Tiyatrolarda bir bayram havası | Güney Gazetesi Mersin

Tiyatrolarda bir bayram havası

Pandemi koşullarında zorlu bir süreç yaşayan tiyatrocular, kısıtlamaların kalkması, salgın vakalarının azalması nedeniyle rahat bir nefes almaya başladı. Tiyatrocular, bu yıl ki Dünya Tiyatrolar Gününde daha neşeli, daha iyimserdi. Sanatçıların bu ruh hali kutlamalara da yansıdı, Dünya Tiyatrolar Günü karnaval havasında kutladı.

Tiyatrolarda bir bayram havası


ABİDİN YAĞMUR

Mersin Tiyatro Derneği tarafından 27 Mart Dünya Tiyatro Günü dolayısıyla düzenlenen kortej yürüyüşü renkli görüntülere sahne oldu. Tiyatrocular, Nasrettin Hoca’dan Hacivat Karagöz’e, kuklalardan palyaçolara, ateşbazlardan dansçılara kadar renkli kostümleriyle ve yetenekleriyle Mersinlilere keyifli dakikalar yaşattı.

Tiyatrocuların kortej yürüyüşü Mersin İdman Yurdu Meydanı’na başladı, Özgecan Aslan Barış Meydanında sona erdi. Kortej Özgecan Aslan Barış Meydanına geldiğinde Mersin Büyükşehir Belediyesi Bandosunun eşliğinde mini bir konser verildi.

Mersin Tiyatro Derneği Başkanı Mustafa Çavuş, Dünya Tiyatro Gününün tiyatroya gönül vermiş herkesin bayramı olduğunu söyledi.

 

“COVİD BİZİ SIFIR NOKTASINA GETİRDİ”

Dünya Tiyatro Günü Uluslararası Bildirisi, ABD’den ünlü tiyatro ve opera yönetmeni Peter Sellars tarafından yazıldı. Mersin’deki etkinlikte Sallers’in yazdığı metni Katibe Esen okudu.

Bildiride, “Covid-19 iki yılda insanların duyularını köreltti, hayatlarını daralttı, oluşmuş bağları kopardı ve bizi insanlık meskeninin sıfır noktasına getirip bıraktı. Böyle bir süreçte hangi tohumlar tekrar tekrar ekilmeli, hangi istilacı türler durdurulmalı, hatta kökünden kazınmalı? O kadar çok insan diken üstünde ki... Mantık ve beklentinin dışında, o kadar çok şiddetle karşı karşıyayız ki... O kadar çok müesses sistemin süregiden zorbalık yapıları olduğu ortaya çıktı ki...

Epik bakış, amaç, iyileşme, onarma ve ilgi tiyatrosunun yeni ritüellere ihtiyacı var. Eğlendirilmemiz gerekmiyor. Bir araya gelmemiz gerekiyor. Alanları paylaşmamız ve paylaşılan alanları çoğaltmamız gerekiyor. Birbirimizi yürekten dinlediğimiz, korunaklı eşitlik alanlarına ihtiyacımız var.

Tiyatro dünyada insanlar, tanrılar, bitkiler, hayvanlar, yağmur damlaları, gözyaşları ve yeniden doğuş arasında bir eşitlik alanı yaratılmasıdır. Eşitlik ve yürekten dinleme alanı, tehlike, itidal, akıl, eylem ve sabrın derin etkileşimiyle canlı tutulan gizli bir güzellik tarafından aydınlatılır” ifadeleri yer aldı.

 

 

“TİYATRO İNSANLIĞIN DÜNYAYA AÇILAN GÖZÜDÜR”

Dünya Tiyatro Günü Ulusal Bildirisi ise, duayen tiyatro eleştirmeni ve çevirmen Seçkin Selvi tarafından kaleme alındı. Mersin’deki etkinlikte Seçkin Selvi’nin metnini Güler Cengiz okudu. Bildiride şu ifadelere yer verildi:

“Tiyatro insanlığın dünyaya açılan gözüdür. Tiyatronun kapanması demek dünyaya gözümüzü kapatmak demektir; kültürlerin aktarım zincirini kırıp atmak demektir. İki yılı aşkın bir süredir, Covid-19 pandemisi yüzünden tiyatrolar aylarca kapalı kaldı, bu durum yalnızca dünyaya gözümüzü kapatmakla kalmadı, ekonomik nedenlerle birçok tiyatro, hem de en genç, en umut veren, en yaratıcı topluluklar perdelerini kapatmak zorunda kaldılar.

 

“SAVAŞLARI DA ANLATACAĞIZ”

“Dünya Tiyatro Günü’nün yer aldığı Mart ayı ise, dünyanın çeşitli yerlerinde yıllardır sürdürülen savaşların acılarına Karadeniz kıyılarından gelen bomba sesleriyle bebek çığlıklarını ekledi. Tarihteki büyük savaşlar, 1. ve 2.Dünya savaşları, Vietnam savaşı, Bosna savaşı, sayısız kurtuluş savaşı ve savaşımı nasıl tiyatro aracılığıyla insanlığın ortak belleğine işlendiyse, hiç kuşkusuz yeni savaşlar ve saldırılar da bir gün sahnede yerini alacaktır. Çünkü tiyatro o ortak belleği sürdürebilmek için bütün bunları anlatmak zorundadır. İnanıyorum ki tiyatronun da katkısıyla ortak belleği besleyerek, insanlarla, halklarla, ülkelerle el ele tutuşup omuz omuza vererek insanca yaşanan ortamlarda dünya sanatçılarını alkışlamaya devam edeceğiz.”