‘Öğretmen boyun eğmez’ | Güney Gazetesi Mersin

‘Öğretmen boyun eğmez’

Eğitim-İş Sendikası kuruluşunun 15. Yılını kutluyor. 15. Yıl dolayısıyla bir açıklama yapan Eğitim-İş Mersin Şube Başkanı Hakan Boyar, sendikanın, ‘Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, egemenliğini, ulus ve ülke bütünlüğünü, laik düzeni, demokratik ve ulusal eğitim değerlerini korumak ve sonsuza kadar yaşatmak için’ kurulduğunu söyledi.

‘Öğretmen boyun eğmez’


ZELİHA ÖZİPEK

 

Eğitim-İş’in 100 yıllık sendikal mücadele geleneğinden ders alarak yoluna devam ettiğini belirten Boyar, “Encümen-i Muallim’den, TÖS’ten, TÖBDER’den devraldığımız kültür, birikim ve cesaretle, Köy Enstitüleri ile Fakir Baykurt’un yurtsever ve mücadeleci ruhunu birleştirerek yeniden kurduğumuz Eğitim-İş, 15 yılda, Büyük Önderimiz Atatürk’ten ve onun eseri olan Cumhuriyetten yana kamuoyunun gözbebeği olan demokratik kitle örgütlerinden biri haline geldi” dedi.

 

ÖĞRETMEN YALVARMAZ, ÖĞRETMEN EL AÇMAZ’

Fakir Baykurt'un “Öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz, öğretmen ders verir” sözlerini şiarları yaparak eğitim emekçilerinin alın terinin hakkını savunduklarını ifade eden Boyar, öğretmenlik mesleğine eski saygınlığını kazandırmak için de mücadele ettiklerini vurguladı.

Laik, demokratik, bilimsel ve kamusal eğitimin askıya alınmasına, Cumhuriyet eğitim sisteminin ve oluşturduğu kültürün tasfiye edilmesine, Atatürk devrim ve ilkelerinin yok edilmek istenmesine karşı hem hukuk savaşı verdiklerini, hem kamuoyu oluşturduklarını ifade eden Boyar şunları söyledi:

“Başöğretmenimiz Atatürk'ün bize emanet ettiği yeni nesillerin daha iyi bir eğitime kavuşabilmesi her zaman mücadelemizin ana prensiplerinden biri oldu. Yeri geldi ücra bir köy okulunda üşüyen bir yavrumuzun çıplak ayakları olduk, yeri geldi hükümet eliyle tarikat yurtlarına itilen çocukların çığlığı... AKP eliyle eğitimde ailesi zengin olan çocuk ile yoksul olan çocuk arasındaki uçurum daha da derinleştirilirken, fırsat eşitliği sağlanmasının sosyal devlet olmanın gereği olduğu vurgusunu dilimizden düşürmedik. Bu alanda toplumdaki uyanışın, kıvılcımlarını çaktık. Eğitimin sadece gericileştirilmesi değil, piyasalaştırılması da her zaman kavgamızın odağında oldu. Her yavrumuza adil ve parasız olarak verilmesi gereken bir hizmet olan eğitimin ticari bir meta, velinin müşteri, öğretmenlerin köle yerine koyduğu bu düzene en çok muhalefet eden demokratik kitle örgütü olduk. Hiçbir zaman sadece kendi alanında mücadele vermekle yetinen bir demokratik kitle örgütü olmadık; ülkemizdeki, dünyamızdaki gelişmelere de her zaman dahil olarak demokrasi mücadelesi verdik. Özgürlüklerin gaspına karşı, insan hakları ihlallerine karşı, adaletsizliklere karşı dik ve ödün vermez duruşumuzla toplumsal muhalefetin en önemli öznelerinden biri olduk. Bundan sonraki süreçte mücadelemizi daha da yükselterek öğretmenlerin, öğrencilerimizin sesi olmaya; laik, çağdaş, bilimsel, ulusal, parasız, demokratik ve karma eğitimi savunmaya; emeğimize ve ülkemize yönelik her saldırı, karşısında sarsılmaz bir kale gibi durmaya kararlıyız.”