MAYSA DERYAYEVA
Sendika binasında düzenlediği basın toplantısında kamu emekçilerinin ekonomik krizin etkisini her geçen gün daha fazla hissettiklerini vurgulayan Özbay, “Biz Kamu Emekçileri, ağır enflasyon koşullarında yaşam mücadelesi verdiğimiz, yoksulluk sınırının çok altında bir maaşla yaşamlarımızı idame ettirmeye çalıştığımız bir dönemden geçiyoruz. Aynı zamanda KHK'lerle iş güvencesinin ortadan kaldırıldığı, kayyumlarla halkın iradesinin gasp edildiği, liyakatsız görevlendirilmelerden, mobing, taciz, sürgünlerin hat safhaya ulaştığı, pandemi döneminde başta eğitim ve sağlık hizmetleri olmak üzere birçok kamusal hakkın, herkesin ulaşabileceği hak olmaktan çıkarıldığı bir süreci de ekonomik krizle birlikte yaşıyoruz” şekillinde konuştu
“GEREKLİ DÜZENLEME YAPILMALI”
Kamu emekçilerinin taleplerini dile getiren Özbay, “Gerçek enflasyon rakamlarına göre enflasyonun üzerinde zam verilmeli, bu da en az %43,5’e tekabül etmektedir. Kamu emekçilerinin yıllık izinlerine denk gelen hafta sonu tatil günlerinin yıllık izinlerden sayılmaması için gerekli düzenleme yapılmalıdır. 3600 ek gösterge uygulaması ayrımsız bir şekilde daha alt ek göstergeye tabi olan tüm kamu çalışanlarına bir an önce verilmelidir. Tazminat veya başka adlar altında yapılan tüm ek ödemeler kazanılmış hak olarak düzenli aylık maaş hesabına dahil edilmeli ve emekliliğe yansıtılmalıdır. İşe alımlardan görevlendirmelere kadar liyakat, eğitim ve emeğe göre objektif kriterler uygulanmalı, tüm kurumlarda şeffaf ve tarafsız test usulü, görevde yükseltme sınavları düzenli bir şekilde yapılarak ayrımsız tüm kamu çalışanlarının görevde yükselmeleri ve kariyer gelişimleri buna göre gerçekleştirilmelidir” diye konuştu.
“ÖZGÜR TOPLU SÖZLEŞME VE GREV HAKKI TANINMALI”
“Zabıta ve itfaiye emekçileri, hali hazırda bulundukları genel idari hizmetler sınıfından çıkarılarak, zabıta hizmetleri sınıfı ve itfaiye hizmetleri sınıfı şeklinde meslek statüsü olarak tanımlanmalı ve yasal düzenlenmesi yapılmalıdır” diye konuşan Özbay, “4688 sayılı yasanın 32 inci maddesinde belirtilen mahalli idarelerde sözleşme imzalanmasının tarihlerine ve sözleşme sürelerine ilişkin sınırların kaldırılması; toplu sözleşmenin imzalanma tarihi ve süresi sözleşme taraflarının özgür iradesi ile belirlenmelidir. Anayasa ve ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle güvenceye alınan özgür toplu sözleşme hakkına açıkça aykırı olan üst sınır uygulaması yasadan çıkarılmalı ve Sayıştayın ilgili yasa maddesine dayanarak vermiş olduğu zimmet kararları geçmişe yönelik iptal edilmeli, özgür toplu sözleşme ve grev hakkı tanınmalıdır” dedi.
“KEYFİ İŞTEN ÇIKARMA VE İHRAÇ YETKİSİ KALDIRILMALI”
Bütün çalışanların iş güvenliğinin sağlanması gerektiğini vurgulayan Özbay, “OHAL sonrası 375 sayılı KHK’ye eklenen 35. Maddeye istinaden valilere verilen keyfi işten çıkarma ve ihraç yetkisi kaldırılmalı, haksız hukuksuz bir şekilde ihraç edilen kamu emekçileri görevlerine iade edilmeli ve zararları tazmin edilmelidir. Teknik kadrolarda çalışan yerel yönetim emekçilerinin kendi kadrolarında çalıştırılması güvenceye alınmalı, arazi tazminatları ayrımsız şekilde ödenmelidir. Yerel yönetimlerde çalışan sözleşmeli kamu emekçilerinin iş güvencesi ve çalışma koşulları ile mali ve özlük haklarının aynı işi yaptıkları kadrolu kamu emekçileri ile eşitlenmesi için yerel yönetimlerdeki sözleşmeli pozisyonda çalışan tüm kamu emekçileri ayrımsız bir şekilde kadrolu statüye geçirilmelidir”
“MOBİNG, TACİZ VE SÜRGÜNLERE SON VERİLMELİ”
“Her türlü mobing, taciz ve sürgünlere derhal son verilmelidir” diyen Özbay, “Kadınların, gerek kamu gerekse özel alanda şiddete maruz kalmaksızın yaşama hakkını yaygınlaştırmak ve korumak için gerekli olan yasal ve diğer tedbirlerin alınacağı, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı kınayacak ve ayrımcılığı önlemek üzere, ulusal anayasada veya ilgili diğer mevzuatta kadın erkek eşitliği ilkesini dahil edecek ve bu ilkenin uygulamada gerçekleştirilmesini sağlayacak olan İstanbul Sözleşmesi tekrar yürürlüğe konmalıdır” dedi.
“Gerçek enflasyon rakamlarına göre zam verilmeli” |