Ali Adalıoğlu | Sensiz olmuyor ATAM! | Güney Gazetesi Mersin
Ali Adalıoğlu

Sensiz olmuyor ATAM!


Bugün 10 Kasım!

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 82. Yılı.

Her 10 Kasım’da olduğu gibi Atatürk’ü saygı, sevgi ve minnetle anacağız.

Saat dokuzu beş geçe saygı duruşunda bulunacağız…

Sonrasında da düzenlenen törenlerde (Korona diyerek  tabi ki bu törenleri tırpanlayacaklar) Onun yaptıkları anlatılacak.

Neyi anlatacaklarsa.

Kim ne kadar anlar bilemiyorum.

Hamasi nutuklar atanlar olacak ama inanmayın.

Hepsi sahte!

Tabi ki Bay Başkan Ata’nın huzuruna çıkacak Anıtkabir’de…

Yabancı devlet adamı konuğu olmazsa.

Veya dış gezide değilse.

Ve de başlayacak yazmaya, “Atam bize bıraktığın Türkiye’ye çağ atlattık, Dünyanın lider ülkeleri arasında yerimizi alıyoruz…!” diye…

İsten inanın, ister inanmayın!

Yazdıklarına inanıyorlar mı bilemem, ama ben inanmıyorum.

Biliyorum ki Atatürk’ü unutturmak için yapmadıkları kalmadı.

Gün geldi Atatürk’e, gün geldi silah arkadaşı İnönü’ye çamur attılar!

Dahası çamur atanları korudular ve kolladılar.

Atatürk ve silah arkadaşları Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştu.

Adımız Türkiye Cumhuriyeti

Ancak, hangi rejimle yönetiliyoruz?

Tek adamın yönettiği bir ülkede ne kadar demokrasi olursa, biz de o kadar var!

18 yıldır bu gelişmeler yaşanırken biz ne yaptık?

Biraz kafa yoralım!

Atatürk’ü ve bu ülke için yaptıklarını yeterince anlatabildik mi?

Atatürk’ü yok sayanlara karşı başımız dik mücadele edebildik mi?

Sesimiz gür çıktı mı?

Atatürk’ü anlamak için ne kadar okuduk?

Cılız bir şekilde, “Atatürkçüyüz” demekle olmuyor.!

Sesimiz daha gür çıkmalı ve Atatürk’ün fikirlerini daha çok benimseyerek, yaymalıyız!

Yoksa ikinci bir Atatürk beklemek ham hayalden öte geçmez!

Atatürk’e benzemeye çalışan mandacılara meydanı bırakmamalıyız!

Yoksa, bu gidişin dönüşü olmaz!

 

Sözün Özü,

Affet(me) bizi ATAM..!

İlke ve Devrimlerine sahip çıkamadık!

Ulusal Kurtuluş Savaşı sonrası, yokluklar içinde kurduğun sanayi kuruluşlarının bir bir satılmasını film izler gibi izledik!

Tarım ürünlerimizin yok edilmesine, tarım ürünleri ithal eder hale gelmemize   seyirci kaldık!

Eğitim sistemimizin yap-boza döndürülmesini kılımız kıpırdamadan Baytekin filmi izledik!

Türkiye’yi Ortaçağ karanlığına sürüklemek isteyen tarikat/cemaatlerle, “Beraber yürüdük biz bu yollarda..” diyenleri baş tacı yaptık!

Daha neler neler oldu!

Yazmaya utanıyorum ATAM…

Bugün, hiçbir şey olmamış gibi seni anıyoruz ATAM!

Hem de ne methiyeler düzerek!

Ama Anıtkabir’de ama anıtlarının önünde.

Sen de çok iyi biliyorsun ki bunlar hep göstermelik olacak!

Saat dokuzu beş geçe sirenler çaldığında gözünden yaş süzülen ve de boğazı düğümlenenleri görürsen, onlar senin izinde olanlardır.

Diğerleri mi?

Onlar böylesi günlerde gölgene sığınarak, işlerini yürütenlerdir!

Türkiye’yi yürüttüler gözleri doymadı.

Hazine bile tam takır hale geldi.

Bize de onları izlemek kaldı.

Dedim ya, suçumuz çok!

“Affet(me) bizi ATAM!” demek istiyorum ama kelimeler boğazımda düğümleniyor.

Çünkü, af edilmeyi hak etmiyoruz!

Seni seviyoruz ve sonsuza kadar seveceğiz.

Sensiz olmuyor ATAM!



ARŞİV YAZILAR