaşma sağlanamazken 110 işçiden bir kısmı yaz sıcaklarına rağmen grevi fabrika önündeki grev çadırında sürdürüyor.

Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, grev çadırını ziyaret ederek Toros Tarım Gübre işçilerine destek mesajı verdi.

Mersin Emek ve Demokrasi Platformu sözcüsü ve Mersin Tabip Odası Başkanı İzzet Çalış, DEM Parti Mersin İl Eş Başkanları Bedriye Kuş ve Hasan Cide, Genel-İş Şube Başkanı Kemal Göksoy, Emek Partisi yönetici Yusuf Kaya ziyarette söz alarak dayanışma duygularını ilettiler.

 

“SİZİNLE AYNI SAFTAYIZ”

 

Eğitim-Sen Mersin Şube Yürütme Kurulu üyesi Saffet Ayıcı da “Bugün burada sadece bir dayanışma ziyareti için toplanmadık. Bugün burada, alın teriyle, onuruyla, hakkıyla geçinmek isteyenlerin emeğine sahip çıkmak için bir aradayız. Bugün burada, patronların ve iktidarın el ele vererek işçiye reva gördüğü sömürü düzenine karşı, “Yeter artık” demek için buradayız. Sizin yürüttüğünüz bu grev, yalnızca bir işyeri mücadelesi değil; bu, tüm işçi sınıfının geleceğini ilgilendiren onurlu bir direniştir. Çünkü bu grev, işçinin haklarını ayaklar altına alanlara karşı bir ses, bir nefes, bir öfkedir. Çünkü bu grev, emekçinin ekmeğini çalanlara, haklarını gasp edenlere karşı bir sınıf mücadelesidir. Bugün Türkiye’de sermaye ve siyasi iktidar arasında kurulan rant ortaklığı, emeği değersizleştirmeye, işçiyi köleleştirmeye çalışıyor. AKP iktidarı, her fırsatta patronların yanında saf tutarken, işçiye ise baskıyı, açlığı, yoksulluğu ve güvencesizliği reva görüyor. Toros Gübre’de yaşananlar bunun bir yansımasıdır. Patronlar yüksek kârlarına kâr katarken, işçiye sefalet ücretlerini dayatıyorlar. Çalışma koşullarını her geçen gün ağırlaştırıyor, sendikal hakları görmezden geliyorlar ve ne yazık ki, bu adaletsizliği koruyan, destekleyen bir iktidar var karşımızda. Grev kırıcılığına göz yuman, toplu sözleşmeleri işlevsizleştiren, işçiyi düşman ilan eden bir yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız. Eğitim ve bilim emekçilerinin sesi Eğitim Sen olarak, bizler de aynı baskıcı düzenin mağduruyuz. Öğrencilerimizin, çocuklarımızın geleceği için mücadele ederken, aynı zamanda alın terimizin karşılığını alabilmek için mücadele ediyoruz. Sizinle aynı saftayız, aynı yolda yürüyoruz” ifadelerini kullandı.