Akkuyu’da ‘yap-işlet-sahip ol’ modeli | Güney Gazetesi Mersin

Akkuyu’da ‘yap-işlet-sahip ol’ modeli

CHP Mersin Milletvekili Talat Dinçer, TBMM Genel Kurulu’nda Gülnar’da yapımı süren Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) ile ilgili konuştu. Akkuyu’ya herhangi bir olumsuzlukta dışarıdan bir heyetin girmesinin zor olduğuna dikkat çeken Dinçer, “Yap- işlet-sahip ol modeliyle inşa edilen Akkuyu NGS Rusya’nın sıcak denizlere inme politikasıdır. 60 yıl boyunca kapısından giremeyeceğimiz 986 hektar alan Ruslara teslim edilen Türk topraklarıdır” dedi.

Akkuyu’da ‘yap-işlet-sahip ol’ modeli


ELVAN KONUK

Maden Yasası AKP ve MHP oylarıyla meclisten geçti. Yasada nükleer sızıntıda tesisi işletenin sorumluluğunun olmayacağı maddesi de var. Bununla birlikte gözler Mersin Akkuyu Nükleer Santrali’ne çevrildi.

CHP Mersin Milletvekili Talat Dinçer, “Maden Kanunu kanunluktan çıkmış, yamalı bir bohçaya dönmüş. Mümkünse her yıl bir değişiklik yapılıyor. Bu da gösteriyor ki bu kişiye ya da herhangi bir şirkete göre yapılan düzenlemeler. Bunların içerisinde bir Akkuyu Nükleer Santrali var.  Başlangıçta ne deniliyor mu burayla alakalı? Anlaşma var yüzde 49’u Türkiye’nin, yüzde 51’i Rusya devletinin denerek bir anlaşma yapıldı. Ama gelinen süreç içerisinde kapalı kapılar arkasında yapılan anlaşmalarla maalesef Nükleer Santral hissesinin yüzde 100’ü Rus devletinin oldu. Burası özerk bir bölge oldu. Görmeyenler bilmez biz oraya gittiğimizde bir siyasetçi kimliğimizle bile giremeyiz. Herhangi bir olumsuzluk olduğunda bile dışarıdan herhangi bir heyet oraya giremez” dedi.

 

“BÖLGE HALKI SANTRAL NEDENİYLE TEDİRGİN”

 

Akkuyu’da geçtiğimiz aylarda menenjit nedeniyle 2 işçinin öldüğünü hatırlatan Dinçer, “’Dışarıdan bir heyet gelsin, buradaki insanlar sağlıksız koşullarda çalışıyor’ diye inceleme yapılmasını istedik, ancak ona bile izin vermediler. Dolayısıyla Rusya kendi toprakları dışında dünyada ilk defa bizim ülkemizde bin hektarlık bir yeri kendi topraklarına kattı. 60 yıl boyunca burası o ülkenin kendi kontrolü altında, tamamen Rusya’nın kamu idaresinde olan bir yerdir Nükleer Santral inşaatı.

Nükleer santralin oluşumuyla ilgili insanların büyük tedirginlikleri var. Burada yaşanabilecek bir kazayı düşünebiliyor musunuz? Çernobil örneği önümüzde. 1986 yılında oldu, 6 bin kişi öldü dendi, 40 bin kişiye vardı dendi, günümüze kadar etkileri geldi. Burada yaşanabilecek bir sızıntının hem bölgemize hem ülkemize nasıl bir etkisi olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Yarın atıkların taşınması söz konusu, nükleer yakıtların taşınması söz konusu. Buraya gelirken olabilecek bir olumsuzlukta bu ülkenin çekeceği sıkıntıları düşünebiliyor musunuz? Bunlar çok çok önemli. Hiçbir enerji kaynağı insan sağlığından ve hayatından daha önemli değil. Dolayısıyla bu yatırımları yaparken daha dikkatli olunması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

 

“RUSYA, 60 YIL BOYUNCA ELEKTRİĞİ BİZE ÇOK YÜKSEK BİR BEDELLE SATACAK”

 

Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile birlikte Mersin’de turizm ve tarımın zarar gördüğünü ve çevrenin talan edildiğini dile getiren Dinçer, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının daha doğru olduğuna dikkat çekti. Dinçer, “Nükleer santralde üretilecek elektrikle ilgili 12,50 centten bir anlaşma yaptık, 15 yıl boyunca ödeyeceğiz. Maliyet ne? 20 milyar dolar. Zaten Rusya bu parayı bizden fazlasıyla tahsil ediyor. 15 yıl boyunca bizden o parayı tahsil ettiği gibi, daha sonraki süreçte 60 yıl boyunca da elektriği bize çok yüksek bir bedelle satmaya devam edecek. Yani bu yap-işlet-devret adı altından çıkmış, yap-işlet-sahip ol modeline dönmüş durumda bu nükleer santral.  İleriye dönük de büyük sıkıntılar içerisinde.

Mersin güneş enerjisi bakımından ikinci bölge bir yer. Yani güneşli gün sayısı bakımından Türkiye’nin en önemli illerinden bir tanesi. Bu kadar yenilenebilir enerji ile elektriğin biz yüzde 10’unu kendi girişimcilerimizden sağlarken Nükleer Santral devreye girdiğinde yıllık üreteceği enerji kapasitesi yine bizim ihtiyacımızın yüzde 10’unu geçmiyor. Dolayısıyla burada yerli ve milli kendi müteşebbislerimize bu elektriği üretmemizin daha mantıklı olduğunu, daha doğru olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.