ELVAN PEHLİVAN
Makina Mühendisleri Odası (MMO) Mersin Şubesi tarafından düzenlenen 9. Güneş Enerjisi Sistemleri Sempozyumu ve Sergisi, 31 Ekim-1 Kasım tarihlerinde Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşti.
“’GÜNEŞ KENT MERSİN’ İFADESİ KENTİN GELECEĞİNİ TANIMLIYOR”
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan MMO Mersin Şube Başkanı İsmail Oğuz, Mersin’in yenilenebilir enerji kaynakları açısından potansiyeline dikkat çekti. Oğuz, “Mersin; yılda 300’den fazla güneşli günüyle, antik çağda ‘Soloi’ yani ‘Güneş Kenti’ olarak bilinen kimliğiyle, güneş enerjisi yatırımları için adeta doğal bir merkezdir. ‘Güneş Kent Mersin’ ifadesi sadece bir slogan değil; bu kentin potansiyelini, kimliğini ve geleceğini tanımlayan bir gerçektir. 1997 yılında Güneş Enerjisi ile ilgili çalışmalarımıza başladığımızda ülkemizde güneş enerjisinden elektrik üretimi söz konusu değilken bugün ülkemizin enerjinin üretiminin yaklaşık yüzde 20’si güneşten karşılanmaktadır. Akdeniz’in mavisiyle, Torosların yeşiliyle çevrili bu şehir, enerjisini doğadan alan, doğaya saygılı bir kalkınma anlayışının sembolü olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Makina Mühendisleri Odası olarak bizler, yıllardır bu potansiyeli görünür kılmak, Mersin’i güneş alanında bir örnek şehir haline getirmek için çalışıyoruz” dedi.
“GEÇEN YIL YÜZDE 13,6 OLAN GÜNEŞ ENERJİSİ ORANI BU YIL YÜZDE 19,8’E YÜKSELMİŞTİR”
Türkiye Elektrik İletim A.Ş.’nin (TEİAŞ) 2025 Ağustos verilerini paylaşan Oğuz, “Ülkemizde elektrik üretimimizin enerji çeşidine göre dağılımı yüzde 26,7’si hidrolik enerji, yüzde 20,3’ü doğal gaz, yüzde 19,8’i güneş, yüzde 18,2’si kömür, yüzde 11,5’i rüzgâr, yüzde 1,4’ü jeotermal ve yüzde 2,1’i diğer kaynaklar şeklindedir. Ülkemizin toplam kurulu gücü 120.784 MW’a ulaşmıştır. Geçen yıl yüzde 13,6 olan güneş enerjisi oranı bu yıl yüzde 19,8’e yükselmiştir. Ayrıca ülkemizde elektrik enerjisi üretim santrali sayısı, 2025 yılı ağustos ayı sonu itibarıyla 37.422’ye ulaşmıştır. Mevcut santrallerin 771 adedi hidroelektrik, 71 adedi kömür, 387 adedi rüzgâr, 66 adedi jeotermal, 361 adedi doğal gaz, 35.352 adedi güneş, 414 adedi ise diğer kaynaklı santrallerdir. Bu gelişmeler umut verici olsa da yeterli değildir” ifadelerini kullandı.
“ÜLKEMİZDE TÜM YERLİ VE YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI YETERİNCE DEĞERLENDİRİLMİYOR”
Güneş enerjisinin artık yalnızca bir alternatif değil, zorunlu bir gelecek tercihi haline geldiğini vurgulayan Oğuz, oda olarak Mersin’de çevreci enerji kullanımı konusunda çalışma yürüttüklerini belirtti. Oğuz, “‘Tam bağımsızlığımız için kendi enerjimizi kendimiz üretmeliyiz’ diyoruz ama öte yandan bizlere; Nükleer Santraller, enerji arz eksikliğine ve dışa bağımlılığa alternatif olarak gösterilmektedir. Ve ilimizde nükleer santral yapımına devam edilmektedir. Ülkemizde güneş enerjisi potansiyeli başta olmak üzere tüm yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları yeterince değerlendirilemezken, yeterli teknik altyapı ve mevzuat olmadan, kamusal denetimin dışlandığı bir yapıda, dışa bağımlılığı azaltmak bir yana, daha çok bağımlılığı artıracak bir süreçtir. ‘Nükleere inat, yaşasın hayat’ deyip temiz ve yerli enerji olan güneş enerjisini önermeye devam edeceğiz. Bu kapsamda, yerel yönetimleri de temiz ve çevreci olan başta güneş enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerji konusunda daha fazla çalışma yapmaya ve kentimize katkı sunmaya davet ediyoruz” diye konuştu.
“KENTİMİZDE KURULAN GES PROJELERİ ÇEVRESEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK AÇISINDAN ÖRNEK UYGULAMALAR YARATIYOR”
Mersin’in yenilenebilir enerjideki yüksek potansiyeline dikkat çeken Oğuz, “Mersin özelinde baktığımızda, tarımdan sanayiye, turizmden lojistiğe kadar her alanda güneş enerjisinin kullanım potansiyeli çok yüksek. Kentimizde kurulan GES projeleri hem yerel ekonomiye katkı sağlıyor hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından örnek uygulamalar yaratıyor. Özellikle kırsal bölgelerde, kooperatifler ve belediyeler aracılığıyla geliştirilen güneş enerjisi yatırımları, toplumsal kalkınmaya da yeni bir boyut kazandırıyor. Biz inanıyoruz ki; Mersin, Türkiye’nin yenilenebilir enerji başkenti olabilecek tüm donanıma ve vizyona sahip bir kenttir. Bu sempozyum, işte bu inancı güçlendirmek, bilgi ve deneyimi ortak bir akılda buluşturmak için çok kıymetli bir adımdır” şeklinde konuştu.