ELVAN PEHLİVAN
İnsan Hakları Derneği, Mersin Üniversitesi KYK Kız Öğrenci Yurdu'ndan protesto eylemlerine katıldıkları iddiasıyla yurttan uzaklaştırılan ve kendilerine başvuran öğrencilerle görüşerek bir rapor hazırladı. Raporu kamuoyuna sunan İHD üyeleri, öğrenci uzaklaştırılmalarının geri alınması çağrısında bulundu.
“ÖĞRENCİLERE İSNAT EDİLEN FİİLLERE DAİR HERHANGİ BİR SOMUT DELİL SUNULMAMIŞTIR”
İHD Mersin Şubesi Kadın Komisyonu Sözcüsü Fatoş Sarıkaya, “22 Mart 2025 tarihinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı Mersin Üniversitesi KYK Kız Öğrenci Yurdu’nda öğrenciler tarafından oturma eylemi düzenlenmiştir. Bu eylem sonrasında, en az 11 öğrenci hakkında disiplin soruşturması başlatılmış ve söz konusu öğrenciler belirsiz bir süreyle yurttan uzaklaştırılmıştır. Derneğimize yapılan başvurular, öğrencilerin yazılı beyanları ve elde edilen belgeler ışığında, söz konusu disiplin soruşturmasının hukuki ve idari açıdan ciddi eksiklikler taşıdığı açıkça görülmüştür. Birçok öğrenci, protestoya doğrudan katılmadıklarını beyan etmelerine rağmen yalnızca protesto alanında bulunmuş olmaları veya olayı izlemiş olmaları gerekçesiyle cezalandırılmıştır. Öğrencilere isnat edilen fiillere dair herhangi bir somut delil, kamera kaydı dahi sunulmamış, savunma hakları etkili biçimde kullandırılmamıştır. İHD olarak yurt yönetimi ile yaptığımız görüşmede, protesto sırasında herhangi bir şiddet ya da mala zarar verme olayının yaşanmadığı teyit edilmiştir. Disiplin sürecinin yalnızca belirli öğrencilere yöneltilmiş olması ise, soruşturmanın nesnelliği ve adaleti konusunda ciddi şüpheler doğurmaktadır” dedi.
“ÖĞRENCİLER HEM KADIN OLDUKLARI İÇİN HEM DE SESLERİNİ DUYURDUKLARI İÇİN CEZALANDIRILMAKTADIR”
Sarıkaya, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın 17 Nisan 2025 tarihli açıklamasında protestolar nedeniyle hiçbir öğrencinin yurttan uzaklaştırılmadığının ifade edildiğini söyledi. Sarıkaya, “Elde edilen belgeler, bu beyanın gerçeği yansıtmadığını ortaya koymaktadır. Öğrencilere verilen uzaklaştırma cezaları toplamda 3 aya kadar uzatılmış olup, bu durum öğrencilerin anayasal haklarını kullanmaları nedeniyle barınma hakkından mahrum bırakılmalarına ve dolayısıyla eğitim haklarının ihlaline yol açmaktadır. Özellikle kadın öğrencilerin barınma hakkı üzerindeki engellemeler, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan bir mağduriyeti yansıtmaktadır. Kadınlar, eğitim hayatları boyunca sadece fiziksel barınma sorunlarıyla değil, aynı zamanda toplumsal baskılar, güvencesiz barınma koşulları ve cinsiyet temelli ayrımcılıkla da karşılaşmaktadır. Erkek egemen bir toplumda kadınların eğitim ve barınma hakları, sürekli olarak tehdit altındadır. Barışçıl bir protestoya katıldıkları gerekçesiyle yalnızca kız öğrencilerin hedef alınması, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini pekiştiren ve denetim politikalarını yansıtan bir durumdur. Öğrenciler hem kadın oldukları için hem de seslerini duyurdukları için cezalandırılmakta; bu durum, kadınların kamusal alandaki varlıklarını bastırmaya yönelik sistematik bir tutumun parçası haline gelmektedir” diye konuştu.
“SAVUNMA HAKKININ TESİSİ İÇİN İLGİLİ GÖRÜNTÜ VE BELGELER ÖĞRENCİLERE SUNULMALIDIR”
Anayasa'nın 34. Maddesine göre her bireye önceden izin almadan barışçıl toplantı ve gösteri yapma hakkı tanındığını dile getiren Sarıkaya, şunları söyledi:
“Aynı şekilde, Anayasa’nın 42. maddesi, hiç kimsenin eğitim hakkından yoksun bırakılamayacağını açıkça belirtmektedir. Bu bağlamda, öğrencilerin maruz kaldığı bu uygulamalar yalnızca hukuka aykırı değil, aynı zamanda temel insan hakları ihlali teşkil etmektedir. İHD Mersin Şubesi olarak çağrımızdır. Öğrencilere yönelik başlatılan disiplin soruşturmaları şeffaf, adil ve hukuka uygun biçimde yürütülmelidir. Savunma hakkının tesisi için ilgili görüntü ve belgeler öğrencilere sunulmalıdır. Barınma hakkını engelleyen uzaklaştırma kararları derhal kaldırılmalıdır. Gençlerin demokratik haklarını kullanmaları suç değil, haklı ve meşru bir yurttaşlık tutumudur. İHD Mersin Şubesi olarak, anayasal haklarını kullandıkları için cezalandırılan tüm öğrencilerin yanında olduğumuzu kamuoyuna duyurur; hukuka ve insan haklarına aykırı bir şekilde uygulanan uzaklaştırma cezalarının derhal geri alınmasını talep ederiz.”