İlaçta tasarruf vatandaşı zorluyor

Mersin’de bilimsel eczacılığın 186’ıncı yılı nedeniyle Cumhuriyet Meydanında bir araya gelen eczacılar, yaptıkları açıklamayla ilaç sektöründeki sorunlara dikkat çekti. Mersin Eczacı Odası Başkanı Aliye Akgül Aydın, “Sosyal Güvenlik Kurumunun son yönetmelik değişikliklerinde daha önce mahkeme kararıyla iptal edilmiş olmasına rağmen ‘terapötik referans’ uygulaması, bu kez isim değiştirerek ‘grup’ ve ‘bant’ kavramlarıyla geri getirilmiştir. SGK, hekimin reçete ettiği ilacı değil, aynı hastalıkta kullanılan en ucuz ilacın bedelini karşılamakta; bu da vatandaşın ciddi ilaç fiyat farklarıyla karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır.  Bu uygulamaların halk sağlığını tehlikeye atan ve yargı kararlarını görmezden gelen bir yaklaşım olduğunu tekrar vurguluyoruz” dedi.

İlaçta tasarruf vatandaşı zorluyor


İLKAY ADALIOĞLU


Mersin’de 14 Mayıs Eczacılık Günü nedeniyle Cumhuriyet Meydanındaki Atatürk anıtına çelenk bırakan eczacılar ardından basın açıklaması yaptı. Açıklamayı Mersin Eczacı Odası Başkanı Aliye Akgül Aydın okudu. Aydın, “Burada, Ata’mızın manevi huzurunda, onun çizdiği yolda ilerlerken, bilimsel eczacılığın 186. yılını kutlamanın onurunu yaşıyoruz. Mersin Eczacı Odası olarak tüm meslektaşlarımızla birlikte, bu onurlu mesleği yüksek inanç ve özveriyle sürdürmeye devam ediyoruz. Tüm Türkiye’de ise 50 bini aşkın eczacı; hastanelerde, akademide, kamu kurumlarında, ilaç endüstrisinde, dağıtım kanallarında ve serbest eczanelerde görev yaparak halk sağlığı sisteminin omurgasını oluşturmaktadır.  Biz eczacılar, yalnızca sağlık sisteminin ayrılmaz bir parçası değil; aynı zamanda toplumsal gerçeklere duyarlı, sorumluluk almayı bilen bir meslek grubuyuz” dedi.

 

“GRUP VE BANT UYGULAMALARI NEDENİYLE VATANDAŞ CİDDİ İLAÇ FARKLARIYLA KARŞI KARŞIYA”

 

Aydın, sağlık alanında yaşanan gelişmelerde halkı doğrudan etkileyen konuları gündeme taşımakta kararlı olduklarını söyledi. Aydın, “Sosyal Güvenlik Kurumunun son yönetmelik değişikliklerinde daha önce mahkeme kararıyla iptal edilmiş olmasına rağmen ‘terapötik referans’ uygulaması, bu kez isim değiştirerek “grup” ve “bant” kavramlarıyla geri getirilmiştir. SGK, hekimin reçete ettiği ilacı değil, aynı hastalıkta kullanılan en ucuz ilacın bedelini karşılamakta; bu da vatandaşın ciddi ilaç fiyat farklarıyla karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır.  Bu uygulamaların bilimsel dayanaktan yoksun, halk sağlığını tehlikeye atan ve yargı kararlarını görmezden gelen bir yaklaşım olduğunu tekrar vurguluyoruz. Mersin Eczacı Odası olarak yalnızca kendi hakkımızı değil, halkın sağlık hakkını da savunmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

 

“İNTERNET, SOSYAL MEDYA VE KONTROLSÜZ SATIŞ KANALLARI DENETLENMELİDİR”

 

Sahte ilaçlar dünya genelinde büyük bir tehdit haline geldiğine dikkat eden Aydın, denetimlerin sıklaştırılması çağrısında bulundu. Aydın, “Son beş yılda sahte ilaç trafiği yüzde 60 artarken, her yıl on binlerce insan bu nedenle hayatını kaybetmektedir. Türkiye’de eczanelerimiz, İlaç Takip Sistemi ile ilaç güvenliğinin en üst düzeyde sağlandığı kuruluşlardır. Ancak işin denetleme ve kontrol boyutu sadece eczanelerle sınırlı kalmamalı; internet, sosyal medya ve kontrolsüz satış kanallarının yasadışı faaliyetlerine müsaade edilmeyerek denetlemeler sıkılaştırılmalıdır. Çünkü halk sağlığı yalnızca doğruyu yapanı değil, tehlike yaratanı da denetlemekle korunabilir” diye konuştu.

 

“KAMUYA ALIMLAR ARTIRILMALI, İLAÇ ENDÜSTRİSİNDE ECZACI ZORUNLULUĞU GETİRİLMELİDİR”

 

14 Mayıs Eczacılık Günü’nün yalnızca bir kutlama günü olmadığını vurgulayan Aydın, bugünün aynı zamanda sorunlara ortak akılla çözüm aranılan bir gün olduğunu dile getirdi. Aydın, eczacıların taleplerini bir kez daha hatırlatarak şunları söyledi:

“Mesleğimizde uzun süredir dile getirdiğimiz bir diğer sorun eczacılık fakülte sayılarının ve kontenjanların kontrolsüz artışıydı. Türk Eczacıları Birliği ve 56 Bölge Eczacı Odamızla birlikte yaptığımız çağrıların ardından, 2024–2025 eğitim öğretim yılında kontenjanlarda yüzde 20’lik bir azalma sağlanmıştır. Ancak bu azalma daha çok akredite fakülteleri etkilemiş, akredite olmayan bazı fakültelerde kontenjan artışı dahi görülmüştür. Ayrıma akreditasyonun ötesinde baktığımızda ise maalesef eğitimin ticarileşmesi yine ağır basmış ve devlet fakültelerinde kontenjan azalırken, vakıf ve özel fakülteler de yan aynı kalmış, ya da artmıştır.  Burada tekrar altını çizerek ifade etmek istiyoruz; Eczacılık eğitiminde kalite birliği sağlanmalı, yeterli akademik ve teknik altyapıya sahip olmayan fakültelerde öğrenci alımı durdurulmalı, başarı sıralaması barajı yükseltilmelidir.

Fazla mezun verilmesi, istihdam sorunu yaşayan genç meslektaşlarımızın geleceğe olan inancını zedelemektedir. Kamuya alımların artırılması, eczanelerde eczacı istihdamının desteklenmesi ve ilaç endüstrisinde eczacı zorunluluğunun getirilmesi artık bir ihtiyaçtan öte zorunluluktur.

Uzmanlık alanında ise, 2014 yılında başlatılan sistem yalnızca Klinik Eczacılık alanıyla sınırlı kalmıştır. Fitofarmasi gibi halk sağlığı açısından önemli alanlarda kontenjanlar kapalı, mezunlar istihdam dışı bırakılmıştır. Bu alanlarda uzman eczacılara ihtiyaç duyulmasına rağmen sistemin işletilmemesi kabul edilemez. Özellikle klinik eczacılık başta olmak üzere, gelişmiş ülke örnekleri de göz önüne alınarak, eczacı uzmanlıklarının sayısı arttırılmalı ve atamaları bekletilmeden yapılarak, çok daha sağlıklı ve bilimsel ilaç/eczacılık hizmeti sunulmalıdır. Bizler, uzman eczacıların etkin rol alacağı, istihdamının garanti altına alındığı, sağlık sistemine entegre bir yapının inşa edilmesi gerektiğine inanıyoruz. “