Esen, “12 yaşında servis elemanı olarak çalışmak zorunda bırakılan bir çocuğun kaybı karşısında sadece üzülmek yetmez” ifadelerini kullandı. Bu tür olayların münferit değil, sistematik bir çürümenin sonucu olduğuna dikkat çekti.
ÇOCUK İŞÇİLİĞİNE VE TOPLUMSAL İHMALE VURGU
Esen açıklamasında, çocuk işçiliği, yoksulluk, denetim eksikliği ve çocuk haklarına dair toplumsal duyarsızlığın bir zincir oluşturduğunu ve bu zincirin Eyüp Can gibi pek çok çocuğu yaşamdan kopardığını belirtti.
“SADECE BİREYSEL DEĞİL, YAPISAL SORUMLULAR DA YARGILANMALI”
“Adalet yalnızca tetiği çekene değil, çocukları çalışmaya mecbur bırakan sisteme de yönelmeli” diyen Esen, çocukların sokakta ya da işyerinde değil, parkta, sınıfta, oyun alanında güvenle büyüyebileceği bir düzen talep ettiklerini vurguladı. Ahmet Mattia ve Narin gibi çocukları da anan Esen, toplumsal vicdana ve politik iradeye seslenerek “Yalnızca ceza değil, köklü bir dönüşüm istiyoruz” dedi.