Hülya Aslan | GENÇLERİN O’NUN KOLTUĞUNDA OTURANLARA HİSSETTİRDİKLERİ | Güney Gazetesi Mersin
Hülya Aslan

GENÇLERİN O’NUN KOLTUĞUNDA OTURANLARA HİSSETTİRDİKLERİ


       İki gün önce ATATÜRK’ün aramızdan ayrılışının yıl dönümü olan 10 Kasım’da ülke genelinde büyük bir özlem seli yaşandı…ATAMIZA yönelik yapılan paylaşımların çoğu, sosyal medya dili ile adeta viral (zincirleme paylaşım ile kısa zamanda yüz binlere, milyonlara ulaşmak anlamında kullanılıyor) oldu.     

     Bunların yanında halk hele ki gençler ATA’sına saygı, hasret ve minnetlerini sunmak için devlet erkânı töreninden sonra Anıtkabir’e akın etti. Yandaş mandaş demeden bütün medya bu manzarayı göstermek ve coşkun sevgi selinden bahsetmek zorunda kaldılar.

   Geçmiş yıllarda Anıtkabir’e gitmemek için bin türlü bahaneleri olanlar ve ATATÜRK adından adeta kaçarcasına Anıtkabir defterine bir şeyler yazanlar ise artık hiçbir gerekçeye mahal vermeden oradaydılar.

    Acaba dünyaya birde ATATÜRK’ün gözünden ve düşünüşünden bakmaya mı başladılar (bilirsiniz Norveçlilerin bir deyişidir bu söz) büyüklüğünü yenilerde mi kavradılar … yoksa ATATÜRK’ü son bir iki yıldır mı anlamaya başladılar ya da  dedelerinden dinledikleri tarihle ATATÜRK’ün yazdığı tarih arasında ki gerçeklik farkını ancak mı kavrayabildiler….yoksaaaa bunların hepsi takiyye mi?

   Orasını bilmem mümkün değil..ama bildiğim ve gördüğüm şu ki gençler üzerinde hiç etkiye sahip olamadıklarıdır.

    Devletin yönetenlerin  hem ettikleri yeminlerin,hem de  oturdukları o koltukları emanet eden /gerçek sahibi olan kişiye duymaları gereken minnetin ve saygının gereği olarak yapmaları gereken Anıtkabir ziyaretini her seferinde türlü sebeplerle gerçekleştirmeyip halkın gözünde değerinin yiteceğini sanma gibi bir yanılgıya düştüler.

     Hatta ne acı ki uzun yıllar çocuklarımız ve şuan yirmili yaşlarını yaşayan gençlerimiz büyüme süreçlerinin tamamında milli bayramların ve ATAMIZI anma törenlerinin olmaması/ yok sayılması gibi bir dirençle büyüdüler.

   Dile kolay…..

Ve fakat ilginç olan şu ki; yukarıda belirttiğim gibi gençler üzerinde etkisiz eleman olmuş olmalarıdır. Çünkü aynı gençler tüm bu yok sayışlara rağmen Atatürk’e ve devrimlerine inançlarını arttırarak bugünlere geldiler.

 Neden mi?

  Şu nedenle; onlar dünyayı büyüklerinden(????) çok daha hızlı okuyabiliyorlar. Çok farklı gibi görünse de üzerinde güneş batmayan dedikleri İngiltere de altmışlı yılların gençlerinin ülkelerini hem sınıfsal hem de yaşamsal olarak nasıl değişmeye mecbur bıraktığını düşünün….geçmiş yüzyıllarda gençlerin değiştirmeye çabaladığı bu dünya, bu yüzyıl için de ve bu ülke içinde böyle…Kaçınılmaz olan ve olması gereken de bu…..

   Hele ki teknoloji 4.0 dedikleri bu çağda gençlerimiz ellerinde ki ve dizlerindeki dünyayı kucaklayan teknolojiler ile evrenin dilini, geçmiş tarihleri ve bir büyük insan ,bir büyük  lider, bir büyük devlet adamı ATATÜRK’ün dünya ülkelerinde ki vizyonunu görüyor, biliyor ve okuyorlar.

 Dolayısıyla birileri istedikleri uydurma tarihleri anlata dursun, hatta kinlerini kusmaya çalışsınlar gençler ATATÜRK’ün  ne yapmak istediğini…ne yaptığını ….ve kendilerine  nasıl güvendiğinin farkındalar….

  Velhasıl gençlerimiz ATATÜRK’ün bir asır önce başarmaya çalıştıkları ile halkına yaşamın her alanında kazandırdıklarını 21. Yüzyılda hala elde edememiş ülkelerin bugün ne durumda olduklarının da gayet farkındalar…

Bugün gençler arasında bir sanatçı kadar yıldız sayılan ve de örnek almaya çalıştıkları Elon MUSK’a kadar ATATÜRK’e duyulan saygı ve hürmetin çokça farkındalar.

   Sonuç olarak bugün gençlerimiz  ATATÜRK’ü düne kadar anlamak istemeyenlerden daha hızlı ve daha fazla anlamış ve devrimlerine bağlı kalınması gerektiğini O’nun koltuğunda oturanlara hissettirmiş durumdalar.

 

 



ARŞİV YAZILAR