KİLO KAYBI İÇİN KETOJENİK DİYET UYGULAMAK SAĞLIKLI MI?
Son zamanlarda birçok kişinin kafasında ketojenik diyet hakkında sorular oluşmaya başladı. Ketojenik diyet güvenli mi? Tavsiye eder misiniz? Son zamanlardaki popülerliğe rağmen, ketojenik diyet yeni bir şey değildir. Tıpta, özellikle çocuklarda ilaca dirençli epilepsi tedavisinde yaklaşık 100 yıldır kullanılmaktadır. Aslında 1970'lerde Dr. Atkins, kilo kaybı için iki haftalık çok katı bir ketojenik beslenme ile çok düşük karbonhidratlı bu diyeti popüler hale getirmiştir. Ketojenik diyet, belirli tıbbi durumları tedavi etmek için kullanılan düşük karbonhidratlı, yağ açısından zengin bir beslenme planıdır. %5 gibi düşük oranda karbonhidrat içeriği ve %70-80 gibi olağanüstü yüksek yağ içeriği ile ayırt edilir. Vücuttaki tüm hücreler için ana enerji kaynağı olan ve karbonhidratlı besinler tüketerek elde edilen glikozdan vücudunuzu mahrum bırakırsanız, depolanan yağdan keton adı verilen alternatif bir yakıt üretilir. Aşırı keton cisimleri, kanda ketoasidoz adı verilen tehlikeli düzeyde toksik asit üretebilir.
Karbonhidratlardan yoksun; proteinler ve yağlardan zengin bu diyet bol miktarda et, yumurta, sosis, sucuk, salam gibi işlenmiş etler, peynir, balık, tereyağı, diğer yağlar ve kuruyemişler içerir. Çok kısıtlayıcı olduğu için, uzun vadede takip etmesi gerçekten zordur. Aşırı karbonhidrat kısıtlamasının günler veya haftalarca sürebilen olası semptomları arasında açlık, yorgunluk, kötü ruh hali, sinirlilik, kabızlık, baş ağrıları ve beyin sisi yer alır. Bu rahatsız edici duygular azalabilse de mevcut sınırlı çeşitlilikteki yiyeceklerle yetinmek ve ekmek, makarna, pilav gibi tahıl ürünleri, meyve ve sebzeler gibi keyifle yenen yiyeceklerden uzak durmak bize zorluklar çıkaracaktır. Diyetin eleştirilen yönlerinden biri, birçok insanın çok az meyve ve sebze tüketmesi ve işlenmiş gıdalardan çok fazla protein ve düşük kaliteli yağ alma eğiliminde olmasıdır. Böbrek hastalığı olan hastalar dikkatli olmalıdır; çünkü bu diyet bireylerin durumunu kötüleştirebilir. Ayrıca osteoporoz riskinin ve gut hastalığına neden olan kandaki ürik asit düzeylerinin artması dahil olmak üzere uzun süreli ketojenik diyetin birçok olumsuz yan etkileri gösterilmiştir.
Kilo kaybı için ketojenik diyetle ilgili mevcut araştırmalar hala sınırlıdır. Çalışmalar genellikle az sayıda katılımcıya sahiptir ve diyetin uygulaması kısa sürelidir (12 hafta veya daha az). Ketojenik diyetin bazı insanlarda kilo kaybı, toplam kolesterol, kan şekeri ve kan basıncında iyileşmeler dahil olmak üzere kısa vadeli faydalar sağladığı gösterilmiştir. Ancak, 1 yıl sonra bu etkiler, geleneksel kilo verme yöntemlerinin etkileriyle karşılaştırıldığında aralarında önemli farklılıkların olmadığı gözlemlenmiştir. Diyetin zaman içinde diyabet ve yüksek kolesterol üzerindeki etkilerini analiz eden uzun vadeli bir araştırma yoktur. Ayrıca doymuş yağ oranı yüksek gıdaların ön planda olması, Amerikan Kalp Derneği'nin tavsiyelerine aykırıdır ve kandaki kötü kolesterol (LDL) üzerinde olumsuz etkileri olabilmektedir.
Ketojenik bir diyet, belirli koşulları tedavi etmek için bir alternatif olabilir (klinik deneyler ketojenik diyetin multipl skleroz ve Alzheimer hastalığı olan bireylerde yaşam kalitesini iyileştirdiğini göstermektedir) ve diğer yöntemlerle kilo vermekte zorlanan bazı kişiler için bir seçenek olabilir. Ancak hızlı kilo kaybı dalgalanmalarına yol açan "yo-yo diyetlerinin" artan ölüm oranı ile ilişkili olduğunu hatırlamak da önemlidir. Sadece birkaç haftadan birkaç aya kadar sürecek bir sonraki popüler diyeti denemek yerine, uzun vadede sürdürülebilir olan beslenme şeklini benimsemeye çalışmalısınız. Çok renkli meyve ve sebzeler, yağsız et, balık, tam tahıllı ürünler, sert kabuklu yemişler, tohumlar, zeytinyağı ve bol su açısından zengin, dengeli, işlenmemiş gıdalardan oluşan bir diyet; uzun, sağlıklı ve canlı bir yaşam için en sağlam kanıta sahip beslenme şekli gibi görünmektedir.
UZMAN DİYETİSYEN İREM YILDIZ