Liman önünde İsrail protestosu: “Mersin Limanı savaşın değil, barışın limanı olsun” | Güney Gazetesi Mersin

Liman önünde İsrail protestosu: “Mersin Limanı savaşın değil, barışın limanı olsun”

Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri İsrail’e silah taşıdığı iddia edilen geminin Mersin Limanını kullanacak olmasını protesto etti. Liman A kapısı önünde bir araya gelen yurttaşlar ‘Katil İsrail İşbirlikçi AKP’ şeklinde slogan attı. Platform adına konuşan BES Şube Başkanı Kemal Göçmen, “Türkiye limanları, halkların katledildiği savaşların sevkiyat noktası olamaz, olmamalı. Mersin Limanı savaşın değil, barışın limanı olmalıdır” dedi.

Liman önünde İsrail protestosu: “Mersin Limanı savaşın değil, barışın limanı olsun”


ELVAN PEHLİVAN

İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları devam ederken, İsrail’e silah taşıyan gemilerin Mersin Limanı’nı kullandığı iddiaları tepkiyle karşılandı. Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri Liman A kapısı önünde bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, siyasi parti temsilcileri ve STK’lar destek verdi. Platform adına konuşan BES Şube Başkanı Kemal Göçmen, “Uzun yıllardır Ortadoğu coğrafyasında devam eden çatışmalı iklimde Türkiye Hükümeti’nin barışçıl politikalar üretmesi gerektiğini her fırsatta dile getiriyoruz. Her ne kadar başka ülkeler olsa da aynı coğrafyada meydana gelen istikrarsız, çatışmalı iklimden Türkiye’nin de etkileneceği, tüm istikrarsız rejimlerin Türkiye’ye nasıl olumsuz sirayet ettiği ile açık bir gerçeklik olarak önümüzde duruyor. Hem dünya halklarının barışı hem coğrafyamız halklarının barışı için tek yol uzlaşma ve çatışmasız bir siyasettir” dedi.

 

“FİLİSTİN HALKININ ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİN YANINDAYIZ”

 

Göçmen, Mersin Limanı’na geleceği iddia edilen geminin Filistin halkına karşı yürütülen saldırıların bir parçası olduğunu dile getirdi. Göçmen, “Emek ve Demokrasi Güçleri olarak 2 Mayıs'ta Mersin Limanı’na yanaşması beklenen Nexoe Maersk isimli gemi, emperyalist ABD’nin savaş stratejisinin ve Siyonist İsrail’in katliam politikalarının bir parçası olarak ülkemiz limanlarını kullanacağı haberini öğrendik. Bu geminin taşıdığı F-35 parçaları, Filistin halkına karşı yürütülen saldırıların bir parçası olduğunu biliyoruz. Geminin Haifa Limanı’ndan Mersin’e boş dönmesi, bu silahların teslim edildiğini ve Türkiye'nin bu taşımacılıkta lojistik bir ara durak haline getirildiğini gösteriyor. Türkiye limanları, halkların katledildiği savaşların sevkiyat noktası olamaz, olmamalı. Mersin Limanı savaşın değil, barışın limanı olmalıdır. Biz, Emek ve Demokrasi Güçleri olarak bir kez daha haykırıyoruz: Ne emperyalist savaşlara ne Siyonist işgallere ne de bu suçlara ortak edilen lojistik iş birliklerine geçit vermeyeceğiz. Halkların kardeşliğinden yana olacağız. Filistin halkının özgürlük mücadelesinin yanındayız” ifadelerini kullandı.

 

“TÜRKİYE LİMANLARININ SİLAH SEVKİYATININ DEĞİL BARIŞIN SİMGESİ OLMASINI İSTİYORUZ”

 

Tüm sendika ve barış savunucularına yapılan sevkiyata karşı ses yükseltme çağrısında bulunan Göçmen, “Türkiye limanlarının silah sevkiyatının değil, dayanışmanın ve barışın simgesi olmasını istiyoruz. Bu savaş gemilerine, silah taşıyan her türlü lojistik operasyona, emekçilerin alın teriyle var edilen limanlarımızın karanlık sevkiyatlara alet edilmesine karşı olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz. Emek ve Demokrasi Güçleri olarak çağrımızdır: Tüm Demokratik kitle örgütlerinin, tüm sendikaları, emekten yana güçleri ve barış savunucularını bu suça ortak olmamaya, ses çıkarmaya, Mersin Limanı’ndaki bu kara sevkiyatı durdurmaya davet ediyoruz” şeklinde konuştu.

 

KOCA: “BU SOYKIRIM GEMİSİ 7 EKİM 2023’TEN EKİM 2024’E KADAR 2 BİN 500 KEZ SOYKIRIMA MÜHİMMAT TAŞIMIŞ DURUMDA”

 

DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca ise AKP iktidarına İsrail’le olan bütün anlaşmaları iptal etme çağrısında bulundu. Koca, şunları söyledi:

7 Ekim 2023’ten beri hepimizin gözleri önünde bir soykırım suçu, bir savaş suçu işleniyor. Tarihsel olarak Siyonist İsrail devleti rolünü oluyor ve İsrail 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’ye Filistin’e saldırıyor. Sosyal medyadan tanıklıklarımız var. Yaşadıklarımızdan tanıklıklarımızdan biliyoruz; kadınlar, çocuklar katlediliyor, bir insanlık suçu işleniyor. Bu insanlık suçuna karşı ülkenin dört bir yanında Türkiye halkları olarak, Türkiye emekçi sınıfları olarak, emek ve demokrasi güçleri olarak biz yaşatacağız diyoruz, kan, katliam derhal durmalıdır diyoruz. Başından beri Mersin’de olduğu gibi ülkemizin dört bir yanında bu katliamın durması için sesimizi her yerden yükseltiyoruz.

Sesimizi yükseltirken aynı zamanda Türkiye’yi yönetenlere çağrıda bulunuyoruz. Bu katliama, bu suça ortak olunmasın. Türkiye Cumhuriyeti devleti bugün siyasi iktidarı AKP’nin yönettiği bir şekilde İsrail’le tüm diplomatik anlaşmaları, tüm ticari ilişkileri sonlandırmalıdır diyoruz. Ama bize TBMM’den yaptıkları açıklamalarla hamasi nutuklar atmaya devam ediyorlar ve diyorlar ki herhangi bir diplomatik ve ticari sözleşme söz konusu değil. Ancak bugün ihracat verilerine baktığımız zaman Türkiye, İsrail devletiyle en yüksek oranlı ihracat ortaklığını yapar vaziyette. Bugün Mersin Limanı önünden seslendiğimiz bu soykırım gemisi 7 Ekim 2023’ten Ekim 2024’e kadar 2 bin 500 kez soykırıma mühimmat taşımış durumda. Sadece ölüm yükü taşıyan soykırım gemisinin, taşıdığı silah, taşıdığı ölüm, taşıdığı zehir ortada. Bunun boyutlarının çok daha güçlü olduğunu bizler biliyoruz. O yüzden Mersin Limanı emperyalizmin ortağı olmasın. Mersin Limanı savaşın değil, barışın ortağı barışın köprüsü olsun diyerek bizler bugün bir kez daha sesimizi buradan duyuruyoruz. Tekrar Türkiye’yi yönetenlere, siyasi iktidara, saray rejimine, AKP’ye sesleniyoruz. Bizlere soykırıma dair hamasi nutuklar atmaktan vazgeçin. Eğer bu söylemde samimiyseniz, İsrail’le bütün anlaşmalarınızı derhal iptal edin. İşbirliğinizi gizli perdelerle bizlere yediremeyeceksiniz. Bizleri kandıramayacaksınız. Bizler Filistin halkının her daim yanında olduğumuz gibi bugün de Filistin halkının yanında olduğumuzu, savaşa, katliamlara dur dediğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz.”