“Sefalet ve yoksulluk bütçesi” | Güney Gazetesi Mersin

“Sefalet ve yoksulluk bütçesi”

Emekliler, 2021 bütçesinde yoksul kesimlerin sorunlarının görmezden gelindiği görüşünde

“Sefalet ve yoksulluk  bütçesi”


ABİDİN YAĞMUR
Tüm Emekliler Sendikası Mersin Şubesi Basın Yayın Sekreteri Fatih Kaplan, TMBB Genel Kurulunda görüşülen; 2021 yılı Bütçe tasarısını ve emekli sendikalarına yönelik kapatma girişimlerini düzenlediği basın toplantısıyla değerlendirdi.
2021 yılı Bütçe tasarısının TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye başlamasıyla birlikte Tüm Emekliler Sendikası Mersin Şubesi Basın ve Yayın Sekreteri Fatih Kaplan, bütçe ve emekli sendikalarına yönelik kapatma girişimlerine ilişkin bazı değerlendirmelerde bulundu. 
Kaplan, 2021 yılı bütçesinin Cumhurbaşkanlığı’nın istekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda ilerlediğini iddia ederek, “ Komisyon görüşmelerinden de anlaşılacağı üzere, Saray ve TBMM çoğunluğu bütçenin sadece kendi istekleri doğrultusunda geçmesini amaçlamakta, halkın ihtiyaçları yönünde hiçbir değişikliğe izin vermemektedir. Oysa bütçe metni, bütün bir ülkenin kaynaklarını, gelirlerini ve bunların kimlere nasıl dağılacağını belirleyen en önemli metinlerden biridir. Ülkenin bütününü, bütün kurumlarını, meslek odalarını, sendikaları, demokratik kitle örgütlerini, işçileri, köylüleri, emeklileri, esnafı, işvereni, emekçileri, kadınları, gençleri kısaca bütün yaşayanları doğrudan etkilemektedir” diye konuştu.

“ADETA KAÇIRILIRCASINA BÜTÇE YAPILIYOR”
Bütçe tasarısının adeta kaçırılırcasına hazırlanıp görüşüldüğünü ileri süren Kaplan, “Bu görüşmelerde, bizlerin görüşlerine başvurulmamakta, temsil ettiğimiz kesimler yok sayılmaktadır. Bu sarayın ve TBMM çoğunluğunun siyasi tercihidir. Bu siyasi tercih de yoksullardan, kadınlardan, çalışanlardan, emeklilerden, işçilerden değil, sermayeden, rantiyeden yana kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra emekliler için uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan sendika kurma hakkımız mahkemeler vasıtasıyla elimizden alınmaya çalışılmakta, devletin uluslararası sözleşmelere uygun iç hukukta düzenlemeler yapmak yerine emeklilerin 25 yıllık sendikal geçmişini yok saymaya çalışmakta, sendikaları kapatmakla tehdit etmektedir. Bu çerçevede, Sendikamız Tüm Emekli Sen 2021 Bütçe tasarısını ve emekli sendikalarına yönelik baskı ve kapatma girişimlerini değerlendirmesini basın aracılığıyla kamuoyu ile paylaşmayı ve TBMM’de bulunan ya da bulunmayan siyasi partilere görüş ve değerlendirmelerini iletmeyi bir görev olarak kabul etmektedir” dedi.

“BU BÜTÇE SAĞLIKSIZLIĞIN BÜTÇESİDİR”
2021 yılı Bütçe görüşmelerinin koronavirüs salgını ortamında görüşüldüğünün altını çizen Kaplan, “Son günlerde devreye giren, güya salgına karşı önlem diye adlandırılan kısıtlamalar ise, tedbir olmaktan daha fazla, halkın yaşam biçimini değiştirmeye ve baskıcı bir sistemi iyice yerleştirmeye, toplumsal muhalefetin her adımını engellemeye yönelik hale gelmiştir. Bütçede gerekli değişiklikler yapılarak gerek sağlık hizmetleri için gerek sağlık çalışanları için ayrılan pay artırılmalı, çalışanlar ve emeklilerden teşhis ve tedavi için yapılan kesintilerden vazgeçilmelidir” dedi. 

“BU BÜTÇE EMEKLİLERİ AÇLIĞA MAHKûM ETMENİN BÜTÇESİDİR”
8 milyon emeklinin asgari ücretin altında ücret aldığını belirten Kaplan, “Hazine katkısı ile aylık ödemeler 1500 TL’ye çekilmiş olsa da zamlar gerçek ücretlerine yapılmakta gerçek ücretleri hazine katkılı düzeye gelinceye kadar aldıkları aylık sabit kalmaktadır. Bu uygulama emeklileri açlığa mahkum etmenin başka bir yoludur. Yine bu bütçe ile 2021 yılı için emeklilere reva görülen zam oranı 3+3 ve enflasyon farkıdır. Zam oranlarının vicdansızlığı ve komikliği bir tarafa, enflasyon oranlarının siyasi iktidarın işine geldiği gibi hesaplanıp açıklandığı bilinmektedir. Dolayısıyla 2021 bütçesi emekliler açısından sefalet ve yoksulluk demektir” şeklinde konuştu.

Emekliler ne istiyor?

 

Tüm Emekliler Sendikası Mersin Şubesi Basın Yayın Sekreteri Fatih Kaplan, emeklilerin taleplerini ise şu şekilde sıraladı: 
*Emeklilerin sendikalarına karşı açılmış kapatma davaları geri çekilmeli, Valilikler bu davalara taraf olmamalıdır.
*Uluslararası sözleşmeler ve 25 yıldır emeklilerin zorluklarla baş ederek sürdürdüğü kazanımlar ve sendikal örgütlenmesi tanınmalı, anayasal güvence altına alınmalıdır.
*En düşük emekli aylığı brüt asgari ücret tutarına yükseltilmelidir.
*Emekliler arasındaki ücret dengesizliği bir an önce giderilmeli, buna ilişkin intibak yasası emekliler daha fazla mağdur edilmeden çıkarılmalıdır.
*Torba yasa adı altında getirilen ve emeklilik konusunda elde ettiğimiz hakları geri almayı hedefleyen yasa girişimleri geri çekilmelidir.
*Yılda 4 sefer aylık tutarında ikramiye verilmelidir.
*Sağlık hizmetleri tamamen kamusal olmalı, kamu eliyle yürütülmelidir. Özelleştirmeden vazgeçilmelidir.
*Emeklilerden sağlık ve tedavi katkı payları alınmamalıdır.
*Ekmek, et, su, elektrik, doğalgaz gibi temel ihtiyaç ürünlerine zam yapılmamalıdır.
*Salgının hemen geçmeyeceği, derin etkiler bırakacağı açıktır. Buna göre salgına karşı en az iki yıllık bir mücadele/baş etme programı hazırlanıp uygulamaya konulmalıdır. Bu programın temel yaklaşımı sağlık hizmetlerinin kamusal hizmet olduğu olmalıdır.
*Koronavirüse karşı bulunduğu söylenen aşıların tıbbi olarak onaylanmasından sonra ücretsiz olarak (Sağlık çalışanları ve ardından 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olanlardan başlamak üzere) aşılanmasına başlanmalıdır.
*Salgına karşı tedbir adı altında uygulamaya konulan ve bizleri eve kapatmaya yönelik uygulamalardan bir an önce vazgeçilmelidir.
*Salgın koşullarında yaşlılara, kronik rahatsızlığı olanlara yerel ya da merkezi yönetim tarafından destek verilmeli, ihtiyaçları karşılıksız olarak karşılanmalıdır.”