İHD, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle Mersin’de basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı İHD Mersin Şube Eş Başkanı Zeynep Kaya okudu. 2025 yılında yaşanan hak ihlallerinden söz eden Kaya, “Bir önceki yıl gibi toplantı ve gösteri yapma özgürlüğü açısından kısıtlama ve ihlallerin kural, özgürlüklerin kullanımının ise istisna olduğu bir yıl oldu. Yıl içinde her toplumsal kesimden kişi ve grup; iradeleri yok sayılarak belediyelerine kayyım atanmasını protesto eden Akdeniz ve Van halkı, keza belediye başkanları tutuklanmasını protesto eden İstanbul halkı, 8 Martta sokağa, özgürleşmeye çıkan kadınlar, 1 Mayısı Taksim Meydanı’nda kutlamak isteyenler, eşit yurttaşlık ve onur mücadelesi veren LGBTİ+’lar, sokak hayvanlarının yaşamını korumaya çalışan hayvan hakkı savunucuları, Gazze‘deki soykırımı protesto edenler, havasına, suyuna, zeytinine sahip çıkmak isteyen yaşam savunucuları, ekmek, güvenceli iş ve sendikal hakları için mücadele eden işçiler, gençler ve öğrenciler mülki idare amirlerinin yasakları ve/veya kolluk güçlerinin fiili müdahaleleri sonucunda toplanma ve gösteri yapma özgürlüklerini kullanamadılar” dedi.
“2025’TE YÜZLERCE KADIN ERKEKLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ, LGBTİ+’LAR AYRIMCI, FOBİK VE NEFRET İÇERİKLİ SALDIRILARA MARUZ KALDI”
Türkiye’de yurttaş iradesinin gaspına dayalı bir yönetim rejimi benimsendiğini dile getiren Kaya, “2025 yılında da kadınların ve LGBTİ+’ların toplumsal yaşamın her alanında maruz kaldığı ayrımcılığı önlemeye yönelik yasal ve fiili hiçbir iyileşme sağlanamadı. Yine yüzlerce kadın erkekler tarafından öldürüldü, LGBTİ+’lar ayrımcı, fobik ve nefret içerikli saldırılara maruz kaldı. Kadın ve LGBTİ+ hakları için yapılan barışçıl toplantı ve gösteriler yasaklandı, şiddet uygulanarak müdahale edildi, yüzlerce kadın ve LGBTİ+ işkence ve diğer kötü muamele ile gözaltına alındı. Kadınların ve LGBTİ+’ların kazanımlarını geri alacak, hak ve özgürlüklerini daha da kısıtlayacak yasalar çıkarılmak istendi. Artık Türkiye toplumunun bir parçası, asli unsuru haline gelen mülteciler/sığınmacılar, hala her türlü ayrımcılığa ve istismara, nefret söylemine ve ekonomik sömürüye yoğun bir şekilde maruz kalıyorlar. Ülkede yaşanmakta olan ağır krizin fiziksel, ruhsal, sosyal ve ekonomik tüm sonuçlarından en derin şekilde etkilenen mülteciler/sığınmacılar, ne yazık ki 2025 yılında da toplum açısından görmezden gelinen, hatta gözden çıkarılan hayatlar oldular” diye konuştu.
“YOKSULLUK EN ÇOK KADINLARI, ÇOCUKLARI VE MÜLTECİLERİ/SIĞINMACILARI VURUYOR”
Türkiye uzunca bir süredir Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşadığına dikkat çeken Kaya, “Yıllardır uygulanan borçlanmaya dayalı neoliberal ekonomi politikalarının, savaş ve çatışma harcamalarının sebep olduğu ekonomik kriz ve derin yoksullaşma, yurttaşların hem biyolojik hem de sosyal yaşamlarını sürdürülebilmelerini tümüyle imkânsız kılan ağır insan hakları ihlalidir. Hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk, güvencesizleşme ve örgütsüzleşme en çok kadınları, çocukları ve mültecileri/sığınmacıları vuruyor. Bu koşullarda işçi ve emekçilerin kıdem tazminatı gibi kazanılmış haklarına dokunulmamalı, enflasyon rakamları manipüle edilmemeli ve iş cinayetleri önlenmelidir. İşçi ve emekçilerin hak arama eylemleri yasaklanmamalı, sendikalaşma, grev ve toplu sözleme hakkı güvence altına alınmalı. Son söz olarak; hep vurguladığımız gibi, var oluş nedenleri hak ihlallerinin son bulduğu, adalet, barış ve demokrasinin tesis edildiği bir ülke ve dünyaya ulaşmak olan bizler, dün olduğu gibi bundan sonra da tüm zorluklara karşın ihlalleri belgeleyip, raporlayarak görünür kılmaya, böylelikle önlemeye, cezasızlıkla mücadele etmeye ve insan haklarının kurucu değerlerine kararlılıkla sahip çıkmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. (Haber Merkezi)
