Örgüt mensuplarının silahlarını teslim etmeye başlamasının kritik bir eşik olduğunu belirten Ekmen, “Bu yaşananlar, devletimizin 1993'ten bu yana en az 13 kez denediği, ancak her seferinde farklı sebeplerle başarısız olan bir iradenin gerçekleşmesidir. En son, Sayın Devlet Bahçeli’nin sadece kamuoyuna duyurmakla kalmayıp, sürecin hızlanması, sorunların giderilmesi ve derinlik kazanması için ciddi emek harcadığı bir çabanın çok önemli bir aşamasına geldik. Tarih Sayın Bahçeli’yi bu anlamda hayırla yad edecektir. Bugün silah bırakma açısından bir başlangıçtır; ancak bugüne kadar yaşanan gelişmeleri düşündüğümüzde aynı zamanda önemli bir finaldir. İmralı’nın çağrı yapıp yapmayacağı, örgütün bu çağrıya uyup uymayacağı, fesih kararı alınıp alınmayacağı, silahların teslim edilip edilmeyeceği tartışılırken; bugün sembolik ama güçlü bir silah teslim töreniyle karşı karşıyayız. Devletin istihbarat verilerine göre, örgüt mensubu sayısı 4 ila 5 bin civarında. Bu kişilerin bir kısmı Suriye’de. Tüm bu mensupların silahlarını bırakması, lojistik alanların ve kampların boşaltılması, silah bırakanların da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin belirleyeceği yeni bir hukuki statüye tabi olması, önümüzdeki dönemin en önemli gündemlerindendir. Bu süreçle eş zamanlı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulacak olan komisyonun; demokratikleşme, yapısal reformlar ve benzeri konularda sürece yoğun katkı sunması da beklenmektedir” ifadelerini kullandı.
“SÜRECİ TAHRİP EDECEK ADIMLARDAN UZAK DURULMALI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı beş ayaklı reform paketine ve Devlet Bahçeli’nin yargı bağımsızlığı, seçim yasaları ve anayasa değişikliği gibi alanlarda yaptığı açıklamalara atıf yapan Ekmen, “Silahlar bırakıldı ancak silahını bırakan bir örgüt mensubunun hangi hukuki statüye tabi olacağı önemlidir. Mevcut Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu, bu konuda yeterli düzenlemeleri içermemektedir. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın AK Parti Büyük Kongresi’nde açıkladığı beş ayaklı reform paketinin iki temel ayağı, temel hak ve hürriyetler ile devletin siyasi ve idari yapısının yeniden düzenlenmesidir. Sayın Bahçeli de 19 Mayıs Bayram mesajında, Kurban Bayramı sabahı cami avlusunda yaptığı konuşmasında ve birçok başka platformda; bağımsız ve tarafsız yargıdan, siyasi partiler ve seçim yasalarına, İç Tüzük’ten Anayasaya kadar reform niteliğinde adımlar atılması gerektiğini dile getirmiştir. Bu reformların bir an önce gündeme alınması, Meclis’te tartışmaya açılması ve diğer partilerin katkılarıyla ilerlenmesi gerekmektedir. Ancak süreç yönetimi açısından önemli bir risk de vardır: Eğer bu süreç içeriği güçlendirecekse, içeriği tahrip edecek adımlardan uzak durmak şarttır” dedi.
“YARGININ İTİBARI, SÜRECİN MEŞRUİYETİNİ ETKİLER”
Ekmen, Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönettiği belediyelerde belediye başkanlarına yönelik süreçleri hatırlatarak, “Zeydan Karalar’ın yıllar öncesine dayanan bir iddiayla tutuklanması, Abdurrahman Tutdere’nin hiçbir ilgisi olmadığı bir dosyayla ev hapsine alınması gibi uygulamalar kamuoyunda ciddi soru işaretleri doğurmaktadır. Eğer bu süreç demokratikleşmeyi amaçlıyorsa, yargının araçsallaştırılmasından vazgeçilmeli, gözaltı ve görevden almalar gibi ağır tedbirler yerine hukuk devletinin asgari ilkeleri gözetilmelidir” dedi. (GÜNEY)
