Memur, yoksulluk sınırının<br>üzerinde maaş istiyor | Güney Gazetesi Mersin

Memur, yoksulluk sınırının
üzerinde maaş istiyor

Mersin’de kamu emekçileri insanca yaşayacak ücret talebiyle ses yükseltti. “Vergide adalet istiyoruz”, “Sefalete teslim olmayacağız”, “İnsanca yaşamak istiyoruz” şeklinde slogan atan kamu çalışanları en düşük memur maaşının yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını talep etti.

Memur, yoksulluk sınırının<br>üzerinde maaş istiyor


ELVAN KONUK

KESK Mersin Şubeler Platformu üyeleri TÜİK rakamlarına göre belirlenen maaş zammını protesto etti.  Maliye Ana Hizmet binasının önünde bir araya gelen kamu emekçileri insanca yaşayabilecekleri bir ücret talep etti.

KESK Mersin Dönem Sözcüsü Kemal Göçmen, “Zam yağmuru ile başlayan ve bu yağmurun her ay şiddetlenerek kasırgaya dönüştüğü zorlu bir yılı geride bıraktık.  Ülkeyi yönetenler “işçiyi, memuru, emekliyi enflasyona ezdirmedik” nutukları atsa da reel ücretlerimizin, maaşlarımızın hızla buharlaştığı bir süreci yaşamaya devam ediyoruz. Çünkü bu ülkede yıllardır maaşlarımız, ücretlerimiz TÜİK vasıtası ile açıklanan enflasyona göre artırılıyor. TÜİK ise açıkladığı rakamlarla bizim çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız enflasyonun en az yarısını bir kara delik gibi yutuyor” dedi.

 

“ÜCRETLERDE ENFLASYON ORANINDA ARTIŞ DEMEK DÜNYANIN HER YERİNDE SIFIR ZAM DEMEKTİR”

 

Gerçek hayat pahalılığı ile TÜİK’in enflasyonu arasındaki makasın büyüdüğünü belirten Göçmen, satın alma gücünün de her geçen gün düştüğünü vurguladı. Göçmen, “Tüm dünyada gıda enflasyonu son 6 aydır düşerken Türkiye’de artmaya devam etmektedir.  Türkiye’de dar gelirli kesimler için en önemli kalem olan gıda enflasyonu OECD ortalamasının 11 katına ulaşmıştır. Yeni yıla girdik. Ama değişen bir şey yok. Zam yağmuru temel tüketim maddelerinden, gıda ürünlerine, akaryakıt ürünlerinden tekel ürünlerine kadar iğneden ipliğe sürüyor. Bu koşularda Ocak 2024 itibari ile altı aylık enflasyon farkı artı toplu sözleşme artışı ile maaşlarımızın toplamda yüzde 49,25 artacak olması büyük bir müjde gibi sunuluyor. Oysa bu “müjde” koskoca bir yalandan ibarettir.  Çünkü ücretlerde enflasyon oranında artış demek dünyanın her yerinde sıfır zam demektir. Yaşanan gerçek hayat pahalılığının suni TÜİK rakamları ile yarı yarıya düşük gösterildiği Türkiye’de ise bunun anlamı emekçilerin cebinden çalmaya devam etmek demektir. Nitekim bugün aldığımız maaşlar, elimizdeki bordrolar yıllardır sürdürülen bu soygun düzenini ispatlamaktadır” diye konuştu.

 

TALEPLER

Göçmen, kamu emekçilerinin taleplerini sıralayarak herkesi hakları için omuz omuza mücadeleye çağırdı:

“Öncelikle tüm kamu emekçilerine bugün için brüt 12 bin 147 TL olarak verilen ilave seyyanen ödeneğin taban aylık katsayısına dâhil edilmesini istiyoruz.

Ardından en düşük kamu emekçisi maaşının eş, çocuk, kira ve ulaşım gibi yardım kalemleri ile bugün 50 bin TL’yi aşan yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını istiyoruz.

Bu rakamın her üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellenmesini, üzerine her çeyrekte yaşanan büyüme rakamlarının refah payı olarak eklenmesini istiyoruz.

En düşük emekli aylığının 16 yıl önceki seviyeye yani asgari ücretin yüzde 110’una çıkarılarak net 18 bin 700 TL’ye çıkarılmasını istiyoruz. 

Gelir vergisi birinci dilim oranının yüzde 15’ten yüzde 10’a düşürülmesini, yoksulluk sınırına kadar olan ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini istiyoruz.

Tüm kamu emekçilerine ücretsiz öğlen yemeği istiyoruz. İşyerinde yemek çıkmayan kamu emekçilerine aylık 4 bin TL yemek yardımı verilmesini istiyoruz.”


  Memur, yoksulluk sınırının
üzerinde maaş istiyor