ELVAN PEHLİVAN
Ankara Ulucanlar Cezaevi’nde 6 Mayıs 1972 tarihinde idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, ölümlerinin 53’üncü yılında Mersin’de anıldı. Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya gelen Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri ve 68’liler Derneği üyeleri burada bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamayı Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcülüğü adına BES Şube Başkanı Kemal Göçmen okudu. Göçmen, “Bugün, Türkiye devrimci hareketinin üç önemli ismi, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın hukuksuzca idam edilişlerinin yıl dönümünde onları anmak için buradayız. Onlar, emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesi veren, halkın özgürlüğü için bedel ödeyen üç fidan olarak tarihe kazındılar. Deniz’leri anmak demek anti-emperyalist mücadeleyi anlamak demektir. Deniz’leri anmak demek gençlerin parasız bilimsel demokratik ve anadilde eğitim mücadelesini yükseltmek demektir. Deniz’leri anmak demek güvenceli iş, onurlu bir yaşam için mücadele demektir. Denizleri anmak demek halkların kardeşliği için mücadeledir” dedi.
“ONLARIN İDEALLERİ, HALKIN BAĞIMSIZLIK VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNDE YAŞAMAYA DEVAM EDİYOR”
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın tam bağımsız Türkiye hayaliyle hareket ettiğini söyleyen Göçmen, şu şekilde konuştu:
“Fransa’dan ABD’ye, Japonya’dan Türkiye’ye kadar, gençler mevcut düzene karşı isyan edip, toplumsal eşitsizliklere karşı seslerini yükseltiler. Türkiye'deki 68 hareketi de bu küresel devrimci dalganın bir parçasıydı. Denizler, Mahirler, İbolar ise bu hareketin tarihsel sorumluluklarını bilen 68 döneminin devrimci önderleriydi. Deniz Gezmiş, genç yaşta sosyalist düşünceyle tanışarak Türkiye İşçi Partisi’ne katıldı ve devrimci hukukçular örgütünü kurarak öğrenci hareketlerine öncülük etti. Hüseyin İnan, ODTÜ’de eğitim görürken anti-emperyalist mücadeleye yöneldi ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun (THKO) çekirdek kadrosunu oluşturdu. Yusuf Aslan ise ODTÜ’deki öğrenci hareketlerinde aktif rol aldı, Türkiye’de devrimci mücadeleyi sürdürdü. Onlar, emperyalizme karşı bağımsız bir Türkiye hayaliyle hareket ettiler. Ancak bu mücadeleleri, dönemin iktidarı tarafından tehdit olarak görüldü. 1971’de yakalandılar ve sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanarak idama mahkûm edildiler. Hukukun üstünlüğü hiçe sayılarak, siyasi bir kararın kurbanı oldular. 6 Mayıs 1972’de, Ankara Ulucanlar Cezaevi’nde idam edildiklerinde, son sözleri halkın bağımsızlığı ve özgürlüğü için mücadeleye devam çağrısıydı. Bugün, onların mücadelesini hatırlamak, sadece geçmişi anmak değil, aynı zamanda adalet ve özgürlük için verilen mücadeleye sahip çıkmaktır. Onların idealleri, halkın bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinde yaşamaya devam ediyor. Üç fidanı saygıyla anıyor, onların uğruna mücadele ettiği değerleri yaşatacağımıza söz veriyoruz.”