Basın yasası çıksa da kalıcı olmaz!
Basın kanunu, değişiklik falan derken Türkiye'nin gündemi de ciddi anlamda gazetecilik konusuyla çalkalanıyor. 81 ilden meslek örgütleri geçen hafta Ankara’da yeni yasanın devreye girmemesi, bazı maddelerinin değiştirilerek TBMM’ye getirilmesi için yoğun çabalar sarf etti. Bu çaba sonuç verdi, yasanın görüşülmesi ertelendi.
Gördüğümüz kadarıyla iktidar kanadı, yasanın kendi hazırladıkları şekliyle geçmesini istiyor. Çok yoğun tepkiler olduğu için erteleme yapmak zorunda kaldılar. ‘İtiraz eden gazete ve gazeteciler olmasın, istediğimiz gibi bir yayın politikası uygulayalım’ anlayışı ile hareket ediyorlar. Öyle olsa da, bu kanun geçse de uzun vadeli olmadığını, ilk iktidar değişikliğinde bu kanunun da değişeceğini hesaba katmalılar.
Yasa bu şekliyle çıkarılması halinde, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin’in de dediği gibi, ‘Ortada gazete de gazeteci de kalmaz.’ Diğer gazeteci örgütleri de aynı kaygıyı taşıyor, yasanın hazırlandığı şekliyle çıkmasını istemiyor. Basının kontrol altında olmasını isteyen iktidar, bu erteleme sonrası ne yapar, nasıl bir tavır belirler, bilemiyoruz, ancak gazeteci örgütleri, bu konudaki karşı çıkışını sürekli gündemde tutmalıdır.
Çıkarılması düşünülen basın kanunu devreye girdiğinde ciddi bir ‘basın özgürlüğü’ meselesi söz konusu olabileceği gibi, özellikle yerel gazetelerin resmi ilanları ciddi bir şekilde düşecek. Anadolu basının temel gelir kaynağı olan resmi ilan pastası şu anda bile yeterli değil. Artan maliyetler karşısında uzun süre dayanma gücü olan gazete sayısı çok az. Zaten kapanmalarda başladı.
Sonuç: İktidar, Basın konseyinin, gazeteciler Cemiyetinin, Gazeteciler Federasyonu'nun, Anadolu Yerel Gazeteci temsilcilerinin, 81 ildeki meslek örgütlerinin yükselttiği sese kulak vermelidir. Yasa taslağı ciddi bir şekilde bir kez daha gözden geçirilmeli, Gazetecilerin önerdiği değişiklikler dikkate alınmalıdır. Yeni bir kavga alanı yaratılmamalıdır. Zaten gündem yeteri kadar can sıkıcı, hiç olmazsa bu konuda kavgalı bir ortam olmasın.