ABİDİN YAĞMUR
Kritik ziyaretin ardından, Silivri Cezaevine giderek İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile de görüşen Vahap Seçer, her iki görüşmesinin ayrıntılarını Silivri Cezaevinden çıkışında anlattı.
Vahap Seçer, “Ekrem başkanımızı ve diğer arkadaşları ziyaret ettik. Onlara moral vermek için geliyoruz ama onlardan moral alıp dönüyoruz. Sağlıkları oldukça iyi. Bir an evvel iddianamelerinin hazırlanmasını bekliyorlar. Suçsuz yere burada tutsak edildiklerini, boş dosyalarla, tırnak içinde etkin pişmanlıktan faydalanan iftiracıların birtakım iddialarıyla hukuksuz yere burada olduklarını düşünüyorlar ve haklılar. Biz de aynı kanaatteyiz. Burada bazı değerlendirmelerimiz oldu. Sürecin hem hukuki hem siyasi yönünü değerlendirdik. Umut ediyoruz Türkiye’de hukuk hâkim olur. Hukuk devleti oluruz. Türkiye’nin 150 yıllık demokrasi tarihi var. Bu ülke demokrasi savaşında birçok badireler atlattı. Bu süreci de öyle görüyoruz. Sonuç olarak hak, hukuk, adalet, haklı olan kazanacak. Hukuk üstün çıkacak. Türkiye daha demokratik bir ortama dönüşecek. Vatandaşlarımızın bize güvenmelerini istiyoruz. Sonunda kazanan demokrasi olacak, hukuk olacak, bizler olacağız” dedi.
“KILIÇDAROĞLU’NDAN BAŞKA BİR YANIT ALMAK KAMUOYUNU RAHATLATIRDI”
Vahap Seçer, Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmeleriyle ilgili sorular üzerine de şunları söyledi:
“Tarihi bir süreçten geçiyoruz hem ülke olarak hem parti olarak. Türkiye’nin kurucu partisi CHP her zaman demokrasinin temel taşı olmuştur her dönemde. Şu anda da öyle. Hangi partiye gönül vermiş olursa olsun eğer vatandaşım gelecek için umut büyütüyorsa emin olun bunu CHP üzerinden büyütüyor. Son seçimlerdeki başarının sebebi bizim sadece CHP tabanından oy almamız değil. Bütün kesimlerden oy aldık. Bizim üzerimizden umut beslediler. Şimdi de aynı durundayız. Bizden öte kurumlar çok daha önemli. CHP farklı bir konumda. Partinin hangi makamında olursa olsun kişilerden, şahıslardan önemli CHP. Biz de bu bilinçle, bu anlayışla sayın önceki genel başkanımızı ziyaret ettik. Mutlak butlan ya da farklı bir karar da çıkabilir. Bir bütün halinde üzerimize bir saldırı var iktidar tarafından. Silivri’de tutsak tutulan arkadaşlarımız var. Bu planlı siyasi bir saldırının ürünü. CHP’nin kurultayıyla ilgili yürütülen polemikler, davalar, her gün televizyonlarda bunların konuşulması bu saldırıların bir parçası. Bir taraftan belediye başkanlarımızı yoralım, tutsak edelim, diğerlerine korku salalım, diğer taraftan bunların arkasında duracak en güçlü kurum CHP onu bölelim, parçalayalım… Anlayış bu. Biz sayın genel başkanı ziyaret ettik, doğrudur. İki genel başkanımızın bir araya gelip konuşması, kamuoyuna mutlak butlana karşı olduklarına dair bir açıklama yapması, böyle bir durumda Sayın Kılıçdaroğlu’nun mahkemenin bu kararını reddetmesi gerektiğini, partimizin kayyumlarla ya da mutlak butlanla bir karışıklığa gitmemesi için tedbir alınması yönünde görüşmeler oldu. Tam da bu anlayışla sayın genel başkanı ziyaret ettik. Sayın genel başkan, mutlak butlan kararı alınırsa aslında partiyi bir kayyuma teslim etmek anlamına geleceğini, böyle bir şeyi kabul edemeyeceğini söyledi. Ama bizim görüşümüz açıkçası daha farklıydı. Böyle bir açıklama yapmasını arzu ediyorduk. Partimizin bir arada kalması önemli. Gelecek için, vatandaşlarımızın umudu için partinin bir arada olması gerektiğini kendisine duyurduk, izah ettik ve bu konuşmayı böylece sonuçlandırdık. Umut ediyoruz mutlak butlan görevi çıkmaz. Ama çıkarsa da partimizin bir arada kalması için üzerimize düşeni yapacağız. Kılıçdaroğlu’nun yanıtını İmamoğlu’na ilettik. Tabi ki kendisi de farklı bir yanıt almak onun da hoşuna gidecekti. Bizlerin de hoşuna gidecekti. Kamuoyu rahatlayacaktı. Bu şartlar altında bundan sonraki gelişmelere göre tavrımızı ortaya koyacağız.”