Abidin Yağmur | Psikolojik harp! | Güney Gazetesi Mersin
Abidin Yağmur

Psikolojik harp!


Mustafa Bey ile ilgili bir yazı yazdım…

Üç beş kişinin kafasında fırtına koptu; vay sen nasıl eleştirirsin Mustafa Bey’i, vay sen Akdeniz Belediye Başkanı hakkında o yazıyı nasıl yazarsın!

Hangi adresten, hangi bilgilerle ‘enforme edildiklerini’ çok iyi bildiğim birkaç trol, bendenize sosyal medyadan yüklendi.

Konuşmadık ama eğer konuşabilseydik, trollerin yazabildiği kadarından anladığıma göre şöyle bir konuşma geçerdi aramızda:

***

“Sen Mustafa Bey’i nasıl eleştirirsin?”

“Niye, Mustafa Bey de seçilmiş belediye başkanı değil mi, siyasi eleştiriden azade mi?”

“Değil, ama sen eleştiremezsin!”

“Niye ben eleştiremem?”

“Sen Büyükşehir Belediyesi’nin basın bürosunda çalışıyorsun.”

“Büyükşehir Basın Bürosu’ndan ayrıldım. Yine de eleştiremez miyim?”

“Eleştiremezsin. Orada çalıştığın için eleştiremezsin.”

“Büyükşehir Basın Bürosu’nda çalışmayan, çalışmamış bir arkadaş eleştirebilir mi?”

“Büyükşehir Belediye Başkanı’nı destekleyenler eleştiremez.”

Niye, Mustafa Bey’in refiki Büyükşehir Belediye Başkanı mı?”

“Mustafa Bey’i eleştirenler, Büyükşehir’den talimat alıyordur.”

“Mustafa Bey’i övücü yazılar yazıp da Büyükşehir’de, Toroslar’da kadrolu işçi olarak çalışanlar var. Onlar da çalıştıkları belediyeden Mustafa Bey’i övün diye mi talimat almış oluyor.”

“Hayır, onlar özgür iradeleriyle övüyorlar.”

Mustafa Bey’i eleştirenler talimatla yazıyor da, övenler özgür iradeyle mi yazıyor sence.”

“Evet, eleştirilerin hepsi talimat, övgülerin hepsi özgür irade.”

“Bir yazar, Mustafa Bey’i özgür iradesiyle eleştiremez mi?”

“Eleştirebilir ama Mustafa Bey’in belediyecilik hizmetleri kusursuz.”

Peki bir yazar, Mustafa Bey’i siyasi olarak eleştiremez mi?”

“Eleştirebilir.”

“Mesela Mustafa Bey’in kendini çok anlatması belediye hizmeti kapsamına mı girer, siyasi kişilik kapsamına mı girer.”

“Siyasetçi tabi ki kendini anlatacak.”

“Belediyede devlet memuru kadrosunda olan bir amir, belediye başkanının siyasetine ya da gazeteci yazarın siyaset yazmasına karışabilir mi?”

“Yazar, Mustafa Bey’i siyaseten eleştiremez mi? Belediye hizmetleriyle ilgili yorum yapmadan, sadece siyasi olarak, belediye başkanını eleştirme hakkı yok mu?”

“Var tabi.”

Öyleyse neden her siyasi eleştiride bile yazarların başka belediyeden talimat aldığını ileri sürüyorsunuz? Sizin belediyenizin yazarlara talimat verme pratiği var mı?”

“Bir işçinin siyasetle ilgili düşüncelerini yazmasında yasal olarak sakınca var mı?”

“Bilmiyorum, araştırmak lazım.”

“Ben 23 yıllık gazeteciyim. Son 1 yıl belediyede çalıştım. Ayrıldım. Şartlar değişirse belki belediyeye dönerim, belki dükkân açarım, belki marangozluk yaparım. Ama yazmaya devam ederim. Mesela kitap yazarım. ‘Sen belediyede çalışıyorsun, kitap çıkaramazsın’ diyebilir misin bana?”

“Diyemem.”

“Kitabıma hangi yazılarımı alacağıma karışabilir misin?”

“Karışamam.”

“Hadi inşallah. En azından demokrasi ve ifade özgürlüğü adına umut verdiniz!”

***

Konuşma belki böyle uzar giderdi; psikolojik harbin sonuçları anında ortaya çıkmayacağı için ilerde kim kazanır, kim kaybeder, onu bilmek kabil olmazdı.

***

Bendeniz Macit Özcan döneminden beri trollerle uğraşırım.

Trol savaşlarının en çetinini Burhanettin Kocamaz dönemindeki trollere karşı verdim.

Çok yaman psikolojik harpler gördüm.

Zaman zaman sosyal medyada bir şey yazarım, günlerce trol saldırılarıyla uğraşırım.

Sonuç?

Buradayım, yazıyorum.

Mustafa Bey’e yönelik en ufak bir siyasi eleştiri yazısında hop oturup hop kalkan, sosyal medyadan bize hakaret eden trollere ve onlara bizim hakkımda bilgi verip üzerimize salan arkadaşlarıma rica ediyorum.

Bırakın adam siyasetini yapsın,

Bırakın biz de siyasetini yazalım, tartışalım.



ARŞİV YAZILAR