“Halk sağlık sorunuyla baş başa kalacak” | Güney Gazetesi Mersin

“Halk sağlık sorunuyla baş başa kalacak”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) eski Mersin Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın göç etmek zorunda kalan doktorlar hakkında kullandığı “Varsın gidiyorlarsa gitsinler” sözlerini değerlendirdi. Doktorların göç etmesinde tek sorumlunun Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu söyleyen Atıcı, “Erdoğan ‘Nerede yanlış yaptım’ demeli. Halk giden doktorların ardından sağlıkta yaşanacak sorunlarla baş başa kalacak, sağlıkta halkı büyük sorunlar bekliyor” dedi.

“Halk sağlık sorunuyla baş başa kalacak”


MAHMUT SÖNMEZ

 

Çalışma şartlarının zorluğu, hekimlere karşı uygulanan şiddet, özlük haklarının iyileştirilmemesi, maaşlarının enflasyon karşısında erimesi sebebiyle Türkiye’den yurt dışına doktor göçü artarak devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan konu hakkında “Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz buralarda onlarla devam ederiz” ifadelerini kullanmıştı. Prof. Dr. Aytuğ Atıcı doktorları göçe zorlayan sorunları, emekli doktorların göreve çağrılmasını ve Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarını değerlendirdi.

 

“TEK SORUMLU TAYYİP ERDOĞAN”

 

Erdoğan’ın doktorlar hakkında kurduğu cümlenin bir cumhurbaşkanına yakışmadığını söyleyen Atıcı, “Bir cumhurbaşkanı ülkeden ayrılacak parlak beyinler olduğunda ‘Varsın giderlerse gitsinler’ demez, tam tersi ‘Ben bu insanları nasıl elimde tutarım’ der ve çaresine bakar. Eğer bu insanlarda vatan sevgisi yoksa tabi ki gitsinler ayrı bir konu ama vatanlarını, insanlarını sevdikleri halde gitmek zorunda kalmışlarsa burada bir tane sorumlu vardır; o da; R. Tayyip Erdoğan’dır” dedi.

 

İÇİM PARÇALANIYOR

 

Doktorların şu an aldıkları maaşla kendilerini geliştirmelerinin, bilimsel gelişmeleri takip etmesinin mümkün olmadığını hatta geçinmelerinin dahi mümkün olmadığını söyleyen Atıcı, “Bütün bu olumsuzluklar bir araya geldiğinde doktorlar yurtdışına çıkmak zorunda kalıyor. Bu benim içimi parçalıyor. Bu insanların doktor olması için aileleri ve devlet yatırım yaptı ve biri çıkıp ‘Giderlerse gitsinler’ diyor. Bu akıllı bir insanın yapacağı bir iş değildir. Halbuki ‘Bu kadar akıllı insanlar ülkeden gidiyorsa ben nerede yanlış yaptım’ demesi gerekir” ifadelerini kullandı.

 

“BİLİMDEN UZAK ANLAYIŞ”

 

Cumhurbaşkanı’nın siyasi ömrünün bittiğini söyleyen Atıcı, “Erdoğan’da gidecek ama Erdoğan’ın yanlış politikaları ve doktorlara karşı kullandığı kötü söylemler ve uygulamalar yüzünden doktorlar da gidiyor. Halk giden doktorların ardından sağlıkta yaşanacak sorunlarla baş başa kalacak. Sağlıkta halkı büyük sorunlar bekliyor. Asistan doktorlarla idare edeceğini söylüyor Erdoğan, bilimden bu kadar uzak bir anlayış bizi yönetiyor. Asistan doktorlarla sağlık sorunu halledilmez, bu kadar konuya uzak” dedi.

 

“EMEKLİ DOKTORLAR ÇALIŞMAK ZORUNDA BIRAKILIYOR”

 

Sağlık Bakanlığı’nın 65-72 yaş aralığındaki hekimleri yeniden göreve atamak için ilan verdiğini hatırlattığımız Atıcı, emekli doktorların deneyimlerinin değerli olduğunu ama diğer yandan sağlıkçıların çalışma şartlarının çok ağır olduğunu bu tempoyu genç doktorların bile kaldıramadığını söyledi. Türkiye’de emekli doktorların maaşlarının düşük olduğunu söyleyen Atıcı, “Emekli doktorların kalan ömürlerini huzur içinde geçirmesi gerekirken, hükümet maaşlarını enflasyon karşısında kuşa çevirdi. Böyle olunca 70 yaşındaki insanlar tekrar çalışmak için sıraya giriyorlar. Ömrünün son yıllarını çalışmak zorunda bırakılan hekimler için içler acısı bir durum. Emekli doktorlara rahat edebilecekleri şekilde maaş verilmeli, genç doktorların da şartları düzeltilmeli ve ülkede kalmaları sağlanmalı” ifadelerini kullandı.

 

ÇAMAK, EMEKLİ DOKTORLARIN ÇALIŞMASINDAN YANA

 

Eski CHP Mersin Milletvekili Dr. Hüseyin Çamak ise emekli doktorların mesleğe dönüşü konusunda Atıcı’dan farklı düşünmekte.

Kendisinin 74 yaşında olduğunu söyleyen Çamak, hala özel hastanede hasta baktığını söyledi. Doktorların 65 yaşında emekli olmasını doğru bulmadığını söyleyen Çamak, “Doktorların en tecrübeli ve verimli olduğu dönem bu yaşlar. Bir hekim sağlığı elveriyorsa ve verimli ise 70 yaşından sonra da çalışabilmeli. Şu an 72 yaşına kadar hekimler çalışıyor kamuda ama bana kalırsa 75 yaşına kadar çalışabilmelidir” ifadelerini kullandı.

 

Mersinli doktorlardan Cumhurbaşkanına tepki

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yurtdışına göç eden doktorlar hakkında “Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz buralarda onlarla devam ederiz” sözlerini Mersinli doktorlar sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlarla tepki gösterdiler.

 

 

Prof. Dr. Aynur Özge: Her meslek kutsaldır ve kimseden kutsal meslek yapıyor diye hayatını parasız sürdürmesi beklenmiyor ve gündem dahi olmuyor hekimler hariç. Eve gelen yardımcıma emeğin kutsal teşekkür ederim desem de parasını da vermem gerekiyor doğal olarak. Hekimlik paraya indirgenip satın alınamayacak kadar kutsal bir emektir her emek gibi. Parasını ödediğim 3 tl o maydanozu yetiştiren çiftçinin tüm emeğinin gerçek karşılığı olmadığı gibi. Toplumun bir parçasıyız. Herkes kadar namuslu, herkes kadar vatansever ve herkes kadar paraya ihtiyaç duyan fani varlıklarız…

 

 

Dr. Gürbüz Şen: Olmazsa muhtarları doktor yapar hastaneleri boş bırakmayıza kadar gider bu işin sonu...Du bakalım nolecek...”

 

 

Dr. Özkan Özdemir: Garp cephesinde değişen bir şey yok. Yine esmiş gürlemiş muktedir. Hürriyetçi fikirleri bu ülkeye tıbbiyeliler getirdi. “Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet” tıbbiyelinin sözüdür. Abdülhamid baskılara boyun eğmeyen tıbbiyelileri Fizan’a sürmüştü. Tıbbiyeliler Padişahım çok yaşa demedi demeyecek! Tepelerden, zirvelerden saçılan toplumu, sokakları teslim alan zehirli dil mi sağlıkta şiddeti çözecek! Hadi canım sende. Bir sözüm de koşa koşa saray gidip oradan medet uman, apolitik olduğunu iddia ederek hekimlerin haklı öfkesini örgütleyen “hekim odaklı sendikalara.” Bozuk düzenden sağlam çark olmaz. Apolitik sendika olmaz!

 

 

Dr. Ful Uğurhan: Bir zamanlar “Çankaya’nın şişmanı, işçi düşmanı” diye bir slogan vardı. Oradan aklıma geldi. Şimdiki, açık ve net “doktor düşmanı”

 

 

Dr. Burhan Söker: 1985’te faşizme karşı direnirken bu mesleği  seçtim. Beni yetiştiren, emek veren, yol gösteren emekçilerin  ve benim alın terimdir. Siz yokken ben tarlada pamukta, demir çelikte vagonlarda demir kangalların içinde, hem de lise öğrencisi iken çalışarak tıp fakültesini kazandım. Üstelik gündüz tıp fakültesinde okurken gece taşeron işçilik yaptım. İktidarlar ve devlet her zaman için özgürlüğümü ve emeğimi görmezden geldi. Bu ülkeyi ve topluma karşı sorumluluğumu terk edip gitmeyi hiçbir zaman düşünmedim. Siz kendinize bakın. SDP (sağlıkta yıkım politikası) ile hem mesleğimi değersizleştirmeye hem de toplum sağlığını yok etmeye çalışıyorsunuz. İktidarlar gider, değişir. Emek ve emeğin mücadelesi kalır. Gitmedik, gitmiyoruz, haklıyız, özlük haklarımız ve toplum sağlığı için mücadeleye devam edeceğiz.