Seçer devrim yaptı
31 Mart Yerel Seçimleri sonlandı.
Ancak yazılacak ve ders çıkartılacak çok şey var.
Seçim öncesi zafer çığlıkları atanların hüsrana uğramasından tutun da seçim sonrası kuyruğunu poposuna sıkıştırmış kedi gibi giden trollere kadar!
Şüphesiz bu seçimin bana göre tek kazananı var: TÜRKİYE.
22 yıldır Türkiye’yi karanlığa kurban etmek isteyenler bir kez daha gördü ki
Mustafa Kemal’in askerleri buna izin vermez!
Bu seçim, halkın iradesinin önünde durulamayacağının göstergesidir.
Tencere tava edebiyatı bir yerde doğrudur.
CHP yıllar sonra birinci parti çıkmıştır.
Bu başarıyı kimse küçümseyemez.
NOKTA.
*
Mersin’e dönersek…
Seçim döneminde ne yazdıysak, sandıktan o çıktı!
Çünkü kimsenin borazanı olmadık.
Haberlerimizde tüm adaylara yer verdik.
Objektifliğimiz ve tarafsızlığımızdan taviz vermedik.
Biliriz ki haber kutsal, yorum hürdür!
Mesleğini satanlar mabatlarına baka baka gitti seçim sonrası.
Tabii ki bir de hak etmediği halde hasbelkader başkanlık koltuğuna oturanlar da gitti, gidiş o gidiş.
Yazılacak çok şey var ama neyse boş verelim, değmez.
Ne diyeyim; etme bulma dünyası.
NOKTA.
*
Gelelim Mersin’e…
Türkiye tarih yazdı.
Ama en büyük tarihi Mersin’de Vahap Seçer yazdı.
Bakmayın siz İstanbul ve Ankara’nın medyada sürekli öne çıkmasına.
Güzel kentim Mersin’in güzel insanları Cumhur İttifakı ve yandaşlarına öyle bir ders verdi ki sormayın gitsin.
Aday belirlemede yaşanan onca sıkıntıya karşın.
Ve de partisi aday göstermeyince “b…da boncuk var” sanarak ortaya çıkan bağımsız işgüzarlara rağmen.
Seçer, Cumhur İttifakı’nın adayı Serdar Soydan’ı katladı gitti.
Yalnız onu mu?
İlçeleri de peşinden sürükleyerek, Mersin’de AKP’yi haritadan sildi.
2019’da Büyükşehir’le birlikte 3 ilçe belediyesine sahip CHP, 2024’de 7 ilçeyi kazandı.
Tabii ki bunda ilçe belediye başkan adaylarının da payı büyük.
Hepsi de seçim dönemi halkın nabzını iyi tutarak başarıya ulaştı.
Abdullah Özyiğit, Ahmet Serkan Tuncer, Abdurrahman Yıldız, Ali Boltaç, Dr. Mustafa Turgut, Durmuş Deniz ve Özkan Kılıçarpa bu seçimin kazananları arasına girmeyi başardı.
Sözün ÖZÜ
Sezar’ın hakkı Sezar’a.
Seçer’in hakkı Seçer’e.
İlk beş yıl mecliste görülmemiş defansla karşılaştı. Muhalefet, izleyeni soğutan, çıldırtan futbol taktiğiyle kalenin önüne otobüs çekti. Seçer, hizmet yapabilmek için çırpınırken, muhalefet hizmet vermek isteyen Seçer’in önüne anlaşılmaz bir kin ve inatla set çekti. Olmaz olsun, yerin dibine batsın böyle siyaset!
Seçer, çirkin siyaset anlayışına rağmen ikili ilişkileri sayesinde birçok sorunu çözmeyi başardı.
Beş yıl boyunca medyanın bir bölümü tarafından acımasızca eleştirildi.
Gazeteci eleştirecektir.
Bundan doğal bir şey olamaz.
Ancak bozuk saat bile günde iki kez doğru zamanı gösterir.
O zaman adama sormazlar mı: Seçer’in hiç mi doğrusu yoktu?
Eleştiri doğaldır.
Ama belden aşağı vurma gazetecilik değildir!
Neyse ki 31 Mart’ ta Mersinli kararını verdi.
“Kim doğru, kim yanlış yaptı” orta yere saçıldı ve günün sonunda Seçer, yarıştığı Soydan’a 300 bin oy fark attı. Yazıyla da: Üç yüz bin.
Bu, az buz bir fark değildir.
Soydan’ın da suçu değildir.
Cumhur İttifakı’nın düştüğü durumun en net fotoğrafıdır.
Seçer’in başarı öyküsüdür.
İşin doğrusu, Seçer Mersin’de ‘devrim’ yaptı.
Şimdi tüm gözler Seçer’de.
Bundan sonra beklentiler daha da artacak.
Durmak, dinlenmek yok.
Uyumla tam yol ileri!
Son SÖZ:
Biliyorum, bu seçimin kaybedenlerini de merak ediyorsunuz.
Mersin’de kendini parti genel başkanı gibi görüp “tek adam” rolüne soyunanların hicran ki hicran hikâyeleri gelecek yazımda.
32 kısım tekmili birden.
Yedikleriyle, yiyemedikleriyle birlikte.
Bir de Seçer’e kaybettirmek için hariçten gazel okuyan Hacı Efendi vardı.
O da artık tarih oldu.
2028’e kadar vekilliğin kıymetini bilsin, keyfini sürsün.
Başka ne diyeyim?