ELVAN KONUK
Şiir ve edebiyat üzerine konuştuğumuz Şair Üzeyir Güleç, şiir yazma yolculuğundan söz etti. Şair Güleç, üç adet basıma hazır şiir kitabımın yanısıra, Konuşan Lehçe Erdemli adı altında Yörük Türkmen ağzını konu edindiği bir araştırma kitabını da çok yakında okuyucularla buluşturmayı planladığının müjdesini verdi.
Okuyucularımız için kendinizden kısaca bahseder misiniz?
ÜZEYİR GÜLEÇ: Aslen Silifkeliyim. Yörük Türkmen bir ailenin çocuğu olarak Erdemli’de doğdum. Gazi Üniversitesi Maliye Yüksek Okulu ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi İş idaresi Bölümü mezunuyum. 10 yıl Maliye teşkilatında 20 yıl Merkez Bankası’nda kamu görevi yaptım,2003 yılında emekli oldum ve Mersin’de yaşamımı sürdürüyorum.
“KÜTÜPHANEMDE PASLANAN ŞİİRLERİM DOSTUMUN TAVSİYESİYLE KİTAPLARA GİRDİ”
Şiir yazma yolculuğunuz ne zaman başladı?
ÜZEYİR GÜLEÇ: 15-16 yaşlarımda halk ozanlarının çoklukla acıtan olaylar sonrası yazdığı ve okuyarak sattığı destansı şiirlerden etkilenerek şiir yazmaya başladım. Genelde Lirik olmak üzere epik, pastoral ve satirik şiirler de yazdım.
Yüzlerle ifade edebileceğim el yazması şeklinde yıllarca kütüphanemde paslanan şiirlerim şair yazar gazeteci bir dostumun tavsiyesi ve editörlüğü ile kitaplara girmeye başladı.
“İKİ YÜZ CİVARINDA HAM ŞİİRİM VAR”
Bugüne kadar yayınlanmış eserlerinizden bahseder misiniz? Yeni kitap çalışmalarınız var mı?
ÜZEYİR GÜLEÇ: İlk kitabım Pembe Gül Gonca adı altında yayımlandı. Pembe Gül yaşamımda çok özel bir olayın simgesidir, kitaplarımın hepsi Mahlasım olmamakla birlikte ‘Pembe Gül’ ile başlayan isimler taşımaktadır. Pembe Gül Gonca, Pembe Gül Açtı, Pembe Gül Diken Açıyor, Pembe Gül Soluyor, Pembe Gül Toprak, Pembe Gül Ceylan, Pembe Gül Gizem, Pembe Gül Aslan, Pembe Gül Canım adı altında dokuz adet şiir kitabım yayınlandı.
Şu anda üç adet basıma hazır şiir kitabımın yanısıra ,Konuşan Lehçe Erdemli adı altında Yörük Türkmen ağzını konu edindiğim bir araştırma kitabım da basım aşamasındadır. Öte yandan iki yüz civarında henüz redakte edilmemiş (kendi ifademle) ham şiirim bulunmaktadır
“‘ÇEK GİT YOLUNA’ ŞİİRİMİN ANISI HİÇ AKLIMDAN ÇIKMAZ”
Yazdığınız ilk şiirleri hatırlıyor musunuz? Unutamadığınız bir şiir anınız var mı?
ÜZEYİR GÜLEÇ: Yazdığım ilk şiiri hatırlamasam da Gülümser (1975), Yağmur (1974) Yokluğunu Buldum (1974), Feride (1974), Trafo (1976), Kemer (1972), Unutma (1970), Dedi bana (1970), Çek Git Yoluna (1968) gençlik yıllarımda yazdığım şiirlerimden bazıları.
Bu şiirlerimin arasından unutmadığım bir şiir anım var. Çok gençtim. Kargıpınarı’nda limon tezgahında çalışıyordum. Orada beraber çalıştığım bir kız vardı, çok etkilenmiştim. Bana ‘Çek Git Yoluna’ demişti. Onun için bu cümle ile başlayan bir şiir yazmıştım, hiç aklımdan çıkmaz. Pembe Gül Soluyor isimli kitabımdadır.
“YÜREĞİMLE BEYNİM ARASINDA GİDİP GELDİM”
Şiir yazarken size ilham veren kişi ya da topluluklar var mı?
ÜZEYİR GÜLEÇ: Tüm ünlü şairlerimizi örnek alsam da Can Yücel ve Ümit Yaşar Oğuzcan hayranıyım. Şiir yazarken etkilendiğim kişiler olaylar olmuştur; ancak ben hayatın getirdikleri ile ruh halimin buluştuğu anlarda şiirler yazdım.
Şiirlerimde; genelde yaşadığım duygularımı, farklı algıları, güzellikleri, hayallerimi, korkularımı yansıtmaya çalıştım. Yüreğimle beynim arasında gidip geldim. Şiirlerim hayat hikayemdir desem fazla abartı olmaz.
Edebiyat türleri arasında şiirin yeri konusunda ne düşünüyorsunuz?
ÜZEYİR GÜLEÇ: Şiir insanlığın ilk edebi eseridir. Müzik dans tiyatro gibi sanatsal etkinliklerle iç içedir. Özgün ve özgür oluşuyla yazanın yanısıra okuyanın duygularını nasıl etkilediği önemlidir.
Şiiri ‘Duyguların, düşüncelerin, sevginin, Özlem’in, acının, güzelliklerin, vatan millet sevdasının, eğlence ve mizahın belli hece ve kafiye düzeni içinde satırlara yansımasıdır’ diye tarif edebiliriz. Şiir edebiyatın olmazsa olmazıdır.