ABİDİN YAĞMUR
2026-2027 yıllarını kapsayacak 8. Dönem kamu toplu sözleşme süreci takvimi ağustos ayında başlayacak. Hükümetle yürütülecek toplu iş görüşmelerinde masada memur kesimi adına Memur-Sen yer alacak.
KESK’e bağlı sendikalar, bu dönemde de toplu sözleşme sürecinin memurlar açısından hüsranla sonuçlanacağı endişesini taşıyor. KESK Mersin Şubeler Platformu ile Eğitim-Sen Mersin Şubesi üyeleri Özgür Çocuk Parkında bir araya gelerek toplu sözleşme sürecine ilişkin beklentilerini anlattı. Eylemde “TÜİK rakamları yalan, yoksulluk gerçek”, “Sefalet dayatmasına karşı mücadele edeceğiz”, “Satış sözleşmesine hayır” yazılı pankartlar açıldı.
“EN DÜŞÜK ÖĞRETMEN MAAŞI TÜRKİYE’DE”
Eğitim-Sen Şube Başkanı Mahmut Sümbül, “OECD ülkeleri arasında en düşük gelir seviyesine sahip eğitim ve bilim emekçileri olarak, mesleğimiz tarihsel itibar kaybı yaşamaktadır. Bir milyonu aşkın öğretmen, akademisyen, hizmetli, memur ve teknik personel borç batağında, ek iş yaparak yaşam mücadelesi verirken; iktidar, kamu emekçilerinin taleplerini mali disiplin kılıfıyla sınırlı bir alana sıkıştırmayı sürdürmektedir. Bu tablonun sorumlusu, emekçileri masada temsil edemeyen yetkili sendika ve siyasal iktidar ortaklığıdır. Bu nedenle, yalnızca ekonomik değil; sosyal, özlük, demokratik ve mesleki haklarımızı da kapsayan bütünlüklü bir mücadele yürütüyoruz” dedi.
MAAŞ ARTIŞI, EĞİTİM ÖDENEĞİ TALEPLERİ
Mahmut Sümbül, Eğitim Sen olarak belirlemiş oldukları başlıca toplu sözleşme taleplerini şöyle özetledi:
“*En düşük kamu emekçisi maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı, reel enflasyon esas alınarak maaşlardaki alım gücü kaybı telafi edilmeli, refah payı uygulaması hayata geçirilmelidir.
*Taban aylık yükseltilmeli, tüm ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalı, ek ders ücretleri yüzde 50 artırılmalı ve temel maaşa orantılı hale getirilmelidir.
*Gelir vergisi dilimleri adil hale getirilmeli, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalıdır.
*Kira, yakacak, çocuk, kreş, ulaşım gibi tüm sosyal yardımlar artırılmalı, kira yardımı dahil temel yaşam giderlerine destek sağlanmalıdır.
*Eğitim ödeneği, tüm eğitim ve bilim emekçilerine en az bir maaş tutarında verilmelidir.
*Ücretli, sözleşmeli ve vekil öğretmenlik uygulamaları kaldırılmalı; tüm öğretmenler kadrolu ve güvenceli olarak istihdam edilmelidir.
*Öğretmen alımında mülakat kaldırılmalı; güvenlik soruşturması, arşiv araştırması gibi antidemokratik uygulamalara son verilmeli, liyakat esas alınmalıdır.
*KHK ile hukuksuz şekilde ihraç edilen eğitim ve bilim emekçileri görevlerine iade edilmelidir.
*Kamusal eğitimin ticarileştirilmesine ve ÇEDES benzeri projelerle dinselleştirilmesine son verilmelidir.
*Her öğrenciye ücretsiz, sağlıklı bir öğün yemek ve temiz su sağlanmalıdır.
*Acilen en az 150 bin öğretmen ataması yapılmalı ve idari, teknik, yardımcı personel açıkları kadrolu istihdam yoluyla giderilmelidir.”