Zürafa
Diyor ki…
“Nasıl görüyorsun belediyeleri. Meclis toplantılarında restleşen restleşene…”
Ne deyim?
***
Bazen yorum yapmadan sadece bir fıkra anlatmak yeter.
Hadi biz de belediye meclislerindeki restleşmeleri bir fıkra ile yorumlayalım…
***
Devenin biri, yüzü düşmüş, canı sıkkın halde arkadaşının yanına gelmiş. Arkadaşı sormuş:
“Yüzün niye asık? Ne oldu?”
Diğer deve yanıtlamış:
“Ağacın yanından geçiyordum. Daldaki serçe bana posta koydu. ‘Gelirsem senin bacağını kırarım’ dedi.”
“Dişisi yanında mıydı” diye sormuş deve.
“Yanındaydı.”
“Kırar o zaman.”
***
Şimdi bu fıkradan nasıl bir yorum çıkarmalı diye düşünüyorsanız, boş verin, oraya yormayın kafayı.
Ben size bir başka fıkra ile anlatmaya, yorumlamaya çalışayım…
***
Rakı içmenin en güzel anı, rakının gırtlaktan geçtiği anmış.
Bektaşi bir gün bir zürafa görmüş. Hayvanın boyuna, posuna, bilhassa upuzun boynuna bakmış.
“Ulan ne içer bu be!” demiş.
***
Olmadı mı?
Bu fıkra da mı yeterli olmadı belediye meclislerindeki restleşmeleri anlatmaya.
O zaman ikinci fıkranın mealini verelim…
Bektaşi, rakıyı sevdiği için, rakı içmenin en güzel anının rakının gırtlaktan geçtiği an olduğunu bildiği için, aklı fikri rakı da olduğu için zürafayı görünce ‘Ulan ne içer bu be’ demiş ya…
Aklı fikri yemekte olan biri zürafayı görse ne derdi?
“Ulan ne yer bu be!”
Yer mi?
Aklı fikri yemekte olan birine böyle sorsan, “Yer tabi” derdi. “Böyle boğazı olur da yemez mi?”
***
İşte İstanbul’da, Ankara’da, Adana’da, Mersin’de belediye meclislerinde olan biraz da böyle bir şey.
Aklı fikri yemekte olanlar, belediye başkanlarına bakıyor, “Ulan ne yer bu be!” diyor.
Aklına yemekten başka şey gelmiyor çünkü…
Ne yapsın?
Bektaşi’nin zürafanın upuzun boğazını görüp de aklına sadece rakıyı getirmesi gibi, bu da mevki makam gördü mü aklına bir tek yemeyi, mamayı, nemayı getiriyor, herkes yemeye çalışıyor sanıyor, ne yapsın?
Öyle görmüş…
***
Bak yine meal filan derken bana açık açık yazdıracaktınız neredeyse.
Yok efendim, sözüm var, açık açık yazamam.
Ben bu kadar söyleyeyim…
Siz inceltip inceltip anlayın…