İlkay Adalıoğlu | Z Kuşağı Kafası | Güney Gazetesi Mersin
İlkay Adalıoğlu

Z Kuşağı Kafası


Bunaldım biliyorsunuz, odaklanamıyorum ne zamandır. Eski hayatımı, eski dünyayı, hatta eski dertlerimi bile özlüyorum. Bir zamanlar yaşama dair normal konulardan bahsedermişim yazılarımda. Şöyle bir geçmişe dönük okudum da doğrusu üzüldüm halime. Astroloji, ilişkiler, tatil modu, tarzlara değindiğim mis gibi, tasasız zamanlarmış. Bilememişim kıymetini. ‘Aman zaten kim bilebilmiş ki!’ deyip Z kuşağı kafasıyla bir yazı olsun istedim.

Yani gençlerin deyimiyle yarınlar yokmuşcasına…  Buna bir ekleme yapalım:

‘Yarınlar yokmuşcasına

 Dünler yaşanmamaşcasına…’

Sonradan şarkılaştırılan Murathan Mungan şiirindeki gibi:

“Hani herkes arkadaş, hani oyunlar sürerken

  Hiç kimse ölmemiş, kimse bize ihanet etmemişken

  Eskidendi çok eskiden…”

Yani pandemi yaşamamış, savaş görmemiş, yoklukla sınanmamış, gelecek derdine düşmemiş, adalet kaygısı büyümemiş, küresel,  yöresel her türlü krizle boğuşmamış gibi.

Bozuk paralarla bakkala gidip abur cubur alabildiğimiz, kapımızı kilitlemeden rahat uyuduğumuz günler gibi.

Bir yetmişlik ve bir sürü efkârlı şarkının ardından orkestraya ‘ver neşeli olsun’ der gibi.

Z kuşağı kafası gibi.

Bizim bebeler, Boğaziçi Direnişi’nden beri dikkatimi çekiyor. Sonrasında İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla gelişen eylemlerde sahneye çıktılar ve acımasızca bedel ödetildiler. Zekâlarıyla büyüklerini şaşırttılar. Evde çoraplarını toplamadılar ancak bir milleti bir araya getirdiler. Dolayısıyla önyargıları da yıktılar.

Geçenlerde bir yerde kahve içiyorduk oğlumla. Yan masada kendi ifadeleriyle ‘tiki kızlar’ grubu oturuyordu. Telefondan başlarını kaldırıp çok konuştuklarını söyleyemem fakat arada dönen muhabbetin çoğunu anlayamadım. Neyse ki oğlum yanımdaydı da çeviri yaptı. Dillerini çözmek için dekodere gerek duyulduğu muhakkak. Çünkü bazı Türkçe olmakla beraber birçok yabancı kelime kullanıyorlar. Gördüm ki lafı dolandırmadan durumu izah eden kökeni fark etmeksizin terim buluyorlar.

Mesela:

Rizz: Cazip, çekici, etkileyici.

Meme, okunuşu mim: İnternette hızla yayılan.

Goat, açılımı greatest of all time: Bir şeyi överken kullandıkları tabir.

Red flag: Türkçe karşılığı kırmızı bayrak olsa da uzak durulması gereken kişi anlamında.

Bullying, bulylemek: Zorbalık yapmak.

Vibe: Enerji, yaydığı his.

Fake: Sahte.

Troll: Fake, sahte.

Trollemek: Alay etmek, konuyu saptırmak.

Cancel (kensıllamak): Hedef göstermek, dışlamak.

Stalklamak : Birini sosyal medyadan araştırmak, gizlice paylaşımlarına bakmak.

Salty: Türkçe karşılığı tuzlu ancak z kuşağı birine sinir olduğunda kullanıyor.

Benching: Biriyle birlikteyken başkalarıyla da konuşmak. Yedekte bulundurmak.

Random: Rastgele, plansızca.

Viral: Sosyal medyada çok izlenen.

Cringe: Başkası adına utanmak.

Boomer: Yaşlı.

Shiplemek: İki kişiyi birbirine yakıştırmak.

Rizz: Karizma.

Sigma: Herkesten bağımsız, kendi yolunu çizmiş.

Slay: Harika görünüyorsun anlamında.

Tea: Dedikodu.

Lit: Eğlenceli, çok iyi.

Clout: Güç, etki.

Woke: Sosyal adalet, farkındalık.

Love bombing: Flört başlarında birinin diğerine aşırı ilgi göstermesi.

Gasligting: Kişiyi kendinden şüphe edecek derecede manipüle etmek.

Ghosting- goastlamak: Hiçbir gerekçe göstermeden ortadan kaybolmak.

Ayrıca kısaltmalara bayılıyorlar uzun cümlelere tahammülleri yok. Bu nedenle efsane yerine efso, mükemmeli ise mük diyerek boşa enerji harcamıyorlar.

Liste daha çok uzun. Sayfalarca yazabilirim. Yukardaki terimleri öğrenmem aylarımı aldı diyebilirim. İnsanın genç çocuğu olunca literatüre hakim olmak gerektiğini düşünerek akranlarımın bilgisine sunmak isterim.

Ee o zaman gençlerin diliyle veda edelim.

Vibeniz yüksek, litiniz bol, trollenmediğiniz, slay göründüğünüz bir hafta dilerim:))



ARŞİV YAZILAR