“İnsanca yaşamaya yetecek maaş istiyoruz” | Güney Gazetesi Mersin

“İnsanca yaşamaya yetecek maaş istiyoruz”

Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu Edirne ve Batman’dan Ankara’da buluşmak için başlatmış oldukları yürüyüş kolu Mersin’e geldi. Özgür Çocuk Parkında gerçekleşen eyleme KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kaplan, Tüm Bel- Sen Mersin Şube üyeleri ve Eğitim Sen Mersin Şube üyeleri katıldı. Basın açıklamasında bulunan KESK Dönem Sözcüsü Mustafa Özbay, “Ülkenin alın teri ile geçim savaşı veren milyonları olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Hükümetin Açlık ve Güvencesizlik Teklifini Kabul Etmiyoruz!” dedi.

“İnsanca yaşamaya yetecek maaş istiyoruz”


MAYSA DERYAYEVA

                                                                                  

Hükümetin kamudaki toplu sözleşme görüşmelerinde önerdiği 5 +6 olarak açıkladığı zam teklifinin yetersiz bulan KESK üyeleri eylem yaptı. Yapılan eylemde konuşma yapan KESK Dönem Sözcüsü Mustafa Özbay, “İnsanca bir yaşam, demokratik, grevli toplu sözleşme için mücadeleyi büyütüyoruz” şiarıyla KESK ve KESK’e bağlı iş kollarının MYK üyelerinin iki koldan Edirne ve Batman’dan Ankara’da bugün buluşmak üzere başlatmış oldukları yürüyüş kolu Mersin’e gelmiştir.  5,5 milyon kamu emekçisinin sendikası ve umudu KESK ve bağlı iş kolları yürütmesinin yürüyüşünü selamlıyoruz” diye konuştu.

 

 

“KAMU EMEKÇİSİNİ VE EMEKLİYİ GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ”

 

Hükümetin açlık ve güvencesizlik teklifini kabul etmediklerini ifade eden Özbay, “Ülkenin alın teri ile geçim savaşı veren milyonları olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Ülkeyi yönetenler yıllardır “Büyümede rekor kırdık”  dediler.  “Dünya bizi kıskanıyor” dediler.   Ama büyüdüğünü söyledikleri Türkiye’de bizim payımıza sadece yıllardır çocukların bile inanmadığı TÜİK enflasyonuna bağlanmış düşük maaşlar, sefalet ücretleri düştü. Çalışanların neredeyse yarısının asgari ücrete mahkûm edildiği, ucuz emek cennetine çevrilmiş bir ülke düştü.  Üretime değil, borçlanmaya, betonlaşmaya dayalı insan ve doğa düşmanı model her gün daha yıkıcı hale geldi. Kamucu anlayışta, sosyal devlette koskoca gedikler açıldı. Bunun bedelini de söndürülemeyen yangınlarla, her gün bir yerde ortaya çıkan sellerle, felaketlerle hepimiz ödedik. Ödemeye de devam ediyoruz. Yetkinin asıl sahibi 5,5 milyon kamu emekçisini ve emekliyi göreve çağırıyoruz” dedi.

 

 

“BU TEKLİFİN ADI SEFALET, YOKSULLUK, GÜVENCESİZLİKTİR”

 

“Sermaye yanlısı, emek karşıtı bu zihniyet 3,5 milyon kamu emekçisini, 2 milyon kamu emeklisini kapsayan toplu sözleşme görüşmelerine de aynen yansımıştır” diyen Özbay, “Siyasal iktidar 12 Ağustos’ta Çalışma Bakanı tarafından yapılan teklifle aileleri ile birlikte 20 milyonluk devasa bir kitleyle açıkça dalga geçilmiştir. Buradan tekrar altını çiziyoruz. Yaşadığımız kayıpları görmeyen, sadece hedeflenen resmi enflasyon rakamlarına indirgenen bu teklifin adı “Toplu Sözleşme Teklifi” değildir. Açlık sınırının 3 bin, yoksulluk sınırının 9 bin 500 TL’yi bulduğu, yaşanan gerçek hayat pahalılığının %40’ı aştığı koşullarda aileleri ile birlikte 20 milyonluk devasa bir kitleye yapılan bu teklifin adı sefalet, yoksulluk, güvencesizlik teklifidir. Dolayısıyla hiç kimsenin ve hiçbir konfederasyonun bu teklife değer yükleme çabasına girmeye, “maaş artışlarının üzerine bir, iki puan ilave edilirse çözülür” yaklaşımı sergilemeye, kamu emekçilerinden gizli kapalı kapılar ardında pazarlıklar yürütmeye, kamu emekçilerinin temel hiçbir sorununu çözmeyen teklifleri kabul etmeye hakkı yoktur” ifadelerini kullandı.

 

“GELİR VERGİSİ ADALETSİZLİĞİNE SON VERİLSİN”

 

Kamu emekçilerinin tekliflerini dile getiren Özbay, “Maaşlarımızın insanca yaşamaya yetecek bir seviyeye çekilmesini, özellikle pandemi döneminde maaşlarımızda yaşadığımız reel erimenin giderilmesini, kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesini, emekli olduğumuzda maaşlarımızın yarı yarıya düşmesine yol açan ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması için farklı adlar altında güvencesiz istihdam edilenlerin kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmesini, kadın kamu emekçilerine yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını, sayıları yüz bini aşan yardımcı hizmetler sınıfının yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesini, torpilin, kayırmanın kapsını sonuna kadar açan mülakat sitemine son verilmesini istiyoruz” dedi.