MAYSA DERYAYEVA
AKP iktidarının ekonomik krizin yükünü tamamen emekçilerin sırtına yıkan, gelir adaletsizliğini derinleştiren ve yoksullaşmayı artıran politikalar yürütmeye devam ettiğini belirten Tekin, “Ağustos 2021'de yandaş sendikayla imzalanan sözde toplu sözleşme ile kamu, emekçilerinin ve emeklilerin geleceğine el konulmuş, adeta sefalete mahkum edilmiştir. Hükümetin oluşturduğu bütçe ve cari açığın bedel milyonlarca emekçiye KDV ve ÖTV olarak dönmüş ve çarşıda para kendini göstermiştir. 2022 bütçesinden, memura, dar gelirliye, esnafa, çiftçiye, emekliye, işçiye, vergi, zam açlık ve yoksulluk çıkmıştır. Türk Lirası hızla değer kaybederken kurdaki dalgalanmalar biz emekçilerin belini iyice bükmüştür. Bu karanlık ekonomik tablo karşısında, aylardır meydanlarda çağrıda bulunuyoruz. Yaşadığımız ekonomik kriz ve derin yoksulluğa haykırıp, siyasi iktidarı önlemler almaya çağırıyoruz. Ancak tüm bu çağrılarımıza ve taleplerimize yanıt verilmediği gibi her gün biraz daha yoksullaşıyoruz, emeğimiz ucuzluyor” şeklinde konuştu.
“REFAH İÇİNDE YAŞAMAK İSTİYORUZ”
Tekin, “İnsan onuruna yaraşır bir yaşam daha da imkansız hale gelmişken, AKP iktidarı sadece yandaşların özgür ve refah içinde olduğu bir ülke yaratmıştır. Devletin fabrikalarını yıllar içinde bir bir elden çıkaran, tarımı emperyalistlerin ambargolarıyla baş başa bırakan, sanayiyi teşvikten yandaşı kalkındırmayı anlayan iktidar, 20 yıl içerisinde üretmeden tüketen, birçok mal ve hizmeti dışardan almak zorunda olan bir ülke yaratmıştır. Ülkedeki işsizlik oranı ise tavan yapmış, işsiz sayısı7 milyon 870 bin kişiye ulaşmıştır. Büyük Önder Atatürk'ün eğitimi, kalkınmayı, sosyal ve ekonomik ilerlemeyi birbirinden ayırmadan var ettiği Türkiye, daha gencecik bir Cumhuriyet iken bile Avrupa ülkelerine parmak ısırtırken, şimdi tepetaklak haldeki ekonomiyle, Dünya Sefalet Endeksi'nde 156 ülke içinde 21. sırada yer almıştır” diye konuştu.
“LAİK, BİLİMSEL, ADİL VE KAMUSAL BİR EĞİTİM İSTİYORUZ”
Eğitimcilerin taleplerini dile getiren Tekin şunları söyledi:
“İnsanca yaşamak için tüm eğitim emekçilerinin maaşlarına yüzde yüz zam, sistematik ve hadsiz saldırılar altındaki meslek onurumuza tekrar kavuşmak, nitelikli eğitimin sürdürülmesinde en önemli paydaşlar arasında olan idari, yardımcı ve teknik personellerin taleplerinin yerine getirilmesini, Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneğinin ayrım gözetilmeksizin eğitim çalışanlarının tümüne ödenmesini, tüm eğitim emekçileri için kadrolu, güvenceli çalışma ve insanca çalışma şartlarını, eğitim çalışanlarının görev tanımlarının yapılmasını, angarya çalışmaya son verilmesini, üniversitelerimizde bilimsel, idari ve mali özerkliği ve üniversitelerimizde akademik ve idari kadrolar arasındaki keskin çizgilerin azaltılmasını, görevde yükselme koşullarının liyakat sistemine, göre yapılmasını, akademik teşvik 'ödeneğinin akademik alanların şartları göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenmesini, akademisyenleri gerçekten teşvik edecek oranlarda olmasını, Atatürk'ün bize emanet ettiği yeni nesiller için laik, bilimsel, adil ve kamusal bir eğitim istiyoruz!”
“EĞİTİM EMEKÇİLERİMİZİN YANINDA OLACAĞIZ”
Eğitim emekçilerine destek vermeye devam edeceklerini dile getiren CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay, “Eğitim emekçilerimiz, değerli öğretmenlerimiz bugün sınıflarda değiller ama ders vermeye devam ediyorlar. Demokrasi ve direniş dersi veriyorlar. Yoksulluk ve sömürüye karşı mücadele, insanlık onurunu koruma dersi veriyorlar. Hepimiz onlarla birlikte olmadıkça, birimizin derdini hepimizin derdi kabul etmedikçe, bu düzen değişmez. Bizler, haklarını alana kadar eğitim emekçilerimizin yanında olacağız” ifadelerini kullandı.
“HERKES YAPTIĞININ HESABINI VERECEK”
CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen ise, “Bir hafta önce Türkiye Cumhuriyeti’nin 2022 bütçesini Mecliste görüştük ama bu bütçeye baktığımız zaman içinde halk yok, emekçiler yok, memurlar yok, emekliler yok kim var sarayın yandaşları, sarayın müteahhitleri var. Eğitimde staja başlayan öğretmenlerin önüne yandaş sarı sendikanın başvuru formu uzatılıyor. Zorla bu belge imzalatılıyor. Mesleğe başlayabilmek için ön şart olarak dayatılıyor. Bu günler çekecek. Herkes yaptığının hesabını sandıkta, bağımsız yargılamalarda da verecek. Bu sendika mücadelenizi yanındayım ve omuz omuza mücadele edeceğiz” dedi.