ABİDİN YAĞMUR
Suç örgütü yöneticisi Sedat Peker’in yayınladığı videolarla ilgili Mersin Emek ve Demokrasi Platformu Özgür Çocuk Parkı’nda basın açıklaması düzenledi. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı basın açıklamasında “Demokrasi, hukuk ve yargı bağımsızlığı istiyoruz” pankartı açıldı. Platform adına konuşma yapan DİSK Genel-İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, Peker’in videolarına yönelik, “Devlet-Mafya-Siyaset ilişkisinin ve derin devlet dediğimiz suç örgütünün, demokrasi güçlerinin yıllardır dillendirdiği bir çerçevede geliştiğini gözler önüne serdi” diye konuştu.
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu Özgür Çocuk Parkı’nda suç örgütü lideri Sedat Peker’in yayınladığı videolarla ilgili basın açıklaması düzenledi. “Bizler, rant kavgası nedeniyle ortaya dökülen bu pisliklerin bir kez daha halı altına süpürülmesine izin vermeyeceğiz” diye tepkisini dile getiren DİSK Genel-İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, “Bu ülkenin solcuları, sosyalistleri, devrimcileri, yurtseverleri ve bütün muhalifleri, 40 yıldır iktidara gelen hükümetlerin mafya ile ortak hareket ettiğini, yargısız infazlardan sorumlu olduklarını, uyuşturucu ticaretinin merkezinde olduklarını, muhaliflerin sorgusuz sualsiz öldürüldüklerini, insanların mal varlığına el koyduklarını ve bunu yaparken de mafya liderlerini tetikçi olarak kullandıklarını iddia ettik. Bu konuda gerek kamuoyunda, gerekse de mahkemelerde her türlü delili ortaya koyduk ve bunun karşılığında sadece hukukun işletilmesini ve adalet istedik. Ancak ne yürütme duydu sesimizi, ne yasama ve ne de yargı. Hepsi üç maymunu oynadılar ve bir anlamda “Devlet-Mafya-Siyaset” üçgenine destek oldular, kan taşıdılar” diye konuştu.
“RANT KAVGASI SONUCU ORTAYA ATILAN İDDİALAR”
Göksoy, “Mafya reislerinden biri olan Sedat Peker’in tamamıyla rant kavgası sonucu ortaya attığı iddiaların yedinci bölümünün yayınlanmasıyla bizim yıllardır anlatmaya çalıştığımız bu kirli ilişkiler taraflardan birinin itirafına dönüştü.Evet, Sedat Peker bir suç örgütü lideridir ve onun sözüyle infaz yapmak kadar anlamsız bir şey olmaz. Ancak bu iş bir mafya liderinin iddialarından ziyade bu suçların tümüne karışmış, tüm bu olaylarda parmağı olan ve Barış Akademisyenleri için “kanınızla banyo yapacağım” diyen bir çete reisinin itirafları olarak ele alınmalıdır. Yıllardır, solcuların, sosyalistlerin, yurtseverlerin savcıları harekete geçirmek için verdikleri uğraşa kulaklarını kapayanların en azından bu itiraflar üzerinden harekete geçmeleri gerekir.Bizler yıllardır işlenen yargısız infazlara, demokrasiye ve insan haklarına aykırı davranışlara, “devlet-mafya-siyaset” üçgeninde atılan adımlara karşı mücadele etmeye çalıştık.
“HAKİKATLERİ ARAŞTIRMA KOMİSYONU DA KURULMALIDIR”
“Son 40 yılın yargısız infazlarının, insan hakları ihlallerinin, antidemokratik uygulamalarının hesabı verilmelidir” diyen Göksoy, “Herkes şunu bilmeli ki; Binali Yıldırım’ı, Süleyman Soylu’yu, Mehmet Ağar’ı harcayarak bu işin içinde sıyrılmak mümkün değildir. Son 40 yılın yargısız infazlarının, insan hakları ihlallerinin, antidemokratik uygulamalarının hesabı verilmelidir. Yıllardır bu ülkenin solcularını, sosyalistlerini, insan hakları aktivistlerini sokak ortasında öldürenler, idam sehpalarına götürenler, yıllarca cezaevlerine kapayanlar ve yurt dışında sürgün hayatı yaşamalarına neden olanlar, tüm kurum ve kuruluşlarıyla hesap vermelidir, yargı önüne çıkarılmalıdır ve tüm bunların insanlık suçu olması nedeniyle hiçbir suçun zaman aşımı olmamalıdır. Tek adam rejiminin ortaya çıkardığı bağımlı yargının bu yargılamayı yapması ne kadar mümkündür tartışma konusudur bu ancak şimdi sıra cesur, tarafsız ve bağımsız yargıdadır. Ayrıca bağımsız kişi ve kurumlardan oluşacak Hakikatleri Araştırma Komisyonu da kurulmalıdır” dedi.
“ÖZGÜR-DEMOKRATİK TÜRKİYE MÜCADELESİNİ MUTLAKA KAZANACAĞIZ”
Göksoy, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Bu mücadele sonuna dek sürecek ve Süleyman Soylu’dan Mehmet Ağar’a, Binali Yıldırım’dan Erkam Yıldırım’a, Korkut Eken’den Halit Falyalı’ya, maaşlı milletvekillerinden yandaş medyaya ve nihayetinde bu rant kavgasının temel figürleri olan Sedat Peker’den Alaattin Çakıcı’ya kadar tüm muhataplar yargı önüne çıkarılana, bağımsız ve tarafsız hakim ve savcılar tarafından yargılanana, işledikleri suçların cezalarını çekene kadar bu mücadeleyi bırakmayacağız. Emek ve Demokrasi platformu olarak emekten, barıştan, demokrasiden ve adaletten yana bir Türkiye mücadelemizi bundan sonra çok daha kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Bu mücadele sırasında pek çoğumuzu cezaevleri, yargısız infazlar, sürgünler ve insan hakkı ihlalleri bekliyor olabilir ama biz bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz, ülkenin kurtuluşu için kirli ilişkiler yumağının çözülmesi, çeteler ve tek adam rejimini ortadan kaldırmanın zorunlu olduğunun bilinciyle, Emekten, Barıştan ve Bir arada Yaşamdan yana, Özgür-Demokratik Türkiye mücadelesini mutlaka kazanacağız.”