İlkay Adalıoğlu | "Kahrolsun BaĞzı Şeyler" | Güney Gazetesi Mersin
İlkay Adalıoğlu

"Kahrolsun BaĞzı Şeyler"


Gezi Direnişi “Kızınca çok güzel oluyorsun Türkiye..! sloganıyla ateşlendi benim içimde. Ülkemizin bu tarihsel sürecine dair bir sürü kare kaldı şüphesiz hafızamda.

Anılarımın çoğu Ali İsmail, Berkin kadar acılı olsa da ‘Kim sevmedi seni Tayyip..” şarkısını dinlediğim andaki kadar eğlendiğim neşeli, motive edici olanları da vardı.

“Kahrolsun Bağzı Şeyler ..” duvar yazısı ise sadece Gezi’ye değil bir döneme damga vurmuştur bence.

Gerçekten ‘kahrolsun baĞzı şeyler’ dedirtecek türden yurdum insanının protesto anlayışını tam olarak yansıtan bir kaç örnek vermek istiyorum.

Bir ara Barzani protestoları yapılır olmuştu memleketin muhtelif yerlerinde. Kürdistan bayrağı yerine Kamerun bayrağı yaktılar. Renklerini karıştırıp böyle bir gülünçlüğe yol açtıkları için taa Kamerun’dan açıklama geldi.

AKP’nin ilk yıllarında Ankara’da bir gün ortam karıştı. Emniyete PKK simgeleriyle tur atıyorlar şeklinde ihbar yağdı. Trafik, sosyal yaşam bir anda arap saçına döndü.

Anlaşıldı ki Senegal Cumhurbaşkanı resmî temas için gelmiş, Esenboğa ‘dan Çankaya’ya gitmeye çalışıyormuş.

Yine bir dönem Ermenistan bayrağı yerine yanlışlıkla Colombia’nınkini yakılmıştı.

Çok değil 10-15 yıl kadar önce ‘ABD bayrağı yakılıyor..’ şeklinde ortalık elli altı oldu.  Üç beş kişiyi göz altına aldılar. Meğer belgesel film çekiliyormuş.

Zaten ne zaman Rusya protestosu yapmaya kalksalar Beyoğlu’ndaki Rus konsolosluğu diye Hollanda Konsolosluğuna yumurta atmayı adet haline getirdiler.

Hollanda, artık sosyal medyadan açıklama yapmak zorunda kaldı.  “Rusya ile ilgili bir anlaşmazlıkta hep bizim binaya yumurta atılıyor. Onlarınki 150 metre ileride” dedi.

Anımsarsınız bir kaç sene önce portakal bıçaklayarak Hollanda’ya haddini bildirdiğini zanneden bi güruh eylem yapıyordu. O gösteride Hollanda yerine yine yeni yeniden Fransa bayrağı yakıldı.

Bu defa sıra Fransa’ya gelmişti. Her zamanki gibi Mavi-beyaz- kırmızı karmaşasına takıldılar ve Rusya’nınkini yaktılar. Diplomatik rezilliklere yol açmaya devam ettiler.

Askerimizin başına çuval geçirme olayı yaşanmıştı hatırlarsanız. Bu duruma kızan yurdum insanı sokakta gördüğü siyahileri tutup kafasına çuval geçirmeye başlamıştı. İstanbul’da genç siyahiyi de avladılar. Çocukcağız meğer Tanzanya’lı imiş.

Çin’in Uygur Türklerine yaptığı eziyet yankı bulunca bizim güruh bu kez dışarda gördüğü her çekik gözlü turistin çinli olduğunu zannederek bama güme yanaşmaya başladı. En son Kapadokya taraflarında haşat ettikleri turistler, Güney Kore’li çıktı.

Yine aynı güdüden hareketle Çin restoranlarını yağmaladılar. Oysa mekanların sahipleri Türk idi.

Coca cola’yı protesto etmek için fanta içildi bu ülkede.

Hepimiz ordaydık.

Anadolu Uygarlıkları üzerine Kayseri’de belgesel çekimi yapılırken Bizans askeri rolündekileri dövdü memleketimin insanı.

Oysa kaşını gözünü yardıkları figüranların hepsi Türk’dü.

Yine terör örgütü simgesi yaygarasıyla ortalık karıştı. Balkona asılan bayrağın üzerine bayrak deseni işlenmiş havlu olduğu ancak saatler süren infialin ardından anlaşılabildi.

Muhteşem Yüzyıl dizisi sırasında Şehzade Mehmet’in idamını içeren bölümün ardından suç duyuruları yapıldı.

Sultan Süleyman, Hürrem ve Rüstem Paşa hakkında savcılığa ihbarda bulunup Topkapı Sarayı’nı adres gösterdiler.

Şehzade Mehmet’in 461 yıl sonra yası tutuldu, lokmalar, helvalar dağıtıldı.

İsrail’le ilgili problemler baş gösterince İsrail konsolosluğu yerine bir bankayı abluka altına aldılar. Çalışanları ‘İsrail dölü’ diye yuhaladılar.

Bir zamanlar yine İsrail’e tepki göstermek amacıyla Katarlı Mc donalds restoranlarını yağmaladılar.

Şimdi de aynı garabet yaşanıyor.

Nerde, nasıl ve kime tepki gösterileceğini halen öğrenemediğimiz anlaşılıyor.

Starbucks’tan kahve alanlara dayak atılıyor. Hakaret ediliyor.

‘Müslüman kanı içmeyin’ naralarıyla tekbir getirilerek ayar veriliyor. Türkiye’deki starbucsların sahibinin Kuveytli olduğunu bilmeyen ahalimiz kahve içen gençlere sataşarak Gazze’ye destek olduğunu zannediyor.

Fazla yoruma hacet yok.

Ne diyelim?

“Kahrolsun BaĞzı Şeyler “



ARŞİV YAZILAR