Öğretmen
Mine Çavdar 25 yaşındaydı.
Sosyal Bilgiler Öğretmenliği mezunuydu.
Öğretmen olmak istiyordu.
Atanamadı.
İntihar etti.
***
Kevser Abdulkadiroğlu 21 yaşındaydı.
Matematik öğretmenliği mezunuydu.
Öğretmen olmak istiyordu.
Atanamadı.
İntihar etti.
***
Ersin Turhan 32 yaşındaydı.
Sınıf öğretmenliği mezunuydu.
Öğretmen olmak istiyordu.
Atanamadı.
İntihar etti.
Cebinden son 10 lirası çıktı.
***
Halil Mustafa Bozkurt 33 yaşındaydı.
İngilizce öğretmenliği mezunuydu.
Öğretmen olmak istiyordu.
Atanamadı.
İntihar etti.
‘Köpeklerime iyi bakın’ diye not bıraktı geride.
***
2 yıl içinde, atama beklerken intihar eden öğretmen adayı sayısının 50’yi geçtiği söyleniyor.
Kesin kayıt yok çünkü atanamamış öğretmenlerin kaydı tutulmuyor.
***
Bir de sözleşmeli, ücretli, stajer öğretmen olarak görev yaparken, okul idarelerinin, amirlerin, yandaş sendikaların mobbingine dayanamayarak intihar eden öğretmenler var.
“Kadro almak istiyorsan bize itaat edeceksin” baskısı altında kalan öğretmenler.
“Kadro almak istiyorsan beni görünce ceketini ilikleyecek, ben koridordan çıkana kadar arkamdan bakacaksın” baskısı altında kalan öğretmenler.
Üç kuruş maaşıyla ay sonunu nasıl getireceğini hesaplarken, kıdemli öğretmenlerin, müdürlerin, “Çift maaşlı olmasak arabanın modelini yükseltemezdik valla, hayat pahalı” sitemine kulak misafiri olan öğretmenler.
Çorabı olmayan çocuğa kendi kesesinden çorap alınca, kıdemli öğretmenlerin, müdürlerin, “Bunları alıştırma böyle. Az para mı 5 liranı harcıyorsun bunlara” uyarısıyla karşılaşan, sonra o kıdemli öğretmenlerin, müdürlerin, yazlık fiyatlarıyla ilgili sohbetini dinlemek zorunda olan öğretmenler.
***
Öğretmen olarak göreve başlamak, kadro almak, bu kadar gencin hayaliyken, bu hayale ulaşamayınca intihar eden gençler varken…
Bazı öğretmenler görüyorum, adının karşısına şöyle yazmış:
“Yazar-Öğretmen.”
Bazıları şöyle yazıyor:
“Araştırmacı-Öğretmen.”
Şöyle yazanlar var:
“Şair-Öğretmen.”
Ne alaka diyeceksin belki, şöyle yazanlar var:
“Gazeteci-Öğretmen.”
***
Siz hiç gazeteci olamadım diye intihar edeni gördünüz mü?
Yazar olamadım diye intihar edeni gördünüz mü?
Şair olamadım diye intihar edeni gördünüz mü?
Gencecik insanlar, öğretmenlik mesleğine alınmadıkları için intihara sürüklenirken, 25 yıllık, 30 yıllık öğretmenler neden adlarının karşısına ille de yazar, şair yazdırmak için çabalar ki?
Neden adının karşısına şair-öğretmen, yazar öğretmen, edebiyatçı öğretmen yazdırmak için; elinde bir kitap dosyası matbaa matbaa gezer ki?
Neden o şiir dinletisi senin, bu edebiyat matinesi benim dolaşır ki?
Öğretmenlik yeterince saygın değil mi?
Öğretmenlik gibi değerli, kutsal bir meslek yeterince motivasyon sağlamıyor mu?
***
Okulun dışında, atama bekleyen öğretmen intihar ediyor.
Okul içinde, kadro bekleyen öğretmen, amirlerinin, müdürlerinin baskısına, kadrolu öğretmenlerin umursamazlığına dayanamıyor, intihar ediyor.
Okul içinde, kadrolu, deneyimli öğretmen, kendini tanıtırken göğsünü kabarta kabarta ‘ben öğretmenim’ diyemiyor da, elinde bir kitap dosyası, o şiir dinletisi senin, bu edebiyat matinesi benim, dolaşıyor, adının önüne şair-öğretmen, yazar öğretmen yazdırmak için çabalıyor.
Hal böyleyken, okulun içinde öğrenci ne halde dersen?
Onu da bakan bey söylesin!