“Kadınlara yönelik her türlü saldırı durdurulsun” | Güney Gazetesi Mersin

“Kadınlara yönelik her türlü saldırı durdurulsun”

Mersin Kadın Platformu üyeleri, kadına yönelik saldırıların her geçen gün arttığına dikkat çekerek basın açıklaması düzenledi. Mersin kadın Platformu adına basın metnini okuyan Canan Yüce, kadına ve insan haklarına yönelik ciddi ve ağır ihlallerin yaşandığını belirterek, bu durum karşısında sessiz kalmayacaklarını vurguladı.

“Kadınlara yönelik her türlü saldırı durdurulsun”


MAYSA DERYAYEVA

 

Kadına yönelik şiddet faillerinin tek başına erkek olmadığını söyleyen Yüce, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele gününü gerekse de 10 Aralık İnsan Hakları Haftasını geride bıraktığımız bu süreci, maalesef kadına ve insan haklarına yönelik ciddi ve ağır ihlallerle bir kere daha geçirmiş bulunuyoruz. Erkeğe, devlete, bileşkesi olan ataerkiye ve yaratımları olan şiddete başkaldıran kadınlar cezalandırılıyor ve hafızasızlaştırılmanın, yok edilmenin, intihara sürüklenmenin, işkencenin, katledilmenin birer mağduru haline getirilerek yaşamdan koparılmaya devam ediliyorlar.  Kadına yönelik şiddet faillerinin tek başına erkek olmadığı, tüm bu şiddet biçimlerini besleyen, büyüten, sürdüren ve kollayan, böylelikle erkekle müşterek failliği paylaşan diğer bir unsurun da pratik ve politikalarıyla devlet olduğunun bilinciyle hareket ediyoruz” dedi.

 

“OLAYLARIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”

 

Kadına yönelik saldırılar salt evlerde, sokaklarda, meydanlarda olmadığını belirten Yüce, “Aynı zamanda özellikle örgütlü kadın mücadelesinin içinden gelen kadınları buralardan koparmaya, irade kırımına ve yalnızlaştırmaya yönelik olarak hapishanelerde de artarak devam ediyor.  Öyle ki; insan hakları haftasının ilk gününü insanlık dışı bir muamele sonucu hücrede tutulan ve tutulduğu hücrede ölü bulunan Garibe Gezer’in haberiyle karşıladık. Çıplak arama işkencesinden, cinsel şiddete, fiziksel ve psikolojik baskıdan, hücre ile tecride varan envai çeşit erkek devlet şiddeti uygulamalarıyla ölüme giden yolun adım adım örüldüğünü ve her ne kadar resmi kayıtlara intihar olarak geçecek olsa da bu koşullarda her intiharın aslında bir cinayet olduğunun bilinciyle ve kadınlara dayatılan ya biat et ya öl anlayışının yarattığı öfkeyi içimizde taşıyarak, devlet eliyle korunmaya, aklanmaya ve cezasızlık politikasından yararlandırılmaya çalışılan uygulayıcıların hukuk önünde hesap verecekleri güne kadar olayın takipçisi olacağımızı belirtmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

 

“MÜCADELEMİZE KARARLILIKLA DEVAM EDECEĞİZ”

 

Mersin kadın Platformu adına açıklama yapan Canan Yüce daha sonra konuşmasını şöyle devam etti;

“Yine erkek/devlet politikalarına karşı kadın mücadele tarihinin önemli öncüllerinden olan  Aysel Tuğluk da sistemin faşizan, cinsiyetçi ve militarist yüzüyle karşı karşıya kalarak çeşitli saldırılara maruz kalmış, devletin özel kürt politikası ve düşman hukuku örgütlü bilince sahip kadın kimliği karşısında daha da pervasızlaşmış, öyle ki; ağır ve kronik hastalığına ilişkin Kocaeli Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığında dokuz uzman doktor tarafından verilen cezaevinde kalamaz raporuna rağmen infaz erteleme talebi reddedilmiştir.  Öte yandan KHK zulmü ile işinden edilip güvencesiz bırakılan ve yine Mehmet Ronahi isimli erkeğin sistematik şiddetine maruz kaldığı iddia edilen Fatma Demirel’i intihara götüren süreçte de hem devlet hem erkek şiddetinin yol açtığı çıkmazın dehşet verici boyutlarını hep beraber görüyoruz. Tüm bunlar karşısında biz kadınlar yaşadığımız her türlü erkek devlet şiddetin üstesinden dayanışma ve mücadele ruhuyla geleceğimizin bilinciyle yılmadan ve bıkmadan emeklerimize ve hayatlarımıza sahip çıkmaya, ölüm siyaseti karşısında yaşam siyasetini savunmaya inat ve kararlılıkla devam edeceğiz.”