İLKAY ADALIOĞLU
Bilal Oğuz, iktidarın ikramiyeyi bir lütuf gibi sunmasının, toplumdaki ekonomik farkındalığı küçümsemek anlamına geldiğini ifade ederek şu değerlendirmede bulundu:
“2018 yılında bin TL alan emekli, aynı miktarla kurban kesebiliyordu. Bugün 4 bin TL veriliyor ama en düşük kurbanlık fiyatı 13 bin TL’ye dayanmış durumda. Yani emekliye verilen artış, reel anlamda hiçbir karşılık üretmiyor. Aksine, emekli kurbanı değil, faturaları ve borçları düşünüyor. Mersin gibi hem turizm hem liman şehri olan bir yerde, gıda ve kira fiyatları Türkiye ortalamasının çok üzerinde. Emekli maaşıyla bu şehirde yaşamak, artık neredeyse matematiksel olarak imkânsız. İnsanlar klimasını çalıştırmıyor çünkü elektrik faturasından korkuyor. Devlet, vatandaşına onurlu bir yaşam sunmakla yükümlüdür. Bayramlarda verilen ikramiyeler bir dayanışma örneği değil, yılların birikimini görmezden gelmenin itirafıdır. Sosyal devletin görevi, emekliyi torununa mahcup eden değil; ona güven veren sistem kurmaktır. Biz Saadet Partisi olarak, emeklilerimizi seçimden seçime hatırlayan bir anlayışa değil; her gün geçimi önceleyen bir adalet sistemine inanıyoruz. Bugünkü ikramiye düzeni değil, yeni bir ekonomik ahlak gereklidir. Mersin’den Türkiye’ye çağrımız şudur: Hakkaniyetin olmadığı yerde huzur olmaz. Biz bu dengeyi kurmaya talibiz.”