İLKAY ADALIOĞLU
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Zirai Don Olaylarının araştırılması amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, çalışmalarına hız verdi. Komisyonun aktif üyelerinden biri olan CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış hem Ankara’daki toplantılarda hem de sahada üreticilerin yanında yer aldıklarını belirterek “Rapor değil çözüm üretmek zorundayız. Binlerce çiftçi ailesi meclisten ve hükümetten destek haberi bekliyor” dedi.
Komisyonun son toplantısında, Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü, Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş. (TARSİM) ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği yetkilileri, don felaketinin etkilerine ve alınması gereken tedbirlere ilişkin kapsamlı sunumlar yaptı.
CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, komisyonda yaptığı değerlendirmede, “Tarımda her afetin faturasını üreticiye kesemezsiniz. Çiftçiler yalnız bırakıldı. Mevcut sigorta sistemi yetersiz kaldı. Destekler geç, eksik ve karmaşık. Çiftçimizin devletten beklentisi açık: Zamanında destek, adil tazminat, güçlü koruma” dedi.
“SADECE ANKARA’DAN KONUŞMAK YETMEZ”
Komisyonun sadece rapor yazan değil, çözüm üreten bir yapı olması gerektiğinin altını çizen Gülcan Kış, TBMM çatısı altındaki çalışmaların sahayla bütünleşmesinin önemine dikkat çekti. Bu kapsamda, komisyon üyeleri önümüzdeki günlerde geniş bir saha incelemesine çıkacağını kaydeden Gülcan Kış,
Mersin, Iğdır, Erzincan, Malatya, Manisa, Uşak, Afyonkarahisar ve Aksaray gibi don zararının yoğun hissedildiği bölgelerde çiftçilerle bir araya geleceklerini duyurdu.
“MERSİNLİ ÜRETİCİMİZİN HAKKINI SONUNA KADAR SAVUNACAĞIM”
Mersinli çiftçilerin yaşadığı mağduriyeti Meclis’e taşıyan CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, şu değerlendirmede bulundu:
“Mersin’in yüksek kesimlerinde onlarca üreticimiz don nedeniyle ürününü kaybetti. Bir yıllık emeğin yok olması karşısında çaresiz kalan çiftçimizin, günü kurtaran değil geleceğini planlayan politikalara ihtiyacı var. Komisyon üyesi olarak, bu mağduriyetin görünür ve duyulur hale gelmesi için üzerime düşen her görevi yapmaya devam edeceğim. Her kriz sonrası konuşmak değil, kriz öncesi önlem almak zorundayız. İklim krizini görmezden gelenler, bugün don mağduru üreticiye sırtını dönemez. Çiftçiyi korumak, sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Bu bizim milli görevimizdir.”