“Kısıtlama değil, kısıtlamacık!” | Güney Gazetesi Mersin

“Kısıtlama değil, kısıtlamacık!”

 “Kısıtlama değil, kısıtlamacık!”


 

ZELİHA ÖZİPEK

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan koronavirüs salgınıyla mücadelede uygulanacak yeni tedbirleri açıkladı. Buna göre 8. Ve 12. Sınıflar hariç tüm sınıflarda uzaktan eğitime dönülecek. Lokantalar, kafeler bayrama kadar kapanacak. Sokağa çıkma yasağı 19.00’da başlayacak. Alınan kısıtlama kararlarının çok yetersiz olduğunu söyleyen Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Şube Eş Başkanı Zeki Sinan Doğan, “Alınan kararlar kısıtlama değil; kısıtlamacık. Kararlar sadece göstermelik” dedi. Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen ise iktidarın virüsü değil; algıyı yönetmeye devam ettiğini iddia etti.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, merakla beklenen koronavirüs tedbirlerini açıkladı. Açıklanan yeni tedbirlere göre, hafta içi sokak kısıtlaması saatleri akşam 19:00 - sabah 05.00 olarak değişirken, kısıtlama saatlerinde şehirlerarası seyahate izin verilmeyecek. Şehir içi toplu ulaşım araçlarında, 65 yaş üstü ve 18 yaş altına sınırlama yeniden getirilirken, lokantalar, kafeler bayrama kadar kapanacak.

Alınan kısıtlama kararlarının çok yetersiz olduğunu söyleyen Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Şube Eş Başkanı Zeki Sinan Doğan, tam kısıtlama olmadığı sürece alınan kararların etkisinin olmayacağını iddia etti.

Doğan, “Alınan kısıtlama kararlarını çok yetersiz görüyoruz. Çünkü bu alınan kararlar kısıtlama değil; kısıtlamacık. Tam kısıtlama olmadığı sürece çok büyük bir etkisinin olacağını düşünmüyoruz. İngiltere’de ortaya çıkan mutant virüs nedeniyle hızlı bir yayılım var. Özellikle verilere baktığımızda son 1 ayda vaka sayıları 3 katına çıktı. Alışveriş Merkezleri açık ama okullar kapalı. Tuhaf bir şey. Devlet dairelerinde alınan kararları olumlu buluyoruz ama emekçilerin çalıştığı fabrikalar harıl harıl çalışacak. Bununla birlikte virüs yine yayılacak. Değişen bir şey olmayacak. Alınan kısıtlamalar sadece göstermelik. Etkisi olur mu peki? Öyle ya da böyle tabi ki etkisi olur. En azından bu hızlı artış bir ayda 3 katına çıkmışsa bu 3 kat olmaz 1.5 katına çıkar ama çok yetersiz” dedi.

 

“AŞI ÇEŞİTLİLİĞİ ARTIRILSIN”

 

Türkiye’de hızlı bir şekilde aşı çeşitliliğinin sağlanması gerektiğini söyleyen Doğan, “Kısıtlamadan çok bu aşı işinin halledilmesi lazım. Türkiye’nin hızlı bir şekilde değişik aşıların kullanması gerekiyor. Tek bir aşıya bağlı kalmamalıyız. Bugün aşılama yaparak İsrail’in nerede olduğunu, İngiltere’nin nerede olduğunu görüyoruz. Kıpkırmızı olan İngiltere şu anda aşılama sayesinde yemyeşil olmuş durumda. Özellikle Biontech aşısının soğuk zinciri çok önemli. O gün açılan aşıların belli bir sürede tüketilmesi lazım. Aşıya gelinmeyince o aşı çöpe gidiyor. Bu dönemde aşının ne kadar kıymetli olduğunu biliyoruz. Öyle bir şey yapmışlar ki kişinin adına açıldığı için bu aşı başkasına da yaptıramıyorsun. Halbuki bu yetkiyi yerellere versin, yerellerde B planını uygulayarak yedekli çalışsa bu aşılar israf olmayacak” ifadelerini kullandı.

 

“RAKAMLAR GERÇEK DIŞI”

 

Doğan, “Paylaşılan vaka sayılarından rakamlarda gerçek dışılık söz konusu. Test sayısı arttığı sürece vaka sayıları da artıyor. Günde 300 bin değil de 500 bin test yapılsaydı vaka sayımız da ortalama olarak 100 bin olacaktı. Ölüm oranlarının da doğru olduğuna inanmıyoruz. Çünkü 3 gün önce 242 ölüm Türkiye çapında açıklanırken Mersin’de bizim aldığımız bilgiye göre 11 kişi öldü. Şimdi Türkiye genelinde nüfusa oranladığında 800’ün üzerinde ölüm olması lazım. Buna rağmen basit bir hesaplama yaptığımız zaman ölüm oranlarının 800’ünden aşağıda olacağını düşünmüyorum” dedi.

 

“TOPLUMSAL SEFERBERLİK BAŞLATILMALI”

 

Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen alınan yeni kısıtlama kararlarıyla ilgili “Cumhurbaşkanının açıkladığı bu sözde önlemlerle salgının çözülmesinin mümkün olmadığını, ne tek başına cumhurbaşkanının, ne tek başına sağlık bakanının ve ne de tek başına bilim kurulunun bu salgınla baş etmesinin mümkün olmadığını bir kez daha yineliyoruz” dedi. Antmen, “Gerek TTB, gerek diğer tüm sağlık örgütleri sağlık bakanlığı ile birlikte bu sorunun çözümünde ortak tavır almalı, salgının ortak akılla çözülmesi için bir araya gelmeli ve halkın salgın ile baş edilebileceğine yönelik güvensizliği giderilerek toplumsal bir seferberlik başlatılmalıdır” ifadelerini kullandı.

 

“MERSİN’DE KAMU HASTANELERİ YÜZDE YÜZ DOLU”

 

Mersin’de kamu hastanelerinde doluluk oranlarının yüzde yüze yaklaştığını söyleyen Antmen, “Türkiye’de vaka sayılarının azaldığı iddiası ile kontrollü normalleşmenin başlamasıyla Mersin’de vaka sayılarında çok ciddi bir artış başlamıştır. Kontrollü normalleşmenin ilk haftalarında yüz binde 80.7 olan vaka oranı 3-9 Eylül tarihleri arasında yüz binde 181.9’a çıkarak baş edilmesi çok zor bir duruma gelmiştir. Vaka sayılarındaki bu artış, tüm sağlık kurumlarını çok zor durumda bırakmış, COVID dışı hastalıkların tedavisinde çok ciddi aksamalara neden olmuş, servislerin çok büyük bir bölümü COVID hastalarına ayrılmak zorunda kalınmıştır. Mersin’in tüm kamu hastanelerinde servis doluluk oranları yüzde yüze yaklaşmış, Yoğun bakım doluluk oranları da sağlık çalışanlarının hastaların tedavisi ile baş edemeyecekleri duruma gelmek üzeredir. Mersin’deki bu yoğunluk bir yandan COVID salgını ile mücadeleyi zorlaştırırken diğer yandan da COVID dışı kronik hastalıklarla mücadeleyi de zorlaştırmakta ve COVID dışı ölümleri de arttırmaktadır. Mersin Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği olarak aylar öncesinden bu tehlikeyi işaret etmemize karşın dün cumhurbaşkanı tarafından açıklanan önlemler ile tam anlamıyla dağ fare doğurmuştur” dedi.

 

“VİRÜSÜ DEĞİL; ALGIYI YÖNETİYORLAR”

 

Alınan kararların virüsü yönetmekten ziyade algı yönetimi olduğuna dikkat çeken Antmen, “Türk Tabipleri Birliği sürecin başından bu yana toplumsal hareketliliğin kısıtlanması, çalışanlara ekonomik ve sosyal destek sağlamak şartıyla üretimin durması, AVM ve ibadethane gibi büyük ve kapalı alanların kapatılması, şehirler arası ve şehir içi toplu ulaşıma sınırlama getirilmesi gibi radikal önlemleri önerip, aşılamanın çok daha yaygın yapılması ve özellikle de tehlikeli işlerde çalışanların, öğretmenlerin bir an önce aşılanması gerektiğine dair önerilerde bulunurken, cumhurbaşkanının sokağa çıkma yasağını saat 19.00’a çekmesi, 18 yaş altı ve 65 yaş üstüne yasaklar getirmesi önlemden ziyade algı yönetimine devam konusunda kararlı olduklarının çok açık bir göstergesidir” dedi.