ABİDİN YAĞMUR
SMA tip1 hastası Yağmur Deniz’in tedavi olabilmesi için 1 milyon 800 bin dolar civarında bir paraya ihtiyaç vardı. Tok ailesi, yardım kampanyası başlatabilmek için aylarca valiliğin iznini bekledi. İzin alındıktan sonra 100 kişilik bir ekip sokak sokak gezerek, sosyal medyadan yayınlar yaparak bağış toplamaya çalıştı. Belediye başkanları da bu sürece destek verdi ancak kampanya boyunca, tedavi için gereken paranın yüzde 22’si yani 396 bin dolar civarında bir para toplanabildi.
Kampanya devam ederken Yağmur Deniz hayata gözlerini yumdu. Tok ailesi, bağış hesabında tutulan ve Türk Lirası cinsinden 5 milyonu aşan miktarın Mersin, Hatay ve İstanbul’da yaşayan ve SMA ile mücadele eden Yiğit Aras, Havin, Nefes, İnci, Aybükenaz adlı bebeklerin yardım kampanyasına aktarılması için valiliğe dilekçe verdi.
Ailenin bu girişimi, evlatları için yardım kampanyası yapan 5 aileyi umutlandırdı. Ancak Tok ailesinin iddiasına göre Mersin Valiliği bu dilekçeye yanıt vermedi ve bağış hesabında biriken paranın, valiliğin belirleyeceği bir hasta ailesine ya da bir vakfa aktarılacağı sözlü olarak iletildi. Yağmur Deniz’in cenazesinden sonra Tok ailesiyle irtibat kuran bazı görevlilerin ve bir milletvekilinin, bağış parasının bir hasta ailesine gönderilmesi yönünde aileye telkinde bulunduğu da iddialar arasında.
SOSYAL MEDYADAN CANLI YAYINLA ANLATTILAR
3 yaşında SMA nedeniyle hayatını kaybeden Yağmur Deniz’in annesi Serap Tok ve babası Mehmet Tok, sosyal medya hesaplarından canlı yayın yaparak yaşadıkları süreci anlattı ve bağış parasıyla ilgili iddialarını gündeme getirdi.
ANNE: EŞİTLİK OLSUN, AYRIMCILIK YAPILMASIN
Anne Serap Tok, “Valilik bize en başından beri zorluk çıkardı. Benim çocuğum için valilik izni istediğimizde çocuğumun sesini duymadılar. Ancak çocuğum vefat ettikten sonra geldiler. Baş sağlığı diliyorlar. Niye? İstedikleri çocuğa verecekler diye. Bütün çocuklar bizim evladımız. Bütün bebekler sağlığına kavuşsun. Eşitlik olsun. Ayrımcılık yapılmasın” ifadelerini kullandı.
“KAMPANYASI ZAYIF OLAN 5 AİLE SEÇTİK”
Baba Mehmet Tok da, “Bizler Mersin’de valilik izni almak için başvurduğumuzda bizi çok uğraştırdılar. İki kez reddettiler. Üçüncüsünde mahkeme kararıyla zor bela bir izin aldık. Kendimizi yakacak duruma geldik ondan sonra bağış toplama iznini verdiler” dedi.
Bağış parasının SMA’lı çocuklara aktarılması konusunda bebek seçimi yapmadıklarını, adaletli olmaya çalıştıklarını ifade eden Tok, kampanyada geride olan, seslerini duyuramayan, tanımadıkları ancak sosyal medyadan takip ettikleri 5 aile seçtiklerini kaydetti.
“PARANIN NEREYE AKTARILACAĞINA VALİLİK KARAR VERECEKMİŞ”
Baba Mehmet Tok sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yavrumuzun mirasını bebekler arasında paylaştırmaya çalıştık. Sesi duyulmayan bebeklerin sesi duyulsun istedik. Dilekçemizi verdik. Dilekçemize cevap verilmedi. Cenazeden 2 gün sonra evimize gelip bağışların şu çocuğa verilmesi valimiz de uygun görüyor dediler. Biz de 5 çocuğun adını verdik bir dilekçe ile. Ancak dilekçemize cevap verilmedi. Yağmur’a karşı son bir görevimiz vardı. Yağmur’umuzu 5 bebek arasında yaşatacaktık. Söylediğimiz ailelerden özür diliyorum. Gerçekten bizim elimizde olmayan bir şey. Biz bütün çocukların yaşamasını istiyoruz. Kendi istedikleri vakıflara ya da kendi yandaşlarına, yandaş çocuklarına, milletvekilleri, valiler araya girerek parayı onlara aktaracaklar. Maalesef bizi aşıyor. Yok, yapmıyorlar. Bizim görüşümüzü bile almadılar. Bağış yapan, destek veren herkese teşekkür ediyorum. Hakkınızı helal edin. Biz sizin bu mirasınıza sahip çıkamadık. Bu insanlar gerçekten çok insafsız. Bu kadar da olmaz dediğimiz şeyler başımıza geliyor. Kimse bizi muhatap almıyor. Sanki kendileri ellerini taşın altına koydular. Sanki kendileri sokaklarda gezip bir lira istediler. Biz kapı kapı gezdik. Hakarete uğradık. Sanki her şeyi kendileri yaptı. Bizim bir dilekçemizi iptal ettiler. Bizim imza yetkimiz de yokmuş. Onların dediğiyle oluyormuş her şey. Adalet yok. Gerçekten adalet yok. Adalet olsaydı böyle olmazdı. Kendi istedikleri birine ya da bir vakfa verecekler. Kendileri yapmışlar sanki. Bizler hiçbir şey yapmamışız sanki. Bizler çocuğumuz için soğuklarda, sıcaklarda para toplamamışız sanki. Her şeyi kendileri yapmış gibi davranıyorlar. Destek olan binlerce insanın emeğini hibe sayıyorlar.”