CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri öncesinde açıklama yaparak iktidarın ekonomi politikalarını eleştirdi. Kış, “Türkiye’de ekonomik model bir süredir sessizce değişiyor; üretim, inovasyon ve istihdamın yerini hane halkının borç yükü alıyor. Alım gücü düşen yurttaşların geçim araçları maaş değil, kredi kartı limitleri hâline gelmiş durumda. Bugün vatandaşların bireysel kredi ve kredi kartı borçları 5,8 trilyon TL’yi geçmiş durumda ve bu yük artık sadece ekonomik değil, toplumsal bir olguya dönüşmüş vaziyette. Daha da çarpıcısı: sadece ilk 10 ayda 1 milyon 810 bin yurttaş, borcunu ödeyemediği için bankalar tarafından takibe alındı. Eskiden insanın mesleği sorulurdu, şimdi kredi skoruna bakılıyor” dedi.
“EKONOMİ DEĞİL, BORÇ PSİKOLOJİSİ YÖNETİLİYOR”
Ülkenin ekonomik dinamiklerini artık yalnızca bankaların belirlediğini söyleyen Kış, “Sadece bu yılın ilk 10 ayında bankacılık sektörünün net kârı 751,6 milyar TL’ye ulaştı. Aynı dönemde vatandaşların bankalara ödediği faiz ise 992,4 milyar TL oldu. Bütçe dediğiniz, ülkenin önümüzdeki yıl ne üreteceğini gösteren bir yol haritası olmalıydı. Oysa AKP, vatandaşın her sabah kur, faiz, kredi limiti ve icra tehdidiyle uyandığı bir düzen inşa etti. Ekonomi değil, borç psikolojisi yönetiliyor. Bu tabloya göre devlet, yurttaşına refah sunmuyor; bankaların tahsilat ajandasını uyguluyor” ifadelerini kullandı.
“TARIMDA ÜRETİCİ DEĞİL, BORÇ BÜYÜTÜLÜYOR”
Ekonomik çöküşün en sert hissedildiği alanlardan birinin tarım olduğunu dile getiren Kış, çiftçinin bankalara olan borcunun 1,1 trilyonu aştığına dikkat çekti. Kış, “Bu ülkenin çiftçisi artık toprağı değil, borcu ekiyor. Traktör deposunda mazot yok ama bankaların icra mesajları var. AKP’nin tarım vizyonunda tohumun adı teminat, çiftçinin adı müşteri. Bu koşullar altında tarımın stratejik niteliği değil, finansal kırılganlığı büyüyor. Sadece çiftçiler değil, ekonominin bel kemiğini oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmeler de aynı girdabın içinde. KOBİ’lerin bankalara olan toplam borcu 6 trilyon TL’ye dayanmış durumda. KOBİ’ler artık üretim stratejisi değil, kredi ödeme takvimi hazırlıyor. Bu ülkede teknoloji üretilemiyor ama borçlandırma mekanizması mükemmel işliyor. Ekonominin aktörleri üretimden değil, batmama mücadelesinden sorumlu. Bu tablo, ekonomik dinamizmin değil, kitlesel finansal tutsaklığın anatomisini ortaya koyuyor” diye konuştu. (Haber Merkezi)
