Sait Dervişoğlu | ZAVALLI ÇOCUKLAR | Güney Gazetesi Mersin
Sait Dervişoğlu

ZAVALLI ÇOCUKLAR


Doğduğumuz kenti, ülkeyi, aileyi, dili, dini, ırkı, kültürü ve rengi seçemiyoruz. 

 

Seçebileceğimiz şeyler belli.

 

Kim olacağımızın, kimlerin hayatına dokunabileceğimizin, ne için emek harcayabileceğimizin tercihi bizde.

 

Ülkemizde 23 milyona yakın çocuk var. 2 milyona yakın çocuk işçi, gün geçtikçe artan çocuk istismarı, şiddeti var. TUİK’E GÖRE göre, 2013 yılı ile 2018 yılının ilk 5 ayına kadar toplam 319 çocuk işçi iş cinayetlerinde can verdi. 18 bin 290 suçtan çocukların cinsel istismarı hakkında dava açıldı. Her 100 bin çocuktan 1598’i suça sürüklendi. Binlerce çocuğumuz anneleriyle birlikte cezaevinde yaşamlarını devam ettirmek zorundalar. Ülkemizdeki, ‘çocuk olma’ gerçeği ne yazık ki hiç iç acıcı bir tablo çizmiyor. Çocuklarımızın her türlü ihmal, istismar ve şiddetten korunması konusunda hepimizi büyük görevler düşüyor. 

 

Çocuk Hakları Sözleşmesi ve akabinde kurulan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komisyonunun tüm çalışmalarına rağmen, bugün çocuklar hala toplumun istismara en açık ve savunmasız grubunu teşkil etmektedir. Ülkemize bakıldığında sözleşmenin yürürlüğe girmesinin üstünden geçen 30 yıla rağmen hala tarımda çalışan 2 milyona yakın çocuk işçi, küçük yaşta evlendirilen kız çocukları, çatışma ortamında kaybedilen, Suriye savaşından kaçarak Türkiye’ye sığınan ailelerin mülteci çocukları bulunmakta.

 

Eşit, huzurlu, sağlıklı ve aydınlık bir gelecek tüm çocukların hakkı. Hiçbir çocuğun tacize, tecavüze, zorla evlendirilmeye, çalıştırılmaya, niteliksiz eğitime, iş cinayetlerine kurban gitmeyeceği; çocukların hiçbir tehlike ve tehdide maruz kalmadan, gelecek kaygısı duymadan, barış içinde ve güvenli bir ortamda mutlu ve özgürce yaşayabilmeleri için haklarına sahip çıkmak hepimizin en temel görevi. 

 

Keşke bütün çocuklar eşit doğsa… 

 

 

2 NİSAN OTİZM FARKINDALIK GÜNÜ

Doğuştan gelen bir nöro gelişimsel yetersizlik, Otizm. Dünyaya gelen her 59 çocuktan 1’i otizm riski ile doğuyor. Günümüzde bilinen tek tedavisi; erken tanı ile yoğun ve sürekli özel eğitim.

 

Otistik çocukların eğitimi sadece okul ya da bireysel terapilerle sınırlı kalmayıp, yaşamının her alanında devam etmesi gereken yirmi dört saatlik bir süreç.

 

Koşulsuz sevgi, şefkat, sabır, merhamet ve aşk ile bu güzel çocuklarımıza ömrünü adayan anne ve babalarımızı buradan bir kez daha kutluyorum.   

 

Otistik çocukların bağımsız yaşayabilmeleri, davranış problemlerinin azaltılarak gereksinimleri olan becerileri kazanabilmeleri, doğru yöntemlere dayanan eğitimle sağlanabilmekte.

 

Tüm okullarımızda derhal Otizmli çocuklar için özel eğitim sınıfları açılarak gerekli şartlar sağlanmalı ve bu özel çocuklar doğru bir eğitimle, kaynaştırma eğitimi ve diğer doğru yöntemlerle topluma kazandırılmalıdır. Ayrıca tüm belediyelerde bu özel çocuklar için kolları sıvamalı ve toplumsal görevleri olan gerekli Otizm Yaşam Merkezleri’ni kurmalıdır. 

 

Kendisi de bir otizmli çocuk annesi olan Mersin Otistik Çocukları Yaşatma ve Kazanma Derneği’nin  değerli başkanı sevgili dostum Sayın Nazmiye Yaman Hanımefendiyi çabalarından dolayı buradan kutluyorum. 

 

2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü’nde, çıktığım bu yolda artık otistik çocuklarımız için de mücadele edeceğimi ve onların sesi ve nefesi olacağımı buradan bir kez daha ilan ediyorum. 

 

"Farkında ol, elini Uzat. Çünkü dünyaya el ele yaşamak için geldik”

 

KARINCA KARARINCA

Hepimizin bildiği meşhur karınca hikayesini bir kez de ben anlatayım:

 

Nemrut’un askerleri İbrahim Peygamber‘i mancınıkla ateşin tam orta yerine atacaklarmış.

Bu sırada, göklere kadar varan ateşe doğru bir karınca ağzında küçücük bir damla su ile telaşla gidiyormuş.  Başka bir karınca onun bu telaşını görüp sormuş:

 – Acele ile nereye gidiyorsun?

 

Telaşla yetişmeye çalışan karınca, ağzındaki bir damla suyu ellerinin arasına alıp cevap vermiş:

– Haberin yok mu? Nemrut, Hz İbrahim Peygamberi ateşe atacakmış.  Meydana ateşin olduğu yere su götürüyorum.

 

Diğer karınca kahkahalarla gülerek demiş ki:

– Senin yanan büyük ateşten haberin yok mu? Ateşe hiç bakmadın mı? Ne kadar büyük, senin bir damla suyun ateşe ne yapabilir ki?

 

Bir damla su taşıyan karınca:

– Olsun, hiç olmazsa hangi tarafta olduğum anlaşılır.

 

Bizim tarafımız çocuklar,

Bizim tarafımız eğitim,

Bizim tarafımız umut,

Bizim tarafımız özgürlük, 

Ve bizim tarafımız Aşk…

 



ARŞİV YAZILAR