FİLİSTİN
“tanklarının kırk ayaklı tekerleriyle
pirinç tarlalarımızı ezenler,
şehirlerimizde
cehennem imparatorları gibi gezenler:
senin
seni yaratanin nesli mi?”
Nazım Hikmet, Jokond ile Si-Ya-U, 1929
Geçtiğimiz günlerde Mersin Üniversitesi’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ve Türkiye Felsefe Kurumu iş birliğinde hazırladığı "21. Yüzyılda Humanizmi Yeniden Düşünmek" adlı sempozyum’un açılışında bir üniversitemizin Rektör Yardımcısı olarak bir açılış konuşması yapmam gerekmişti.
Elbette, konuşmam için bir bilim insanı olarak hazırlanmam kaçınılmazdı. Hümanizm felsefesini benimsemiş, bu felsefeye göre yaşamlarını biçimlendirmiş ve bunun sonucunda da uluslararası hümanizm örgütleri tarafından ödüllendirilmiş tüm ünlü şahsiyetlerin listelerini araştırdım ve bu isimlerin insanlığa katkıları hakkında uzun uzadıya düşündüm.
Hemen herkesin tanıyabileceği yüzlerce isimden Charlie Chaplin, Albert Einstein, Abraham Maslow, Nathalie Portman gibi onlarca ismin Yahudi kökenli olduğunu görmek hiç de şaşırtıcı olmadı. Aynı şekilde Filistinli Edward Said’in de hümanist düşünceye ne büyük katkı verdiği bilinen bir gerçek.
Nazi soykırımının korkunç trajedisini yaşamış olan Yahudilerin başında Netanyahu gibi hümanist olmayan birinin bulunduğu bir hükümet tarafından yönetiliyor olması büyük bir talihsizliktir. Bugün itibariyle İsrail ordusunun 365 km2 alana sıkışmış olan Gazze halkına karşı başlatmış olduğu kıyım sonucunda 12,000’den fazla Filistinli katledilmiştir. Bu insanların 4500’den fazlası çocuk, 3000’i kadın ve 4500’ü erkektir. Hatta 4000’den fazla Filistinlinin de kayıp olduğu bildirilmektedir.
Büyük bir insanlık trajedisinin yaşandığı Gazze’de Filistinliler hümanizmin hiçbir şekilde kabul etmeyeceği bir saldırı, tehdit ve zulüm altında yaşamaktadır. Batılı ülkelerin desteği ve Arap ülkelerinin edilgenliği nedeniyle Gazze’de yaşananlar bir soykırım durumuna dönüşmüştür. Bir açık hava hapishanesi durumunda olan Gazze’de 2 milyondan fazla Filistinli insanlıkdışı bir saldırı ile her gün katledilmektedir.
İsrail içindeki Netanyahu karşıtı milyonlarca muhalif İsrail’in seküler bir zeminden sapmasını kabul etmemektedir. Ortadoğu’da barışın sağlanması için bütün karşıt tarafların radikal söylem ve eylemlerden kaçınması gerekmektedir. İbrahim’in oğullarının 21.nci yüzyılda artık kardeş katlinden vazgeçmelerinin vakti çoktan gelmemiş midir?
Nazım’ın arkadaşı Si-Ya-U için yazdığı şiirdeki gibi bunca hümanist insan yetiştirmiş bir milletin torunları nasıl bu soykırımı yapabilir?