“Deniz çayırları azalıyor, Akdeniz suları ısınıyor” | Güney Gazetesi Mersin

“Deniz çayırları azalıyor, Akdeniz suları ısınıyor”

Aydıncık’ta “Deniz Çayırları” konulu panele katılan ODTÜ öğretim üyesi Dr. Evrim Kalkan Tezcan, “21. yüzyılın ilk çeyreğine gelindiğinde, Sanayi Devrimi’nin başladığı 18. yüzyıldakine göre, atmosferdeki karbondioksit oranı yüzde 40, metan gazı oranı da yüzde 150 arttı. Akdeniz’de de sıcaklık hızla artmaktadır. İklim değişikliğiyle mücadele stratejileri, yalnızca sera gazı emisyonlarının azaltımı ve adaptasyon değil, aynı zamanda denizel ekosistemleri bütünsel olarak koruyacak şekilde tasarlanmalıdır. Bu da aşırı balıkçılığın ekosistem üzerindeki baskısını azaltmayı, besin tuzları, plastik, ağır metallerin deniz ortamına girişini sınırlandırmayı gerektirir” dedi.

“Deniz çayırları azalıyor, Akdeniz suları ısınıyor”


İLKAY ADALIOĞLU
Konuşmacı olarak Mersin Üniversitesinden Prof. Dr. Deniz Ayas ve Orta Doğu Teknik Üniversitesinden Dr. Evrim Kalkan Tezcan’ın konuşmacı olarak katıldığı Deniz Çayırları ile ilgili panel Aydıncık’ta yapıldı. Panel saygı duruşu ve İstiklal Marşının söylenmesi ile başladı. Panelin açılış konuşmasını ise Panelin yapılmasına destek veren Taşucu Eğitim ve Doğal hayatı Koruma Vakfı Başkanı Mustafa Devrim Eyce yaptı. Eyce, çevrenin korunmasının yanı sıra, çevre bilincinin gelişmesi için bu tür panellerin sürekliliğinin önemli olduğuna değinerek, “Vakıf olarak çevreye duyarlıyız. Çevre konusunda yapılan her türlü çalışmaya destek vermeyi sürdüreceğiz. Bugün burada sahillerimiz için oldukça önemli olan bir bitkinin olmaması durumunda neler olabileceği konusu tartışmaya açılacak. Her bir canlının insan yaşamı için olmazsa olmazlarını bugün değerli hocalarımızın ağzından dinleyeceğiz. Hocalarımıza başarılar diliyorum” dedi.

Aydıncık Belediye Başkanı Özkan Kılıçarpa da böyle bir panelin Aydıncık’ta yapılmasının kendileri için önemli olduğuna vurgu yaptı.

İlk panelist Prof. Dr. Deniz Ayas, Deniz Çayırlarının Doğu Akdeniz’de tek sığınağının Aydıncık kıyıları olduğunu belirtti.

 

 

“DENİZ ÇAYIRLARI KIYILARI KORUR”

 

Deniz çayırlarının dünya genelinde yaklaşık 72 türü bulunduğunu dile getiren Ayas, bu türlerin 4 farklı familyaya ait olduğunu ifade etti.

Ayas, “Posidonia oceanica (Posidonia) Akdeniz'e özgü en önemli deniz çayırı türüdür. Yoğun ve geniş çayır yatakları oluşturarak kıyı ekosistemlerini korur. Karbon tutma kapasitesi yüksektir ve deniz ekosistemlerinde kritik bir rol oynar. Yavaş büyüyen ancak uzun ömürlü bir türdür. Cymodocea nodosa (ince Yapraklı Deniz Çayırı): Akdeniz ve Atlantik Okyanusu kıyılarında bulunur. Hızlı büyüyen ve daha esnek bir türdür. Kumlu ve sığ sularda geniş alanlara yayılabilir. Diğer türlere göre daha dayanıklıdır ve daha hızlı kolonileşebilir. ostera marina (Büyük Deniz Çayırı): Genellikle Akdeniz'in kuzey bölgelerinde ve daha soğuk sularında görülür. Kumlu ve çamurlu tabanlarda yaşar. Deniz canlıları için önemli bir yaşam alanı sağlar. Aydıncık kıyılarında ve çevresinde yaygın olarak görülen deniz çayırları ise; Posidonia oceanica: Akdeniz'e özgü en yaygın ve ekolojik olarak en önemli deniz çayırıdır. Kıyı ekosistemlerini korur, oksijen üretir ve birçok balık türüne yaşam alanı sunar. Aydıncık kıyılarında geniş alanlarda bulunur. Posidonia çayırları binlerce yıl boyunca karbon depolayabilen ekosistemlerdir. Kıyı erozyonunu önlerler. Deniz tabanına sıkıca bağlı uzun kök yapıları sayesinde kıyıları korur.  Deniz çayırlarının yaşamının devam etmesi için balıkçılarımızın ve yat sahiplerinin bu alanlara çapa atmamaları birinci önceliktir. Liman yapımları ve dolgular deniz çayırlarının yaşam alanlarını yok ederler. Denize atılan her türlü atık yaşamlarını yok edecektir. Deniz çayırları zaman zaman meyve verirler ve üzüme benzeyen meyvelerinden elde edilen tohumlar ile çoğaltılabilir. Bu konuda bizlere de önemli görevler düşmektedir” dedi.

 

“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE MÜCADELE İÇİN DENİZEL ORTAM DA KORUNMALI”

 

Dr. Evrim Kalkan Tezcan da  “21. yüzyılın ilk çeyreğine gelindiğinde, Sanayi Devrimi'nin başladığı 18. yüzyıldakine göre, atmosferdeki karbondioksit oranı yüzde 40, metan gazı oranı da yüzde 150 arttı. Okyanus sıcaklığındaki artışın ve sıcak hava dalgalarından dolayı görülen daha sık ve yoğun aşırı hava olaylarının deniz ekosistemleri üzerinde önemli etkileri olması beklenmektedir. Akdeniz’de de sıcaklık hızla artmaktadır ve bu durum Akdeniz’de ki doğal yaşamı ciddi şekilde etkilemektedir. Bir de buna biz insanların katkıları eklendiğinde doğal yaşam ciddi bir tehdit altında kalmaktadır. Deniz çayırlarından Poceanica'nın dağılımında deniz suyu sıcaklığının belirleyici faktörlerden biri olduğu ve bu türün doğu Akdeniz'deki dağılımında deniz suyu sıcaklığının ana belirleyici olduğu belirtilmiştir. İklim değişikliğiyle mücadele stratejileri, yalnızca sera gazı emisyonlarının azaltımı ve adaptasyon değil, aynı zamanda denizel ekosistemleri bütünsel olarak koruyacak şekilde tasarlanmalıdır. Bu da aşırı balıkçılığın ekosistem üzerindeki baskısını azaltmayı, antropojenik kirleticilerin (besin tuzları, plastik, ağır metaller vs.) deniz ortamına girişini sınırlandırmayı, denizel habitatların restorasyonu ve korunmasını, İklim değişikliği, kirlilik ve biyoçeşitlilik kaybı arasındaki etkileşimleri yönetecek çok sektörlü ve entegre politikaları gerektirir” dedi.